• DOLAR 34.697
  • EURO 36.681
  • ALTIN 2967.716
  • ...
Konuya girmeden önce AKP hükümetinin bahsetmek isterim. Sonuçta insanlar kimliklerine göre hareket ederler öyle değil mi?

AKP Hükümeti toplumun büyük bir bölümünü oluşturan muhafazakârlardan oy alarak iktidara geldi. Söz konusu İslam olunca kendilerinden daha İslamcı hiçbir camia bulamazsınız. Yani mangalda kül bırakmazlar bu konuda… Kurmaylarının tamamına yakını bir şekilde İslami mücadele içerisine girmiş ve İslamcı söylemlerle ülkenin belli kademelerine yerleşmişlerdir.

AKP Hükümeti özellikle bayanlardan aldığı oy hayli fazla… Eee bu kadar bayanlardan oy alacaksın da politikanı bayanlara göre ayarlamayacaksın; Olmaz!...

Her seferinde İslami söylemlerde bulunan hükümet sonunda İslami söylemlerin gereği olarak (!) başörtüsü sorununu kökten çözdü…

Başörtüsü Artık Resmen Yasak
Milli Eğitim Bakanlığı`na (MEB) bağlı okullarda, öğrencilerin kılık kıyafetini düzenleyen yeni yönetmeliğin yürürlüğe konulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı, Resmi Gazetede yayımlandı. İmam hatiplerde eskiden olduğu gibi başörtüsünün serbest, diğer liseler için ise "okul içinde baş açık" olacak ifadeleri kullanılarak başörtü yasağı resmen getirildi.

Yani anlayacağınız Hükümet bu zulmü ortadan kaldıracağım derken zulmü onayladı.

Bir tarafta kılık-kıyafete bir zorlama getirmeyeceksiniz öbür tarafta "okul içinde baş açık” ibaresini eklemeyi unutmayacaksınız. Eklemek diyorum çünkü böyle bir ibare post modern darbe dönemlerinde bile yoktu. Yani AKP balyozcuların, devrimcilerin yapmadığını yaptı.


Süt Bozulursa Kurtarılır, Yağ Bozulursa Zehir Etkisi Yapar



Üstad Bediüzzaman Said Nursi`ye ait olan yukarıdaki söz tam da AKP`nin durumunu gösteriyor. Şu darbeci zihniyetli olanları anladık da AKP Hükümetine neler oluyor? Üstad, kâfiri süte Müslümanı ise yağa benzetiyor. Müslümanın bozulmasının içtimai hayatta zehir etkisi yapacağını söylüyor. İktidar sarhoşluğuyla kendini kaybeden Hükümet, toplumda artık zehir etkisi yapıyor. Hem de ne zehir…

Özgürlükler adına eşcinsellere ses çıkarılmıyor, çocukların yanında içki içenler için tutanak tutan emniyet görevlileri sürgün ediliyor, İlkokul, Ortaokul ve Lisede yönetmeliğe uymayan öğretmenler ve öğrenciler kendilerini teşhir edercesine giyiniyor ama suç sayılmıyor. Allah`ın bir emrini yerine getirmek isteyen bir öğrenci yine sözde İslamcı bir Hükümet tarafından engelleniyor. Bu nasıl özgürlük anlayışı?


Kimse Bu Yasağın Vebalini Ödeyemez



Allah`ın bir emrini sistemin kutsallarını korumak adına engelleyen hiç kimse bunun hesabını Allah`a veremez. Adı İslamcı değil ne olursa olsun. 4+4+4`te patronların karşı çıktığı maddeleri yasadan kaldıran hükümet, kendi İslamcı tabanına rağmen bunu yapabiliyorsa Hükümeti değil, kendimizi eleştirmemiz lazım. Tabanının istek ve taleplerini bildiği halde hiç çekinmeden bu yasağı getiren Hükümet, bu cesareti biz Müslümanların pasifliğinden alıyor. Sırf bu başörtüsü için onlarca seminer, konferans, miting, basın açıklaması ve yürüyüşler gerçekleştirmediğimizdendir bu cesaret…

Eğer biz Müslümanlar bu yasağın yürürlükten kalkması için elimizden geleni yapmazsak bu vebalden bizlerde sorumluyuz. Bir Filistin, Çeçenistan mücadelesine sahip çıktığımız gibi başörtüsü mücadelesine de sahip çıkmalıyız. Bütün çalışmalarımızı bu konuya yoğunlaştırarak gündemden düşmesini engellemeliyiz. Aksi halde taviz tavizi doğurur. Bugün başörtüsünü kaldıran yarın başka kanunlarla Allah`ın bir başka emrini kaldırmaktan çekinmez.

Ben Müslümanım diyen her bireyi bu konuda duyarlı olmaya ve bu konuda gündem oluşturmaya davet ediyoruz.

"Sakın Allah`ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma!”

Dua ile wesselam