Efendimizi (sav) Salavatlarla Analım
Hz Muhammed`in (s.a.v) viladetinin 1442. yıldönümü dolayısıyla camilerde ve derneklerde düzenlenen Mevlit etkinliklerine Müslümanlar çok yoğun ilgi gösterdi. Düzenlenen etkinliklerde Efendimize (s.a.v) salavatlar getirilerek dualar edildi.
İSTANBUL - Mustazafler Cemiyeti İstanbul Şubesi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed`in (s.a.v) viladetinin 1487. yıldönümü dolayısıyla İstanbul Fatih`te bulunan İstanbul temsilciliğinde bir program düzenledi. Program Mehmet Manas Hoca`nın Kur`an`ı Kerim tilaveti ile başladı. Okunan Kur`an`ı Kerim`den sonra Hasan Hoca mevlit okudu. Mevlid`in ardından İnzar Dergisi sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Mehmet Zeki Ergin, Hz. Peygamberin davetçi yönünü anlatan bir konuşma yaptı.
Efendimizi (sav) salavatla analım
Ergin, Peygamber Efendimizi (sav) anmanın ve O`nu hatırlamanın bizim için çok önemli olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Her an O`nu zikretmeli ve O`nu anmalıyız. İnsanlık O`nun sayesinde vardır. Bu gün biz de iman ehliysek O`nun hürmetinedir. Allah (c.c) `sen olmasaydın ben kainatı yaratmazdım` diye buyurmuştur. Salavat O`nu anmadır. Bir aşık nasıl ki maşukunu anıyorsa biz de salavat getirerek Efendimizi (s.a.v) analım."
Ergin, Peygamber Efendimizi (sav) anmanın ve O`nu hatırlamanın bizim için çok önemli olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Her an O`nu zikretmeli ve O`nu anmalıyız. İnsanlık O`nun sayesinde vardır. Bu gün biz de iman ehliysek O`nun hürmetinedir. Allah (c.c) `sen olmasaydın ben kainatı yaratmazdım` diye buyurmuştur. Salavat O`nu anmadır. Bir aşık nasıl ki maşukunu anıyorsa biz de salavat getirerek Efendimizi (s.a.v) analım."
Efendimiz bir tebliğciydi
Efendimizin (s.a.v) en büyük özelliğinin kendisinin bir tebliğci olması olduğunu belirten Ergin, "O`nun anlatılacak çok yönleri var. Veda Haccında ashabını tebliğine şahit tutuyor. Ashabı da buna şahitlik ediyor. O`nun en çok öne çıkan özelliği tebliğ edici olma özelliğidir. O tebliğcidir Allah O`na `Ey Resûlüm, Rabbinden sana indirileni tebliğ et` diye hitap ediyor.
O insanların hidayeti için kendisini çok yoruyordu. Tebliğ edip insanların hidayete gelmesini istiyordu" dedi.
Efendimizin (s.a.v) en büyük özelliğinin kendisinin bir tebliğci olması olduğunu belirten Ergin, "O`nun anlatılacak çok yönleri var. Veda Haccında ashabını tebliğine şahit tutuyor. Ashabı da buna şahitlik ediyor. O`nun en çok öne çıkan özelliği tebliğ edici olma özelliğidir. O tebliğcidir Allah O`na `Ey Resûlüm, Rabbinden sana indirileni tebliğ et` diye hitap ediyor.
O insanların hidayeti için kendisini çok yoruyordu. Tebliğ edip insanların hidayete gelmesini istiyordu" dedi.
Günümüzde tebliğ vazifesi hakkıyla yerine getirilmiyor
İslam`da cihadın bile tebliğin önünü açmak için yapıldığına dikkat çeken Ergin, "Cihat bile tebliğini önünü açmak için yapılır. İslam`ın amacı insanları öldürüp cehenneme göndermek değildir, cennete gitmelerini sağlamaktır. İslam şuan eskisi gibi yayılmıyor. Bunun sebebi tebliğ vazifesinin hakkıyla yerine getirilmemesinden kaynaklanıyor. Tebliğ vazifesinin hakkıyla yerine getirilmemesi bu gün Müslümanlar için çok büyük bir ayıptır. Örneğin Müslümanlar çok yoğun olarak gittikleri Avrupa`da tebliğ vazifelerini hakkıyla yerine getirmiş olsalardı bu gün Avrupa`da Müslümanların sayısı çok daha fazla olurdu" ifadelerini kullandı.
İslam`da cihadın bile tebliğin önünü açmak için yapıldığına dikkat çeken Ergin, "Cihat bile tebliğini önünü açmak için yapılır. İslam`ın amacı insanları öldürüp cehenneme göndermek değildir, cennete gitmelerini sağlamaktır. İslam şuan eskisi gibi yayılmıyor. Bunun sebebi tebliğ vazifesinin hakkıyla yerine getirilmemesinden kaynaklanıyor. Tebliğ vazifesinin hakkıyla yerine getirilmemesi bu gün Müslümanlar için çok büyük bir ayıptır. Örneğin Müslümanlar çok yoğun olarak gittikleri Avrupa`da tebliğ vazifelerini hakkıyla yerine getirmiş olsalardı bu gün Avrupa`da Müslümanların sayısı çok daha fazla olurdu" ifadelerini kullandı.
Mehmet Zeki Ergin`in konuşmasından sonra Cemiyet Tiyatro Grubu tarafından Peygamber Efendimize (s.a.v) vefayı konu edinen bir tiyatro gösterimi sahnelendi. Program Lütfü Gıyıldar Hoca tarafından okunan duadan sonra yapılan ikramlarla sona erdi.
O`nun hayatı bizim hayatımıza tat veriyor
Zeytinburnu-Der`in (Zeytinburnu İlim Kültür Derneği) düzenlediği etkinlikte de peygamberimizin doğumu kutlandı. Abdusselam Yaçin`in okuduğu Kur`an tilavetiyle başlayan etkinlik Burhan Yıldız hocanın okuduğu mevlitle devam etti.
Zeytinburnu-Der`in (Zeytinburnu İlim Kültür Derneği) düzenlediği etkinlikte de peygamberimizin doğumu kutlandı. Abdusselam Yaçin`in okuduğu Kur`an tilavetiyle başlayan etkinlik Burhan Yıldız hocanın okuduğu mevlitle devam etti.
Allah Resulüne ihtiyacımız var
Etkinliğe konuşmacı olarak katılan Siyer Araştırmacısı Yusuf Tutak, "Bizim Allah Resulüne ihtiyacımız var. Onun hayatı bizim hayatımıza tat veriyor. Abdurrahman b. Sad gözyaşı içinde sabaha kadar uyumadı. Allah Resulün yanına varır varmaz `Ya Resullah! Bu gece sabaha kadar uyuyamadım. Düşündüm ki, Cennete girsem bile senin yanında olamayacağım` diyen sahabeler vardı. Sizin de O sahabe gibi uykunuz hiç kaçtı mı?" diye sordu.
Etkinliğe konuşmacı olarak katılan Siyer Araştırmacısı Yusuf Tutak, "Bizim Allah Resulüne ihtiyacımız var. Onun hayatı bizim hayatımıza tat veriyor. Abdurrahman b. Sad gözyaşı içinde sabaha kadar uyumadı. Allah Resulün yanına varır varmaz `Ya Resullah! Bu gece sabaha kadar uyuyamadım. Düşündüm ki, Cennete girsem bile senin yanında olamayacağım` diyen sahabeler vardı. Sizin de O sahabe gibi uykunuz hiç kaçtı mı?" diye sordu.
Davet, asıl hedef olmalı
Allah Resul`ünün insanların hidayete ermesi için gece gündüz demeden sürekli insanları İslam`a davet ettiğini ifade eden Tutak, "Allah Resulü bütün fırsatları değerlendirerek insanları İslam`a davet ediyordu. Hac mevsiminde Mekke`ye Hac için gelen insanların kaldıkları çadırlara tek tek gidip onları İslam`a davet ediyordu. Gittiği çadırlarda hakaretlere uğruyor, ağza alınmayacak en kötü sözleri işitiyordu. Bu da yetmezmiş gibi arkasından amcası Ebu Leheb aynı çadırlara girerek yeğeninin aklını kaçırdığını söylüyordu. Hayatınız böyle geçiyor mu? Siz insanları İslam`a davet ederken kaç yerden kovuldunuz?" dedi.
Allah Resul`ünün insanların hidayete ermesi için gece gündüz demeden sürekli insanları İslam`a davet ettiğini ifade eden Tutak, "Allah Resulü bütün fırsatları değerlendirerek insanları İslam`a davet ediyordu. Hac mevsiminde Mekke`ye Hac için gelen insanların kaldıkları çadırlara tek tek gidip onları İslam`a davet ediyordu. Gittiği çadırlarda hakaretlere uğruyor, ağza alınmayacak en kötü sözleri işitiyordu. Bu da yetmezmiş gibi arkasından amcası Ebu Leheb aynı çadırlara girerek yeğeninin aklını kaçırdığını söylüyordu. Hayatınız böyle geçiyor mu? Siz insanları İslam`a davet ederken kaç yerden kovuldunuz?" dedi.
Etkinlik Hüseyin Batı`nın yaptığı dua ile sona erdi. (Cuma Karakoç, Şükrü Gündüz - İLKHA)