• DOLAR 32.284
  • EURO 35.005
  • ALTIN 2444.464
  • ...
Diplomasi Tıkandı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

DIŞ HABERLER SERVİSİ 

Suriye’de BM sözleşmelerini, Astana ve Soçi mutabakatını hiçe sayan Baas rejimi, sözde garantör olan Rusya’nın hava desteğiyle İdlib’in güneyinde ilerlemeye devam ediyor. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doçent Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, konuyla ilgili gazetemize önemli değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin güneyden tam olarak kuşatıldığını söyleyen Şeyhanlıoğlu, “Ruslar 2015’ten beri sinsi bir şekilde bölgeye yaklaştılar ve 2 asırlık sıcak sulara inme hedeflerine kavuştular. Yani 180 km’lik Suriye sahili şu an tamamen Rusya’nın kontrolünde Esed bile o bölgeye giremiyor. ABD, PYD bölgesini, Fırat’ın doğusunu Rusya da Fırat’ın batısını kontrol ediyor ve bu şekilde Suriye’yi paylaştılar, diyebiliriz” açıklamasında bulundu.

“SURİYE’DE 6-7 MİLYON İNSAN DARMADAĞIN EDİLDİ”

“Bu 1917-1918 yılında yapamadıkları Sykes-Picot anlaşmasının Rusya ayağının tamamlanmış olması anlamına geliyor” diyen Şeyhanlıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü, “1917’de devrim olduğunda Ruslar bunu ifşa edip çekildiler. O zaman Kürtleri de yok ederek Ermenistan kurma projeleri vardı. Şu anda Kürtleri de Arapları da yok ederek bu işi yaptılar. Yani bu gayeye ulaşmaya çalışıyorlar. Şu an Suriye nüfusu bitirildi. Yani 6-7 milyon insan darmadağın edildi. Bu bir hedefti. Bölgedeki bütün kültürel ve tarihi yerleri yakıyorlar. Bu bir soykırımdır. Ana hedef büyük israil’in kurulmasıdır.”

Türkiye’nin bölgede halkla beraber olduğunu vurgulayan Şeyhanlıoğlu, “Türkiye burada hasta adam değildir. Türkiye’nin de eli güçlüdür. Bu savaşı Rusya da ABD de teknolojik olarak yukarıdan yürütebiliyor, karadan yürütemezler. Türkiye saha avantajını kullanarak uzun vadede kazanır.” ifadelerini kullandı.

“CENEVRE ASTANA VE SOÇİ OYALAMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR”

Rusya’nın savaşı havadan bombalayarak devam ettirmesinin uzun vadede onlara kazanım elde ettirmeyeceğini ve hatta Akdeniz’deki bütün kazanımlarını kaybettireceğini söyleyen Şeyhanlıoğlu “Kesinlikle Türkiye dikkatli ve hızlı hareket etmelidir. Şu ortaya çıkmıştır ki, Cenevre, Astana ve Soçi oyalamaktan başka bir şey değildir. Oyalamaya göz yumulursa bunlar yavaş yavaş yerleşecekler. Türkiye, Suriye’de bulundurduğu gözlem noktalarından çekilmemeli, İdlib’teki sivillerin emniyetini tamamen sağlamalıdır.” dedi.

REJİMİNİN GÖZLEM NOKTALARINA SALDIRISI

Türkiye, bölgedeki insanlık dramına çözüm bulmak, hem kendi toprakları hem de Avrupa'ya yeni bir göç dalgası yaşanmaması için her türlü yolu denerken, TSK’nın, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki gözlem noktalarına rejim güçlerince yapılan saldırılar da arttı. Rejim unsurlarının gözlem noktalarına yönelik saldırılarında 7 asker 3 Şubat'ta, 5 asker ise önceki günkü saldırıda hayatını kaybetmişti. Öte yandan rejimin saldırısı üzerine Türkiye'nin askeri gözlem noktalarını korumak ve garantör ülke olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmek, gerginliğin tırmanmasını engellemek için İdlib'e ek takviyeleri ise devam ediyor.

BAAS REJİMİ YİNE SİVİLLERİ VURDU

Baas rejimine ait savaş uçakları, İdlib'deki sivil yerleşimlere hava saldırılarını yoğunlaştırırken, Rusya'ya ait uçaklar ise Halep kırsalını bombaladı. Sivil Savunma (Beyaz Baretliler) kaynaklarından edinilen bilgiye göre, dün rejim uçaklarının saldırılarında İdlib kent merkezinde 12, Kefer Teal köyünde 1 olmak üzere toplam 13 sivil hayatını kaybetti.

İDLİB'DE ESED REJİMİNE AİT HELİKOPTER DÜŞÜRÜLDÜ

Suriye'nin İdlib kentinde muhaliflerin Baas rejiminden geri almaya çalıştığı Serakib ilçe merkezinin batısında rejime ait helikopter düşürüldü. Askeri muhalifler, Serakib ilçe merkezinin batısındaki Neyrab ile kuzeyindeki Afis köyü hattında rejime ait 2 tankı imha ederken, 1 tank ve 1 adet 23 mm uçaksavar ele geçirdi. Baas rejimi ve destekçileri, ay başında Rusya'nın hava desteğiyle Serakib ilçe merkezi, Neyrab ve Afis'in de aralarında olduğu bazı köylere hakim olmuştu.

RUSYA İDLİB GERİLİMİ KONUSUNDA ABD İLE TEMAS HALİNDE

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, başkent Moskova’da gazetecilere değerlendirmelerde bulundu. Son günlerde İdlib’de artan gerilimin Rusya ile ABD arasında görüşüldüğünü söyleyen Ryabkov, “İdlib konusunda Rusya ile ABD arasında temas sürüyor. Kimse bunu reddetmiyor. Sahada ortaya çıkan bazı somut durumların ordular arasında farklı düzeylerde etkili temasların kullanımı sayesinde tatmin edici bir şekilde çözüldüğünü söyleyebilirim. Bunun pratikte devam edeceğini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

DEVRİYELER SÜRESİZ İPTAL

İdlib’deki ilk saldırının ardından Fırat’ın doğusunda yapılan Türkiye-Rusya ortak devriyesi de iptal edilmişti. Rus Savunma Bakanlığı kaynakları yeni devriyelerin de yapılmadığını açıkladılar. Kaynaklar, devriyelerin sadece bir sefer için değil ikinci bir emre kadar süresiz iptal edildiğini ileri sürdü. Bu arada bağımsız kaynaklar Suriye’nin başkenti Şam’da da bombalı saldırılar olduğunu bildirdi; ancak ölü ve yaralı sayısı hakkında bilgi verilmedi.

NATO'DAN BAAS REJİMİ VE RUSYA'NIN İDLİB'DEKİ SALDIRILARINA KINAMA

Brüksel'de düzenlenecek NATO Savunma Bakanları Toplantısı öncesinde basına açıklamalarda bulunan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "İdlib'deki saldırıları kınıyor, Baas rejimi ve Rusya'ya acilen saldırıları durdurma çağrısında bulunuyorum." diye konuştu. Esed rejimi ve Rusya'ya uluslararası hukuka uyma çağrısında bulunan Stoltenberg, insanlara zulmeden Rusya destekli söz konusu saldırıların acilen son bulması gerektiğini vurguladı.

BM'DEN İDLİB'DE YERİNDEN EDİLENLER İÇİN ÇAĞRI

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Andrej Mahecic, İdlib'de, Baas rejimi ve destekçilerinin saldırıları sonucu yerinden edilen sivillerin acil barınak ve korumaya ihtiyaç duyduğunu bildirdi. Mahecic, aralık ayı başından bu yana İdlib ve Halep'teki çatışma bölgelerinden 700 bin sivilin yerinden edildiğini belirterek, bu sivillerin dondurucu soğuk ve zorlu kış şartlarında acil barınak ve korumaya ihtiyaç duyduğuna dikkati çekti.

1,5 MİLYON SİVİL DAHA TÜRKİYE SINIRINA GÖÇ EDEBİLİR

Türkiye, Rusya ve İran’ın garantör olarak imzaladıkları mutabakatlar gereği İdlib ve çevresinde 4 güvenli bölge oluşturuldu. Ancak rejim, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü sözde garantör olan Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi ve şu an İdlib'e yoğunlaşmış durumda. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğindeki İdlib'in merkezi, 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.

Bölgede göç verilerine ilişkin çalışma yürüten Suriye Müdahale Koordinatörlüğü Müdürü Muhammed Hallaj, yaptığı açıklamada, rejim güçlerinin karadan ilerlemesinin yeni ve daha büyük bir göç dalgasına yol açabileceği uyarısında bulundu. Hallaj, "İnsanlar rejim güçlerinin güneyde ilerlemesinden korkarak, kent merkezinden göç ediyor. Rejim güçleri kent merkezine doğru karadan bir hamle yaparsa, merkezde ve yakın çevresinde yaşayan yaklaşık 1,5 milyon sivilin tümü göç edecek. Bölgede kimse kalmaz." diye konuştu.

17 Eylül 2018'de varılan Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi. Ocak 2019'dan beri Türkiye sınırı yakınlarına göç edenlerin sayısı 1 milyon 677 bine ulaştı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir