• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Hür Dava Partisi, kısa adıyla HÜDA PAR, terbiyeli, vasat, tahammüllü, sabırlı, hatta hoşgörülü tavrına rağmen bazı parti ve çevrelerin saldırılarından, linç kampanyalarından, iftira ve karalamalarından kendini bir türlü kurtaramıyor.

Bu parti ve çevreler, her türlü kirli ve karanlık ilişki ağı içinde olmalarına, karanlık odaklarla iş tutmalarına, ülkenin emniyet ve huzuruna saldırı içinde olan ve on binlerce masum canın katledilmesinde payı bulunan yapılarla ortak hareket etmelerine rağmen kendilerini pak ve temiz görüyorlar. Ülkemizi sürekli karıştırıp zayıflatmaya, esir almaya çalışan, darbelerin, terörist hareketlerin, sapkın grupların arkasındaki Batılı ülkelerin istihbarat örgütleriyle bile sarmaş dolaş olmakta bir beis görmüyorlar. Her türlü kirliliği, gayrı meşruluğu kendilerine, kendilerine yakın gördükleri yapılara doğal buluyorlar.

Ama 2012 yılında kurulan HÜDA PAR, on iki yıl boyunca kendisine yönelik her türlü kışkırtıcı saldırıya, linç kampanyalarına, mensuplarının vahşice katledilmesine rağmen; büyük bir sabır, tahammül göstererek en ufak bir şiddete tevessül etmemiş, halkın güven ve huzurunu tehlikeye atmamak için saldırıları sineye çekmiştir.

Buna rağmen HÜDA PAR söz konusu çevrelerin saldırı ve linç kampanyalarından kurtulamıyor. Neden?

Çünkü bu çevreler işgalci Batılı güçlerin yardım ve desteğiyle bu aziz halkın Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı ve diğer kavimleriyle İslam’a sarılarak, Allah ve vatan aşkıyla, yüzbinlerce şehit vererek gerçekleştirdikleri Kurtuluş Savaşını çaldılar. Kurtuluş Savaşının gerçek sahipleri olan Müslüman halkı ve İslam âlimlerini her türlü yalan ve iftira silahını da kullanarak etkisiz hale getirmeye çalıştılar. Büyük kıyımlar, katliamlar gerçekleştirerek Müslüman halkı sindirmeye kalkıştılar. Din büyüklerini idam sehpalarına gönderdiler, zindanlarda çürüttüler. İslam’ın adına ne varsa yasaklamaya çalıştılar.

İslam âlimlerini etkisiz hale getirip Müslüman halkı sindirdikten sonra Batılı efendileriyle birlikte bu ülkenin her türlü zenginliğini talan ettiler. Kendilerini mutlu ve seçkin bir azınlık olarak görüp bu ülkenin sahipleri ilan ettiler. Ve yaklaşık yüz yıldır halk yoksulluk içinde yaşarken onlar bu ülkeyi özel mülkiyetleri olarak görüp debdebe içinde yaşıyorlar.

Onların korkusu İslam’ın tekrar bu ülkede söz sahibi olup halkı uyandırması, bilinçlendirmesidir. İslam bu ülkede güçlendiği takdirde her türlü imtiyazlarını kaybedeceklerini, çalıp çırpamayacaklarını, hırsızlık ve sömürü çarkının duracağını biliyorlar. Asıl mesele bu… Gerisi kesinlikle teferruattır!

Dindar kadrolardan oluşan HÜDA PAR, kurtuluş savaşının gerçek sahipleri olan bu mazlum halkın tekrar kendi dinleri, değerleri ile barışıp maddi ve manevi olarak kalkınması için çabalıyor. Kuruluş amacını bu olarak görüyor. Bu halkın, Batıdan ithal edilen ve halkın huzur, barış ve birliğini tehdit eden yabancı fikirlerin, hastalıklı ideolojilerin tahakkümünden kurtulup güçlü, özgür, izzet sahibi, dindar bir halk olmasını isteyen HÜDA PAR, bu parti ve çevrelerin gözünde büyük bir tehdit olarak görülmektedir. İmtiyazlarını kaybetme korkusu yaşayan bu çevreler İslam’ın tekrar idari hayatta, sosyal yaşamda, ticarette, çarşı ve pazarda, evde söz sahibi olmasını istemiyorlar.

Ama Allah’ın izniyle uyanış başlamıştır. Bu aziz halk ona izzet ve şeref bahşedecek, onu adil ve özgür bir ülkeye, dünyaya kavuşturacak, kurtuluşa götürecek yolun ancak İslam’ın varlığıyla mümkün olacağını anlama sürecine girmiştir.

Bu Müslüman halk, HÜDA PAR’a yönelik bu dinmeyen kinin, nefretin, linç kampanyalarının, kirli algı operasyonlarının, bu partinin dindar kadrolara sahip olmasından, dış güçlerle kirli ilişkilere girmeyi reddeden, milli, yerli, bağımsız parti programından ötürü olduğunu bir gün mutlaka anlayacak, büyük kitleler halinde bu aziz harekete sahip çıkacak ve malum çevreler artık Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya yol bulamayacaklardır.