• DOLAR 32.267
  • EURO 35.178
  • ALTIN 2473.444
  • ...

İnsanoğlu tabiatı itibariyle sosyal bir varlıktır. Her insanın, kendi mizacına uygun olarak mutlaka muhabbet edeceği, dostluk kurup bazen sırlarını paylaşacağı bir dostu, arkadaşı olur. Akıllı insanlar çoğunlukla toplum nezdinde sevilen, sayılan, mütevazı ve merhametli kişilerden arkadaş seçerler. Sevilmeyen, paylaşmayan, katı yürekli, asık suratlıyı kimse sevmez, onunla dostluk kurmaz, arkadaşlık yapmaz.

Kötü insanlar kendi aralarında bile samimi olmaz, birbirlerine güven vermezler. Deniliyor ki hep kötü işler yapan adamın biri, her kötü iş yaptığında şeytana lanet okurmuş. Bir gün şeytanın da canına tak etmiş, ona; be adam hiçbir işte benden geri kaldığın yok! Ne yapıyorsam sen de aynısını yapıyorsun. Hal bu iken bana lanet okumaya ne hakkın var! deyip sitemini yapmış, adam da her ne kadar dediğini yapıyorsam da senin şeytan olduğunu biliyorum demiştir.

İyi bir arkadaş edinmek her insan için önemlidir. Zira kişi arkadaşı ile tanınır. Sevgili peygamberimiz sallellahu aleyhi vesellem: "Mümin, mümin kardeşinin aynasıdır." (Tirmizi) Yani nasıl ki, insan kendi suretini görmek istediği zaman aynaya bakmaya ihtiyaç duyuyorsa kendi şahsiyetini görmek istediğinde de arkadaşına baksın.

Başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurulmaktadır: "Kişi sevdiğiyle beraberdir" (Buhari). Yani kişi sevdiğinin düşüncelerini paylaştığı gibi yolunu da izler, ona özenerek yaptıklarını aynen taklit eder. Bu durum dünyada olduğu gibi ahirette de devam eder.

Bu hadisin vürud sebebi ile alakalı Hz. Aişe validemizden gelen bir rivayete göre, "Bir gün adamın biri, benzi solmuş, üzgün bir halde Resulullah'ın yanına geldi. Resulullah sallellahu aleyhi vesellem halini sorunca, adam: "Ya Resulellah evde her canım sıkıldığı, bunaldığımda senin yanına gelir, mübarek yüzüne bakınca rahatlıyor, huzur buluyorum. Ama öldükten sonra sen peygamberlerle beraber olacaksın o zaman sensiz biz nasıl dayanabiliriz" dedi. Bunun üzerine Allah'ın resulü uzun bir süre sükut etti; sonra başını kaldırıp bu hadisi söyledi.

Başka bir rivayette de adamın bu sorusu üzerine şu ayeti kerime nazil oldu: "Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği, peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraberdir. Onlar ne güzel arkadaştır." (Nisa: 69)

Kur'an-ı Kerim'in Allah'a ve Resulullah’a tabi olan müminlere verdiği bu müjde, ne yüce bir mertebedir. Dünyada Allah'ın şeriatına, Resulullah'ın sünnetine tabi olmakla sadakatini, rüştünü ispatlamış müminler Ahirette de bu kutsal dostlarla arkadaş olacaklardır. Mümin, bu saadeti, Allah'a ve Resulüne itaatle elde etmiş olur.

Şu hâlde mümin arkadaş seçerken Allah'a ve Resulullah’a tabi olmayı ölçü almalıdır. Rastgele bir arkadaş seçimi insanı yanlış yola, felâkete götürebilir. Bazen hiç ilgisi olmadığı halde bir şekilde kötü arkadaş kurbanı olabilir. Akıllı kimse, Allah'tan korkan güzel ahlaklı insanlarla arkadaşlık kurar. Kötü arkadaşla insan kötü olarak tanınır ve onların sınıfına dahil olur.

Sonuç olarak kötü bir asırda yaşıyoruz. Eli-yüzü temiz ve güzel ahlaklı insanları arkadaş edinelim ki akıbetimiz hayr üzere olsun. Anne ve babalar, arkadaş seçiminde çocuklarına yardımcı olmalı, ahlaksız ve ağzı bozuk sokak çocuklarından uzak tutmaya çalışmalı, çocuğunun kimleri arkadaş seçtiğini takip etmeli, kötü arkadaşın insanı sürükleyeceği kötülükler hakkında sürekli uyarmalıdırlar.