• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Suriye`de istemediğimiz ve karşı olduğumuz bir savaş çıktı veya çıkarıldı.

Suriye`deki savaşın sonuçları ağır oldu. Bu sonuçlar, genel olarak bölgede can yakmaya devam ediyor. Ortaya çıkan sonuçlar, bölge için daha büyük tehlikeler ve tehditler doğurdu. Bu tehditlerin altına giren ülkelerden biri de Türkiye oldu.

Fırat`ın doğusunda hakimiyeti elinde bulunduran PYD/PKK üzerinden ABD gelip bölgeye yerleşti. 911 km Suriye sınırımızın 550-600 km`sinde ABD ile komşu olduk.

Türkiye, Fırat`ın batısında da aynı durumu yaşamamak adına harekete geçti. Her ne kadar operasyonun, PYD/PKK`ya karşı yapıldığı söyleniyorsa da, ki küçük resimde bu doğrudur ancak, Türkiye büyük resimde bu operasyon ile ABD`nin önünü kesmiş oldu.

Büyük bir ihtimalle Türkiye operasyonu, bu anlamda, Rusya ve İran ile ve hatta dolaylı olarak da Suriye ile anlaşmalı yaptı. Bunun zıddına bazı haberler basına düştü. İran`a bağlı gruplar ve Suriye rejiminin elinde bulunan bölgelerden PKK`lıların Afrin`e geçişi için koridor açıldığı ve Afrin`e geçişlerine izin verildiği yönünde basına haberler düştü. Şayet bu doğru ise, bunun daha önce yazdığım “Suriye`de sona doğru” başlıklı yazımda değindiğim çerçevede değerlendirilmesi lazım.  

Suriye savaşı devletlerarasında bir savaşa evirilme anlamında sona doğru gelinirken, örgütler tasfiye ediliyor. Tasfiye edilecek örgütlerden biri de PKK olacaktır. Zannedersem sıra PKK`ya geldi. İran ve rejimin PKK`ya koridor açması aynı zamanda PKK`lıların Afrin`de imhasına yönelik de olabilir.

ABD de kendi çıkarlarına hizmet ettiği sahalarda PKK`nın ömrünü uzatacaktır, diğer yerlerde ise PKK`yı yalnız bırakacaktır. Afrin bunu gösteriyor.

Afrin üzerinden verilen savaş, büyük resimde ABD ile Türkiye arasındaki bir savaştır. Ben bu savaşta hiçbir imanlı, bilinçli Kürdün ABD`nin yanında yer alacağını düşünmüyorum.

Kürtler her ne kadar bölge ülkelerinin zulmüne uğramış olsalar da imanlı hiçbir Kürt, ABD`ye hizmetin ihaneti içinde yer almaz, almamalı. İçerde adaletin ve Kürt halkının haklarının mücadelesini veririz ancak bunu İslam düşmanı hiçbir emperyalist güce hizmet ederek veya edecek şekilde değil.

Kürtler şerefli ve izzetli bir halktır. Geçmişte böyle oldu, bundan sonra da böyle olması gerekir. PKK, bu izzetin ve şerefin manasını bilmeyebilir. Ama Kürt tarihi bunun üzerine kuruludur.

Ayrıca Afrin`deki savaş, Türkiye ile Kürtler arasındaki veya Türkler ile Kürtler arasındaki bir savaş değildir. Türkiye ile PKK/ABD arasında bir savaştır.

PKK, Kürtleri katlediyor, farklı unsurlarına hayat hakkı tanımıyor, maddi manevi Kürtlerin bütün ahlak ve inanç değerlerini buldozer gibi siliyor; diğer taraftan da Kürt gençlerini ABD`nin çıkarlarına kurban ediyor; ama söz konusu kendilerine yönelik bir saldırı olunca, bu saldırının bütün Kürtlere yönelik olduğu yaygarasını koparıyor. Bununla Kürtlerin kendisini sahiplenmesini istiyor, sahiplenmeyince de Kürtleri ihanetle suçluyor!

Yeri gelmişken bu konulardaki net duruşumuz ile yazıyı bitireyim:

Söz konusu memleket ise, biz varız. Ama memleket adına Türkçülük ve zulüm yapılıyorsa biz yokuz, bilakis karşıyız. Ve söz konusu Kürtlerin hakkı ise biz varız ve mücadelesini veririz. Ancak Kürtlerin hakları adına Kürtçülük yapılıyor ve emperyalistlere hizmet olacak bir ihanet içinde yer alınıyorsa biz yokuz, bilakis karşıyız.