• DOLAR 32.19
  • EURO 34.805
  • ALTIN 2424.976
  • ...
Gelecek İslam`ındır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mustazaf Der (Mustazaflar ile Dayanışma Derneği) Diyarbakır Şubesi, "Dünya Mustazaflar Haftası" nedeniyle dernek binasında "Türkiye`deki Mustazaflar" konulu seminer düzenledi. Katılım yoğun olduğu seminer, saat 19.30`da başladı.

Semineri veren Vedat Turgut konuşmasına Allah`a hamd, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa`ya, Ehli Beytine ve ashabına selam göndererek başladı. Mart ayının "Dünya Muztazaflar Haftası" olarak ilan edildiğini hatırlatan Turgut, bu çerçevede bir dizi seminerlerin düzenlendiğini söyledi. Turgut, "Bu etkinliklerde gah Çeçenistan dağlarına gittik, gah Filistin`e, gah Mısır Zindanlarına, gah Halepçe`ye, Hama`ya gittik. Sadece İhvan-ı sevdikleri için kıyımdan geçirilen insanları gördük, can veren çocukları, anaları gördük. Bu gün de Türkiye`de yaşananları göreceğiz" dedi.
 

İskilipli Atıf Hoca
Turgut, dünyanın dört bir tarafında yaşanan zulümlere kısaca değindikten sonra 1924 yılının ardından Türkiye`de yaşanan insanlık dışı uygulamaları ve katliamları anlattı. Türkiye`nin batısından anlatmaya başlayan Turgut, Başkent Ankara`da halk arasından seyyar mahkeme olarak bilinen istiklal mahkemeleri tarafından idam edilen İskilipli Atıf Hoca`nın yaşadıklarını anlattı.

Turgut, "İskilipli Atıf Hoca 1926 yılında şapka kanunu çıkmadan evvel yazmış olduğu `Frenk Mukallitliği` isimli küçük kitabı nedeniyle idam edildi. İskilipli Atıf Hoca son mahkemesine çıkacağı gün yatsı namazından sonra yatağına oturdu ve müdafaasını yazmaya başladı. Daha sonra müdafaasını masaya bıraktı ve uyudu. Ve rüyasından Peygamber Efendimizi gördü. Efendimiz, `Yanıma gelmek dururken ne diye müdafaa karalamaklar uğraşıyorsun` dedi. Atıf Hoca doğruldu ve müdafaasını karaladığı kâğıtları elinde aldı ve yırttı. İstiklal mahkemesi, önce Hoca`nın idamına daha sonra yargılanmasına karar verdi ve idam edildi."

Şeyh Said
Şeyh Said`in de İstiklal mahkemeleri tarafından idam edildiğini anlatan Turgut, Şeyh Said`i ve kıyamını anlattı. Turgut Hoca sözlerini şöyle sürdürdü, "Elazığ`ın Palu ilçesinde 1865 yılında dünyaya gelen Şeyh Said, Muş, Malazgirt, Hınıs ve Palu`da medrese eğitimini tamamlar. Daha sonra Medreselerde ders vermeye başlayan Şeyh Said, Müslüman Kürd halkını cehaletten kurtarmak için irşat faaliyetlerine hız verir. Üstad Bediüzzaman ile birlikte büyük âlimler buluşmasını tertipler. Ancak zamanın paşaları bu buluşmayı sabote etmek için çalışır. Alimler toplantısına kadar herkes köşesine çekilir. Üstad Bediüzzaman Van, Şeyh Said de Diyarbakır`a gider. Ve Şeyh Said`in katıldığı bir düğünde askerlerin sinsi planları yüzünden ilk kurşun sıkıldı ve kıyam erken başladı. Kıyam tüm Kürd illerine yayıldı, ancak Şeyh Said, bir yakının ihanetiyle yakalandı ve arkadaşlarıyla birlikte idam edildi."

Üstad Bediüzzaman
Van`da inzivaya çekilen Üstad Bediüzzaman`a yönelik Şeyh Said idamıyla birlikte eşzamanlı operasyon düzenlendiğini ifade eden Turgut, Üstad`ın, Şeyh Said`in idam edildiğini duyunca hüngür hüngür ağladığını söyledi. Turgut, "O günden sonra Üstad Bediüzzaman rahat nefes alamamıştır. Zindandan zindana sürgün edildi. Suikastlara maruz kaldı, zehir içirildi. Hayat namına hiçbir zevk bilmedi ve Şanlıurfa`da hakka yürüdü" diye konuştu.

İbrahim Hakkı Efendi
Erzurumlu İbrahim Hakkı efendinin ömrünün Allah aşkıyla, resulullah sevgisiyle geçtiğini belirten Turgut sözlerini şöyle sürdürdü: "İbrahim Hakkı Efendi de büyük sıkıntılar yaşamış muhterem bir zattır. İbrahim Hakkı Efendi, İstiklal Mahkemesi tarafından idam kararı verildiği zaman İskilipli Atıf Hoca gibi bir savunma yazar ve rüyasında peygamber efendimizi görür. Ve savunmasını yırtar. Sabah namazı kıldığı esnada ruhunu Allah`a teslim eder. Yakınları ve sevenleri tarafından defnedilir ve vefat haberi o zamanın devlet yetkilisine iletilir, ancak yetkili veya Erzurum Valisi hakkında idam kararı bulunduğunu ve bunun yerine getirilmesini ister. Birkaç asker gönderir ve İbrahim Hakkı efendinin cenazesi çıkartılarak asılır ve tekrar defnedilir" dedi.
Zilan, Susa, Başbağlar,
Bölgemizde bunlar gibi on binlerce örnekler olduğunu ifade eden Turgut, "Zilan`dan mı bahsedeyim, yoksa Susa ve Başbağlar`dan mı? Yoksa sırf camiye gittikleri için zindanlarda tutulan, şehit edilen gençlerden mi? Kapısına kilit vurulan medreselerden mi, yoksa ahıra çevrilen camilerden mi bahsedeyim? Yoksa sırf sarıklı olduğu için seyyar mahkemelerce idam edilen âlimlerden mi bahsedeyim?" diye konuştu.

Gelecek devrin İslam`ın devri olduğunu ifade eden Turgut, bunu efendimiz resulü Zişan`ın söylediğini söyledi. Yapılan konuşmaların ardından dünya mustazafları okunan dua ile seminer sona erdi.

M. Salih Keskin - İLKHA
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir