• DOLAR 32.402
  • EURO 34.634
  • ALTIN 2386.704
  • ...

Hayat şartlarının baş döndürücü bir hızla değiştiği günümüz dünyasında, toplumsal değişim ve dönüşüm de hızla evrim geçiriyor. Zaman ve şartların değişmesiyle kimi toplumlar gelişiyor, ilerliyor; kimileri de geriliyor, yozlaşıyor. Dolayısıyla şartlara bağlı olarak halklar ve hareketler de değişiyor.

Bir zamanlar israil denen çete, elindeki yeni silahlarla etrafa dehşet saçıyor, tehditler savuruyor, her tarafa korku sallıyordu. 1967 savaşında 5 Arap ülkesinden -Filistin, Lübnan, Mısır, Ürdün ve Suriye 6 günlük kısa bir süre zarfında İsrail karşısında darmadağın oldu. Çünkü o gün toprak kapmak- vatan edinmek için bir araya toplanmış Yahudiler, kanı pahasına, ölümüne savaşıyorlardı.

Ama şimdi o israil yok! Şimdikiler elde edilmiş sözde bir toprakları, bir vatanları var! Oraya gelip huzurlu bir hayat yaşamak için dünyanın dört bir yanından büyük umutlarla toplanmış bir Yahudi yığını var. Bunlar umduklarını bulamazlarsa, hele işin ucunda ölüm görünüyorsa her an dağılabilir, geldikleri yere dönebilirler.

İsrail'in elinde çok güçlü ve modern silahlar var, ama fedaice savaşacak askeri yok... Hava gücü son derece müthiş! Ama savaşlar nihayetinde karada kazanılır. İsrail'in Gazze şeridinde ablukayı elde tutmak için sınır boyuna yerleştirdiği 4 bin civarında özel birlikler, 7 Ekim harekâtında darmadağın oldular. Medyaya sızan bilgilere göre, 1200 kişi öldürüldü, 850 kişi ağır yaralandı, kalanlar da görme engelli ve psikolojik hasta olarak geri döndüler.

Şimdi Gazze'de kara harekâtına sokulan çok acemi bir asker var. Bunlar şaşkın şaşkın Gazze'nin kenar sokaklarında rastgele insan öldürüyor. Kadın, çocuk sivil ayrımı yapmadan insan öldürüyorlar. Hatta kurtarmaya gittikleri kendi esirlerini -beyaz bayrak kaldırdıkları halde- bile öldürdüler. Mücahitlere karşı savaşma cesaretleri olmadığı için habire sivil halkı öldürmekle tutunmaya çalışıyorlar.

Bütün bunların ötesinde israil'in iç sıkıntıları başlamış. Halkın orduya, ordunun hükümete güveni kalmamış. Esir ailelerinin oluşturduğu karşıt platform her gün meydanlarda, muhalefet ise habire Netanyahu'nun istifasını istiyor. Dış dünyada ise hızla taraftar kaybına uğramakta, yalnızlığa itilmektedir.

HAMAS da artık eski HAMAS değildir. İntifadaya taş atmakla başlayan HAMAS, şimdi israil'in başına füze yağdırıyor. Bunlar Üstatları Şeyh Ahmed Yasin'den derslerini iyi çalışmış ve iyi eğitilmiştir. Hani Şeyh Ahmet Yasin öyle demişti: "Bizimle onlar arasındaki savaş, genç nesil üzeredir; kim bu nesli kazanırsa savaşı kazanacak olan da odur." Şimdi Gazze'de cansiperane savaşan işte böyle bir nesil vardır.

El-Kassam mücahitlerinin önemli bir kısmı Hafizu’l-Kur'an'dır. Göğsünde taşıdığı Kur'an nuru ile elindeki silah gücünü birleştirmiş, çift kanatlı olarak ortaya çıkmış bir fedailer ordusu vardır. Gece abid gündüz mücahit olarak takva zırhını kuşanmış kahramanlar vardır. İsrail'in aklına hayâlına gelmeyen taktikler geliştirmiş, teknoloji üretmiştir. Dahası bunların çoğu şehit ailelerinin çocukları olup şehadet kültürü ile yoğrulmuş gençlerdir.

Bugün HAMAS, İslami Cihad ve diğer İslami grupların hepsi, kendi halkına güven verdikleri gibi, dünya Müslümanlarına da ilham kaynağı olmuştur. Ebu Ubeyde'nin şahsında sembolleşen bu güven bütün dünya Müslümanları, hatta vicdan sahibi gayri Müslimleri dahi gayrete getirmiş, meydanlara sürmüştür. Her gün yeni ihtidalar gerçekleşiyor. Daha açıkçası Gazze kıyamı bütün insanlığa yeni bir soluk olmuş, taze kan pompalamıştır.

İşte bu ruhla yani şehadeti seçerek yola koyulan Gazze mücahitleri, Siyonistlerin kalbine korku salmış, güvenlerini sarsmış, planlarını altüst etmiştir. Artık ne özel birlikleri ne de dışarıdan ithal edilen paralı askerler ne de Amerika ve İngilizlerin uzman generalleri dikiş tutturamıyor. Gazze'ye dikey gelenler yatay çıkıyor. Zafer Müslümanlarındır ve zafer yakındır İnşallah.