• DOLAR 32.284
  • EURO 35.005
  • ALTIN 2444.464
  • ...
Nedir bu cinnet!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Muhsin Şenol-DOĞRUHABER

Önceki gün sabah saatlerinde Konya`da bir kişinin cinnet getirmesi sonucu 5 komşusunu evlerinde öldürmesi ve İzmir`in Ödemiş ilçesinde dedesine kaçırıldığına dair mesaj atılan ardından komşusunun evinde minik bedeni bulunan Ceylin. Bu iki olay ve daha önce yaşanan benzer olaylar toplumun psikolojisini derinden etkiliyor. Özellikle bazı medya organlarında defalarca gösterilen cinayet haberleri bilinçaltında cinayetin çözüm olduğu mesajı bırakıyor. Gazetemize konuşan psikoterapist Mehtap Kayaoğlu, “Cinneti ortaya çıkaran tablo çözümsüzlük duygusudur. Bunun önüne geçmek için de toplumda ciddi bir öfke kontrol çalışması başlatmakta fayda var.” dedi. Aile Danışmanı Zekeriya Erdim ise, “çevrenin olumsuz etkileri yüzünden insan aklen ve bedenen bozuluyor.” şeklinde konuştu

KONYA`DA CİNNET GETİREN BİR KİŞİ 5 KOMŞUSUNU ÖLDÜRDÜ

Alınan bilgiye göre, Cihanbeyli'nin kırsal mahallelerinden Bulduk'ta Atılgan K, girdiği 4 ayrı evdeki Bekir Kıran (80), Mustafa, Hamit (50), Meryem (70) ve Mehmet Tokat'ı av tüfeğiyle vurdu. Kıran ile Tokat ailesinden 4 kişi, saldırı sonucu yaşamlarını yitirdi. Jandarma ekipleri olayla ilgili psikolojik sorunları olduğu öne sürülen Atılgan K'yi aynı mahalledeki evinde gözaltına aldı. Bulduk Mahallesi Muhtarı Kemal Gülen, zanlının sabah saatlerinde 4 ayrı eve tek tek girerek 5 kişi av tüfeğiyle öldürdüğünü söyledi. Hamit ile annesi Meryem Tokat'ı evde kahvaltı yaparken öldürdüğünü belirten Gülen, "Saldırgan komşularını sürekli rahatsız ediyormuş. Daha önce komşularını öldürmekle tehdit etmiş. Yaklaşık bir hafta önce de öldürdüğü kişilerin araçlarının lastiklerini kesmiş ancak korktukları için kimse şikâyetçi olmamış." dedi.

KAYBOLDU SANILAN CEYLİN`İN CANSIZ BEDENİ KOMŞU DA ÇIKTI

İzmir`in Ödemiş ilçesinde en son parkta oyun oynarken görülen ve ardından kaybolan Ceylin Atik`in minik bedeni karşı komşunun evinde bulundu. Küçük kız her yerde arınırken bir koku geldiği üzerine başlatılan inceleme sonrasında bölgeye olay yeri inceleme ekipleri, ambulans sevk etti. Çok sayıda vatandaş ve minik Ceylin'in ailesi de olay yerine geldi. Yapılan incelemede minik Ceylin'in cansız bedeni evin içerisinde bulundu. Aile, 10 yaşındaki Ceylin'in ölü bulunmasıyla sinir krizleri geçirdi. Polis, ev içerisinde incelemesini sürdürüyor.  Ödemiş ilçesinde, evlerinin önündeki parkta üç gün önce ortadan kaybolan ve dedesinin cep telefonuna gelen "Polise haber vermeyin. Torununu öldürürüz" mesajının ardından minik Ceylin için polisler harekete geçmişti.

KORKTUM SANDIĞA SAKLADIM

Küçük Ceylin'in evinde ölü bulunduğu karşı apartmandaki komşuları S.T.  ilk ifadesinde, "Ceylin yere düştü öldü, ben de korktum sandığa sakladım" dediği belirtildi.

“ÖFKEYİ BİR PROBLEM ÇÖZME YÖNTEMİ OLARAK KULLANIYORLAR”

Cinnet haberlerinin sürekli gazete ve televizyonlarda yer aldığını söyleyen Kayaoğlu, “Geleneksel olarak yapımız öfkeye yatkın. Öfke öğrenilen bir süreçtir. Çocuklarımız da bulundukları aile ortamında, sokakta, okulda, televizyonda, her yerde şiddetle karşılaşıyorlar ve şiddeti bir çözüm yöntemi olarak bilinçaltlarına kaydediyorlar. İnsan kendisi sıkıntı çektiğinde veya herhangi marjinal bir durumla karşılaştığında problem çözme yöntemlerine el atar. En kolay ulaşabileceği malzemeyi de ortaya çıkarır. Şiddet figürü çok fazla yaygın olduğunda dolayı eline geçen çözüm yöntemi öfkedir. Öfkeyle olayların üstesinden gelebildikleri için öfkeyi bir problem çözme yöntemi olarak kullanıyorlar.” İfadelerini kullandı.

“TOPLUMDA CİDDİ BİR ÖFKE KONTROL ÇALIŞMASI BAŞLATILMALI”

Cinnet olaylarının beraberinde cinayeti de getirdiğine değinen Kayaoğlu, “Cinneti ortaya çıkaran tablo çözümsüzlük duygusudur. Baş edememe duygusudur ve kontrol edilemeyen öfkedir. Hepsi bir araya gelince cinnet ortaya çıkıyor. Bunun önüne geçmek için de toplumda ciddi bir öfke kontrol çalışması başlatmakta fayda var. Milli eğitim bakanlığında, aile bakanlığı vs. hepsi el ele vermeli, anasınıfından itibaren öfke kontrol yöntemleri herkese öğretilmeli. Okulda, asker ocağında, her yerde mutlaka olmalı. İnsanlar bu konuda eğitimden geçmeli.” dedi. Öfke kontörlünün keyifli yanları olduğunu belirten Kayaoğlu, “Öfke öğrenilen bir şey olduğu için eğitim aldığınızda da öfkeli olmamaya ve öfkenizi yenmeye başlarsınız. “öfkem bana ne diyor, neden öfkelendim” gibi sorular sorarak öfkenin altındaki duyguya ulaşırsınız. O duyguyla ilgili çözüm öretiyorsunuz. Çok keyifli bir yöntem.” şeklinde konuştu.

“ŞEYTANİ YÖNTEMLERE KILIF UYDURUYORUZ”

Bu tip haberlerin çoğalması, insanların da altyapılarında biriktirdikleri bu yolu ortaya çıkarmaya vesile oluyor diyen Kayaoğlu şöyle devam etti: “Örneğin, şahıs kendi kendine der ki: Geçenlerde bir adam vardı, karısını doğramıştı, ben de aynı sorunu yaşadığıma göre aynı yönteme başvurabilirim. Psikolojide “Paylaşılmış Psikotik Bozukluk” diye bir şey vardır. İnsanlar belirli bir süre yanlışlıkla bir arada yaşadıklarında o yanlışlık bir süre sonra herkese doğru gibi görünmeye başlar. Örneğin namus cinayeti denir. Cinayetin namusu falan olmaz. Cinayet kendi içinde namussuz bir şeydir. “Haklı öfke” diyoruz, “haklı kıskançlık” diyoruz. Bu söylemlerle bu şeytani yöntemlere kılıf uyduruyoruz.”

“ÇEVRENİN OLUMSUZ ETKİLERİ YÜZÜNDEN İNSAN AKLEN VE BEDENEN BOZULUYOR”

Son zamanlarda yaşanan aile danışmanı cinnet olaylarını değerlendiren Zekeriya Erdim, “İnsan doğumun ölümüne kadar içinde bulunduğu çevreden etkilenir. Sosyal, kültürel ve fiziki çevre insanın aklını, ruhunu ve bedenini olumlu ya da olumsuz etkiliyor. Bu etkilimin sonunda duygular ve davranışlar gelişiyor. İşte bu noktadan hareketle çevrenin olumsuz etkileri yüzünden insan aklen ve bedenen bozuluyor. Bu bozulmaların sonucu olarak bunalımlı, çatışmacı bir kişilik çıkmış oluyor. İşte bu bunalımlı, stresli hale gelen insan kontrolünü kaybederek, kendisine ve çevresine zarar verecek şeyler yapabiliyor.” şeklinde konuştu.

“BEDENİN GIDASI FITRATA UYGUN ÇEVRE, ORTAM VE YAŞAMA BİÇİMİDİR”

Toplumsal bunalımın çözümü için öneride bulunan Erdim, “Sosyal, Kültürel ve fiziki çevrenin ıslah edilmesi gerekiyor. Aklın gıdası ilimdir. Ruhun gıdası imandır. Bedenin gıdası ise fıtrata uygun çevre, ortam ve yaşama biçimidir. Eğer biz İnsanın aklını doğru ilimle, ruhunu doğru imanla, bedenini ise fıtrata uygun çevre içinde yaşamasını sağlayabilirsek yeniden dengeyi bulabiliriz.” dedi.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir