• DOLAR 32.344
  • EURO 35.208
  • ALTIN 2247.103
  • ...

Türkiye’de anormallikler almış başını gidiyor. Bu, gerçekten iyiye alamet değildir. Türkiye’de yapılması gereken şeyler, Türkiye’nin sorunları, çözülmeyi bekleyen ve üst üste yığılmış meseleler bellidir. Bunların hiç birini görmeyerek, hiç birini gündeme almayarak adeta bunları yok saymak bize ne kazandıracak doğrusu ben anlayamıyorum.

Kasım ayında yapılacak olan Amerikan seçimlerinde başkan adayı olan Joe Biden’in 7 ay önce Türkiye ve Erdoğan aleyhine yaptığı açıklamalarından söz ediyorum. O zaman da o açıklamaları basından okuduk. Hiçbir hükümet yetkilisi, ne iktidarı, ne muhalefeti, ne gazetecisi bu konuda tek satır yazmadı, tek kelime konuşmadı. Üzerine konuşmaya gerek görmedi. Şimdi ne oldu da bu kadar abartıyor ve sanki hepimiz tek tek cevap vermesek ülke elden gidecek gibi açıklama yapma yarışına giriyoruz.

Deniliyor ki; biri birine “sen su aygırı gibisin” demiş. Adam gülmüş geçmiş. Ancak bir yıl sonra gelip adamı tokatlamaya başlamış. Durduk yerde kendisine tokat atılan adam ne tepki vereceğini şaşırmış, ona bir anlam verememiş, nihayet adam içini rahatlattıktan sonra durmuş. Diğeri nihayet; hayırdır, niye tokatlıyorsun diye sorabilmiş. Adam; sen bir yıl önce bana su aygırı demiştin. Ben o zaman su aygırını görmemiştim. Ne kadar çirkin olduğunu yeni gördüm, demiş. Biden 7 ay önce bu konuşmayı yaptığında her halde konuşmasının ne anlama geldiğini anlayamamıştık.

Biden, zorlu bir seçim sürecinin içindedir. ABD’nin kendisine göre dengeleri vardır. Bazı vilayetlerde oylar pakettir ve sonuçların değişmesi neredeyse çok zordur. Oyların değişkenlik gösterdiği vilayetler ise genelde göçmenlerin çoğunlukta olduğu yerlerdir. Seçimlerin sonuçlarını da genelde onlar belirliyor. O yerlerde Türkiye aleyhtarlığı çoğunlukta ise, Biden dengeleri kendi lehine değiştirmek için o açıklamayı yapmış olabilir. Ya da Türkiye’yi sevmeyen Yahudi lobilerini ikna edip desteklerini alabilmek amacıyla böyle bir açıklama yapmış olabilir. O zaman değil de şimdi konuşmak, hem de abarta abarta konuşmak doğrusu çok sırıtıyor. Ne siyasi olgunlukla ne de stratejik akılla izah edilebilir.

ABD’nin Türkiye’ye bakışı bellidir. Suriye’de, darbe sürecinde ve sonrasında ABD’nin dostluğunu defalarca gördük. Türkiye’ye alenen düşmanlık yapmasına rağmen biz hala bıkmadan, usanmadan ABD’nin “stratejik müttefikliği”ne vurgu yapıp duruyoruz. NATO şemsiyesi altında ABD, Türkiye’yi Ortadoğu’daki en büyük üssü haline getirmiştir. Yıllardır hep böyledir. FETÖ darbesi dahi İncirlik’ten komuta edildiği halde Türkiye sadece gözlerini kapatarak görmezden geldi.

Joe Biden’in açıklamalarına daha yeni tepki gösterilmesi ve tepkinin de basitleştirircesine abartılması bana çok suni bir duruş gibi geliyor. Bu çıkışları daha önce de çok gördük. Hamasi söylemler, hiçbir zaman devlet politikasına dönüşmeyerek halkın gazını almanın ötesine geçmedi. Bu çıkışlar son tahlilde kimseye bir şey kazandırmıyor. Joe Biden’in 7 ay önce yaptığı açıklamaların, Türkiye’ye ve Erdoğan’a zarar vermediği, belki birçok yönden kazandırdığı gibi Joe Biden’e şu an Türkiye’den gösterilen tepkiler de ona bir zarar vermez, belki kazandıracaktır.

Türkiye’de siyaset kurumunun müdahale etmesi ve çözmesi gereken o kadar çok sorunu var ki bu tür suni gündemlere ve tali meselelere ayıracak bir saniyemiz ve israf edecek tek kelimemiz dahi yoktur, olmamalıdır. Ekonomideki derin kriz, İstanbul sözleşmesinin neden olduğu toplumsal kırılma ve kutuplaşmalar, siyaset kurumunun bu sorunlar karşısında eli kolu bağlı durması; bir realite olarak önümüzde durmaktadır. Bizim daha olgun tavırlara, daha ciddi politikalara ihtiyacımız vardır. Suni politikalar hükümete de halka da kaybettiriyor.