• DOLAR 34.624
  • EURO 36.248
  • ALTIN 2916.636
  • ...

Gençlerin bilgisayar oyunlarına merakını az çok biliyoruz. Yazılarımızda mümkün oldukça bunun zararlarından bahsediyoruz. Gençlerimizin bilgisayar bağımlısı olmaması için uyarılarda ve zaman zaman da önerilerde bulunuyoruz. Ama şu bilgisayar oyunları öyle bir hal aldı ki gençliği, gençlik nezdinde toplumun geleceğini tehlikeye sokacak seviyelere kadar çıktığına şahit olup hayret ediyoruz.

Gençliğimiz, yani geleceğimiz Dijitalizm`in kollarında can çekişiyor. Teknolojinin cazibesine kurban ediliyor. Akıllı teknolojinin içerisinde kaybolup gidiyor. “Teknoloji çağında yaşıyoruz ne de olsa” deyip her şeyi normal karşılayacak kadar geniş düşünmemek gerekir. Dar bir çerçeveden bakıyorsun diyenleriniz olabilir. Ancak bazen dar bir çerçeveden bakmak sizi doğru bir yolda sabit kılabilir. Dar düşünmek bazen geniş düşünmekle karşılaşacağınız tehlikelerin birçoğundan da kurtarabilir. Tamamen teknolojiden kendinizi soyutlayın, hiç teknolojiyi kullanmayın demiyorum. Tamamen teknolojiden bihaber bir gençlik yetişsin de demiyorum. Her şeyi kararında, ayarında kullanmak gerekir diyorum. Gençlerimizin teknolojiyi doğru anlayıp doğru kullanmasına diyeceğim yok.

Gençlerin teknoloji merakından bahsederken aslında bilgisayar oyunlarına olan düşkünlüklerini ve bağımlılıklarını ele almak lazım. Gençlerin teknoloji dünyası sosyal medya ve bilgisayar oyunlarından ibaret… Toplum olarak gençlerimizin bilgisayar oyunlarına olan düşkünlükleri üzerinde çok durmak ve gereken önlemleri almak zorundayız.

“Mavi Balina” adında bir bilgisayar oyunu var. Dünyada yüzlerce kişinin intiharına sebep olan ölümcül bir bilgisayar oyunu… Sıradan bir bilgisayar oyunu gibi görünen ancak gençlerin ruhsal ve zihinsel psikolojilerini bozarak intihara kadar sürüklüyor. Bu oyunu oynayan kişi, oyunu oynamaya başladığı anda bilgisayardaki bütün kişisel bilgiler, fotoğraflar, hesaplar ve daha birçok özel bilgiler bilgisayara gönderilen virüsler tarafından ele geçiriliyor. Ele geçirilen kişisel bilgiler gençleri tehdit ve şantaj amaçlı kullanılıyor.

 “Mavi Balina” oyununun görevleri arasında öyle şeyler var ki, akla mantığa sığmıyor. Gencecik insanları tuzağa düşürerek istediği her şeyi yaptırabiliyor. Mesela; “Gece karanlığında dışarı çık”, “Bir gün boyunca kimseyle konuşma”, “Gece saat 3`te kalk korku film izle”, “Elini jiletle kes ? yaz”, “Yüksek bir yerden atla” gibi korkunç elli tane görev veriliyor. Bu görevleri yapmayan kişileri tehdit ederek görevleri yapmaya zorlanıyor. Ellinci görev ise “balina olmak için gerekeni yap. Kendini as” ya da “Bileklerini kes” denilerek intihara götürecek ölümcül görev veriliyor. Şimdiye kadar bu tip görevler verilerek yüzlerce kişi intihar etti. Bu işin önlemi alınmazsa bu sayı daha da artabilir.

“Mavi Balina” oyununun kurucusu Pihilipp Budeikin adında bir Rus. İntiharlardan sorumlu olarak gösterilen bu şahsiyet açılan davada 3 yıl gibi komik bir ceza aldı. Philipp Budeikin oyundan dolayı intihar edenlere “Biyolojik atık” diyerek toplumda temizlik yaptığını söyledi. Bu sözler dahi olayın ne kadar korkunç olduğunu gözler önüne seriyor. Böyle sapık zihniyetli bilgisayar oyun kurucuları olduğu sürece daha nice gençlerin bilgisayar oyunları ile zehirlendiklerini görebiliriz.

Gençlerin bilgisayar oyunlarına olan düşkünlükleri ebeveynler tarafından gözlenmeli ve gereken önlemler alınmalıdır. Gençler bilgisayarda ders çalışırken dahi yalnız bırakılmamalı, bilgisayarlar mutlaka ebeveynlerin olduğu ortamda olmalıdır. Gençler yalnızlığa alıştırılmamalı. Yalnız kalan gençler farkında olmadan birçok tehlikeye maruz kalabilirler. Ebeveynler çocuklarıyla çok iyi vakit geçirmeli ve arkadaş olmalıdırlar. Ebeveynler çocuklarının herhangi bir problem veya sorun yaşadıklarında kendilerine gelip bu sorun ve problemi rahatlıkla anlatabilecekleri güveni vermeleri gerekir.

Gençlerimiz geleceğimizdir. Bu yüzden onlara gereken değeri vermek mecburiyetindeyiz. Teknolojiye, dijitalizm`e mahkûm bir gençliğin özellikle de bilgisayar oyunlarıyla zehirlenen bir gençliğin topluma faydası olmaz. Ebeveynler kadar Devlet sorumlularının da bu konuya kayıtsız kalmamaları ve gereken önlemleri almaları gerekir.