Gazze’de açlıktan ölen çocukların sayısı her gün artarak devam ediyor. Artık bombalarla ölmek daha bir tercih edilir olmuş. Açlıktan ölmek üzere olan insanlar feryat ederek: “Ölmek istiyorum, günlerdir bir lokma bir şey yemedim. Ölüp kurtulmak istiyorum.” şeklinde canlı yayınlarda yüzümüze haykırıyorlar.
Siyonist işgal çetesi, bütün Filistin’e uyguladığı ambargolarla bir lokma ekmeğin bile içeri girmesine müsaade etmiyor. Aslında tam olarak açlığı bir silah olarak kullanıyor. Bombalarla öldüremediği çocukları açlıktan ölmeleri için buraya gıda girişini, aylardır tamamen engellemiş durumdadır.
Hatta bomba ve füze gibi maliyetli mühimmatlarla Müslümanları öldürmek yerine; sözde yardım dağıtım noktalarına, gıda dağıtımı bahanesiyle aç insanları toplamakta ve üzerlerine kurşunlar yağdırarak toplu katliamlar yapmaktadır. Ve açlıktan ölmekte olan Müslümanları, toplu ve zahmetsiz bir şekilde katliamdan geçirme alçaklığını bütün dünyanın gözü önünde gerçekleştirmektedir.
Bundan daha korkuncu ise zor bin bela, içeriye giren bir un kamyonunun, sözde sivil yahudiler tarafından yağmalanarak; bu unların alıkonulması, yerlere dökülmesi ve açlıktan ölen Müslümanlara ulaşmasına engel olmalarıdır. Gazze’de açlıktan ölen bebekleri bildikleri halde sözde kadın, erkek, yaşlı bütün yahudilerin, elbirliği içerisinde bu vahşete dahil olması ise bu işgalci çetenin başka bir dehşet yüzünü bize göstermektedir.
Siyonist çetenin sözde hahamlarının, yöneticilerinin, milletvekillerinin vb. açlıktan ölen Müslüman çocukların “bu durumu hak ettikleri ve yaşama haklarının olmadığı” şeklinde bütün dünyanın gözünün içine baka baka alçakça ifade etmektedirler. Ancak sözde sivil yahudilerin, un kamyonlarına saldırarak açlıktan ölmek üzere olan insanlara bir avuç unun dahi ulaşmaması için canice saldırıları ise insanı dehşete düşürüyor. Açlıktan ölmekte olan insanlara ‘yahudice yaklaşım’ bu olsa gerek…
Buna yakın başka bir zillet yaklaşımı ise sınır kapılarında bekletilen binlerce tır gıdanın; sınırın yüz metre öte tarafında, açlıktan ölen çocuklara ulaştıracak iradeyi ortaya koyamayacak kadar aciz olan iki milyar Müslümanın varlığıdır. Bu iki milyar insan kitlesi, açlıktan ölen çocuklara gıda ulaştıracak izzeti ve insanlık onurunu niçin kaybetti? Yahudilere benzeme ve onlardan korkma zilletine nasıl daldılar?
Oysa Hz. Ömer (ra): “Dağlara buğday serpin, İslam beldelerinde kuşlar aç kalmış demesinler” diye aç kalan hayvanların mesuliyetini dahi büyük bir vebal olarak görüp tedbir alınmasını isterken; bugün Gazze’de açlıktan ölen bebeklere bir koli mama dahi ulaştırmayacak iki milyarlık bir ümmetin acı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bizler de, açlıktan ölen bebeklere ‘yahudice bakmak’ gibi bir canavarlığa savrulmuş durumdayız.
ABD dâhil bütün batılı küfür cephesi her türlü silah, mühimmat ve maddi imkân sağlayarak; siyonist işgal çetesinin Gazze’deki çocukların açlıktan ölmesi için bütün kabiliyetlerini seferber etmiş durumdadır. Buna karşılık iki milyarlık İslam âleminin; milyonlara varan askerleri, silahları, imkânları açlıktan ölen bebeklere, yardım tırlarını oraya ulaştırmaya güçleri yetmemektedir.
Bundan daha acı olanı ise Müslüman halkların, bütün olup bitenler karşısında; ülke idarelerini harekete geçirecek bir baskıyı oluşturamamalarıdır. Ve Gazze’ye sivil yardım çalışmalarının/filolarının neredeyse tamamının Müslüman olmayan ülkelerden yola çıkması ise ‘Müslümanlar halklar’ açısından ‘ölümden beter’ bir suskunluğun kahredici gerçeğini bize göstermektedir.