• DOLAR 32.577
  • EURO 34.919
  • ALTIN 2435.146
  • ...
Afrin operasyonu hakkında ne düşündüğümüzü soruyorlar. Sanki doğan çocuğun cinsiyetini sorar gibi, net cevaplar istiyorlar! Destekliyor musunuz, yoksa karşı mı çıkıyorsunuz? 
 
Durum bu kadar net!! 
 
Doğan çocuk kız olsa, rahatlıkla doğan kız çocuğudur diyeceğiz veya erkek olsa rahatlıkla erkek çocuğudur diyeceğiz. 
 
Ancak doğan çocuk hünsa (hem erkek, hem de kız ise) yani cinsiyet karışımı ise, siz buna net kız çocuğu veya erkek çocuğu diyemiyorsunuz. Ancak hünsa dersiniz. Bu cevap da istenen doğrultuda bir netliği barındırmıyor. 
Bize göre Afrin, hünsadır. 
 
Bir kere Afrin, Suriye`de çıkarılan savaşın bir sonucudur. Suriye`deki savaş yanlış bir savaştı ve Türkiye de diğer ülkeler gibi bu yanlışın içinde yer aldı.  
 
Ancak şu noktada da değiliz; bu savaş yanlıştı ve bu yanlış savaşın içinde yer alındı, öyle ise oluşan veya oluşturulan fiili durumlara da müdahale edilmesin veya Suriye`de yeni adımlar atılmasın.  
 
Suriye`deki savaşa karşıydık ancak görmemiz gerekir ki, bu savaş ile gelip oraya yerleşmiş bir Amerika var. ABD`nin Suriye`ye yerleşmesine zemin oluşturan ve alan açan (her ne kadar genel olarak savaşın kendisi ve savaşta ABD ile hareket eden ülkeler olsalar da) sahada PYD/PKK`dir. 
 
Şu bir gerçek; müdahale edilmese, ABD gelip Afrin tarafına da yerleşecek. Açık söylemek gerekirse, Suriye`de istemeyeceğimiz tek şey, bölgenin ABD`nin ve siyonist işgalcinin eline geçmesidir. Biz elbette Suriye`nin bütünü veya bir parçasının adaletle hükmeden Müslümanların eline geçmesini isteriz. Ancak bu olmuyorsa, Suriye`nin bütününün veya bir karış toprak parçasının dahi ABD ve siyonist işgalcinin eline geçmemesi gerekir. 
 
Bu yönü ile Afrin operasyonu, ABD`nin, ileri aşamalarda yerleşeceği bir alana müdahaledir. ABD merkezli bakılırsa bu doğru bir müdahaledir. 
Ancak bu operasyon sonuçta bir coğrafyaya yapılıyor. Orası Kürt coğrafyasıdır ve Afrin de bir Kürt şehridir. İşte, Afrin operasyonu burada hünsalaşıyor, yani cinsiyeti karışıyor. 
 
PKK`nın Kürtleri temsil etmediğini, derdinin Kürtler olmadığını, birçok Kürt unsurlarını baskı, cinayet ve katliam ile Suriye Kürdistan`ından temizlediğini, ABD`ye hizmet ettiğini ve alan açtığını en iyi bilenlerdeniz. Ve belki Türkiye`nin Afrin`i ele geçirmesi durumunda, oradaki Kürt halkının büyük çoğunluğu PKK`den kurtulduğuna sevinecek.  
 
Ancak bütün bunlarla birlikte Afrin konusunda Kürtler için tabloyu netleştirecek olan Türkiye`dir. Afrin`in, yüzyılı aşkın bir süredir dört ülkenin idaresi altında zulme uğrayan Kürt coğrafyasının bir parçası olduğunu bilecek. Bu hassasiyetle meseleye yaklaşacak. Türkiye, örgüt olarak her ne kadar PKK`ya operasyon yaptığını söylese de mazlum Kürt coğrafyasının bir parçasına operasyon yapıyor. 
 
Operasyonun dilinin Kürt düşmanlığı barındırması ve Türkçülüğe bürünmesi, ayrıca Kürtleri rahatsız ediyor ve Kürtleri yaralıyor. Türkiye`nin içeride Kürt meselesini PKK`ya bağlaması ve bundan dolayı bütün Kürtleri mahrum ve mağdur etmesi, dışarıda mazlum Kürt coğrafyasında, PKK`ya yönelik de olsa, operasyon düzenlemesinde Türkiye`yi zan altında bırakıyor.
 
Türkiye, Kürt meselesini ne zaman PKK`dan bağımsız ele alır ve Kürtlerin bütün haklarını iade etme temelinde Kürt meselesini çözerse, o zaman Türkiye`nin PKK`ya yönelik operasyonları hünsalaşmaktan çıkar, netlik kazanır.
 
Türkiye bunu yaparsa, emperyalist güçlerin Kürt meselesinde kaşıyacağı sorunları da çözmüş olur. Aksi halde, Türkiye bu meselede hep zan altında kalmaya devam edecek ve emperyalistler için de Kürt meselesi, Türkiye`yi karıştırmak için, kaşıyacağı bir müdahale alanı olacaktır hep.