Aynı oyun yeniden sahnede
“Ilımlı İslam`a dönüyoruz” diyen veliaht Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz`in yürüttüğü “Yolsuzlukla Mücadele” adı altındaki operasyonda gözaltına alınan iş adamları ve prensler ve bununla birlikte Suudi Arabistan`daki bu karmaşık durum aslında veliaht prensin “üst akıl” olarak tabir ettiğimiz karanlık güçlerden almış olduğu emirleri büyük bir sadakat örneği göstererek yerine getirmesini aynı zamanda krallığa giden yolda kendisine rakip olabilecekleri birer birer saf dışı bırakması olarak okuyabiliriz.
Yolsuzluklarla mücadele komitesinin başına gecen Veliaht Prens Muhammed bin Selman`ın varsayalım ki gerçekten yolsuzluk yapan prens ve iş adamlarını gözaltına alıyor. Peki, neden yolsuzlukla mücadele operasyonları başlamadan önce bazı din adamları ve yazarlar tutuklandı? Yoksa gelebilecek tepkileri susturmak için miydi? Ya ordudaki bazı generaller... Onlar neden gözaltına alındı? Onlar da mı yolsuzluk yaptılar? Yoksa silahlı bir eylem olasılığını ortadan kaldırmak mı amaç? Prens Mutaib bin Abdullah da tutuklandı. Ulusal Muhafızları komuta eden Prens Mutaib bin Abdullah neden tutuklandı? Donanma Komutanı Abdullah el Sultan da açığa alındı. Generallerin tutuklanması silahlı kuvvetlerden gelebilecek herhangi bir tehlikeyi engellemek için olabilir mi? Anlaşılan tutuklanan, açığa alınan bu kişiler Veliaht Prens Muhammed bin Selman`ın muhalif gördüğü kişiler olarak gözüküyor…
ABD Başkanı Donalt Trump`ın twitter da “Suudi Arabistan kralı ve veliaht prensine büyük güven duyuyorum.” , “Kral ve veliaht prens ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar.” paylaşımında bulunması aslında Suudi Arabistan`da neler olduğunu tamamıyla gözler önüne seriyor. Muhammed bin Selman`ın elinin güçlenmesi bir nevi ABD`nin Arap dünyasında söz sahibi olabilmesinin de göstergesi. Trump`ın “…Ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar” demesi kendisinin de ne yapıldığı hakkında bilgi sahibi olduğunu gösteriyor. Nitekim Veliaht Prens Muhammed bin Selman Washington'da ABD Başkanı Donald Trump'ı ziyaret etmişti.
Şeytanın bilinen hileleri vardır. Nerden ve nasıl saldıracağını ve genelde de aynı taktiği kullandığını biliyoruz. Suudi Arabistan`daki durumu gözlemleyince tıpkı şeytan gibi Türkiye`de yapmak isteyip ancak başaramadığı oyunun aynısını görebiliyoruz. Müslüman dünyasında oynanan oyunların tamamının final oyununda hedef Türkiye olarak gözüküyor. Ortadoğu`da Müslüman ülkelerin tamamında ya bir kaos var ya da bir karışıklık. Sağlam kalan bir İran bir de Türkiye… Bütün Müslüman ülkeler zayıflatıldıktan sonra hedefte Türkiye var. Çünkü o gün Türkiye`nin yanında yer alacak herhangi bir Müslüman ülke olmasını istemiyorlar. Suudi Arabistan üzerinden İran`ı zayıflatmak istiyorlar. İran`ı zayıflattıktan sonra sıra Türkiye`ye gelecek. Güneyimize tırlarca silah yığmaları sizce gerçekten DEAŞ ile savaşmak için mi? Şimdi de silahları Afrin`e sevk ediyorlar. Türkiye`ye karşı şer maşası olan PKK`yı kullanacaklar. Karanlık güçlerin bu planı, tuzağı tutar mı?
Eğer gerçekten inanıyor ve Allah`a güveniyorsak ki tüm benliğimle inanıyor ve güveniyorum. “Onlar (kafirler) tuzak kurarlarken Allah da onlara tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.” (Enfal - 30)
Eli milyonlarca Müslüman kanıyla kirlenmiş kafirlerin akıbeti hüsranla sonuçlanacaktır. İnşallah. “Allah'ın tuzağından (kurtulacaklarına) emin mi oldular? Ziyana uğrayan topluluktan başkası, Allah'ın tuzağından emin olmaz.” (A`raf – 99)