Barış, demokrasi, insan hakları, adalet ve daha nice cazibesi yüksek, süslü kavramlar ve düzenekler…

İlginçtir; bütün bunlar en aykırı taife tarafından dillendiriliyor ve ne yazık ki, tam olarak buna uygun somut adımlar görülmeden de sanki kabul görüyor.

Aylardır sürdürülen bir sürecin olduğu ifade ediliyor. Ziyaretler, açıklamalar, konuşmalar, komisyon kurma çalışmaları… Aslında büyük bir propagandanın işletildiği bir zaman aralığı devam ediyor.

Miadını doldurmuş bir silahın bırakılacağı söyleniyor ama bir türlü o silah bırakılmıyor. Abdullah Öcalan açıklama yapıyor, Kandil “uyarız” diyor, DEM ise “barış ve demokratik toplum süreci” adı altında bir dizi ziyaret gerçekleştiriyor.

Ama her nedense, şu ana kadar silahların bırakıldığına dair ortada hiçbir somut delil yok.

Kesinlikle 5, 10 ya da 100 kişinin kameralar karşısında silah bırakması veya silah gömmesi, endişeleri tam olarak gideremeyecektir.

PKK kendini feshettiyse ve silah bırakma kararı aldıysa, daha neyi bekliyor diye sormak, sorgulamak gerekmez mi?

Silahların bırakılmasını sonuna kadar desteklemek gerekir. Ancak sürecin gerçekten o noktaya evrilmesi konusunda muhataplara hassasiyetle hatırlatmalarda bulunmak da şarttır.

Öte yandan, PKK bütün türevleriyle silah bırakacak deniyor. Ancak ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon), 2026 mali yılı bütçesinde Suriye’de SDG adını kullanan PKK/YPG’nin de içinde bulunduğu gruplara “eğit-donat destek fonu” için 130 milyon dolar talep ettiği belirtiliyor.

Yani, PKK’nin silah bırakacağının konuşulduğu bir ortamda ABD’nin PYD’ye silah desteği sağlıyor olması ve daha büyük imkânlar için bütçe oluşturmaya çalışması dikkatlerden kaçmıyor.

Öcalan, gelinen süreçte mevcut durumun miadını doldurduğunu ve başka bir aşamaya geçmeye çalıştıklarını açık açık ifade ediyor.

PKK tabela değiştirip, bu süreçte büyük bir toplumsal propagandayla atak yapıyorsa, bu; makul ve makbul olan herkes için sağlıklı bir süreç olmayacaktır.

Mağarada meydana gelen katliam gibi olayın kimin yüzünden yaşandığını hiç düşündünüz mü?

Bunlar öylesine geçiştirilecek olaylar değil. PKK hâlâ can yakmaya devam ediyor.

Buna son verilecekse ve taraflar bu konuda anlaşmışsa, artık tiyatroları seyretmenin ne anlamı ne de gereği var.

Bu halk, geçmişte hem terörden hem de terörün ekmeğine yağ süren etkili ve yetkili kişilerden çok çekti.

Artık bir an önce normalleşme sağlanmalı, silahlar göstermelik değil, gerçekten bırakılmalı. İnsanlar huzur bulmalı, ülke gerçek bir rahata kavuşmalıdır.

Nihayetinde bu işin en önemli tarafı, silah bırakma olacaksa: Göstermelik olanı değil, gerçek olanı olsun!