• DOLAR 32.409
  • EURO 34.667
  • ALTIN 2393.53
  • ...

Siyonist terörün Gazze'ye yönelik uyguladığı katliamlar, en vahşi şekilde devam ediyor. Gazze sokak sokak, mahalle mahalle içindeki insanlarla beraber füzelerle yok ediliyor. Evler, camiler, okullar ve hastaneler uçaktan atılan bombalarla sırayla tahrip ediliyor. Yahudi terörünün uyguladığı vahşet Moğolların barbarlığını gölgede bırakıyor. Ama İslam ümmetinden hala ses yok...

Şeyh Ahmet Yasin, Yahudi teröristlerce şehit edilmezden önce bütün Müslümanları Allah'a şikâyet ederken; "Yakında büyük ölümlerimizi duyacaksınız, Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helâk olmuş ölüler! " diyerek utancımızı, dağılmışlığımızı, vebalimizi ve korkaklığımızı yüzümüze haykırıyordu. Bugün Gazze'den büyük ölüm haberleri değil, artık toptan bir soykırımı canlı bir şekilde televizyonlarda izliyoruz.

Şimdiye kadar, siyonist teröristlerin yaptıkları bombalamalar neticesinde, 4500’den fazla çocuk öldürüldü. 1500 öldürülmüş çocuk da halen enkaz altında çıkarılmayı bekliyor. Sadece bu kadar çocuğun öldürülmesi bile yeryüzünde insanlığın bittiğinin açık göstergesidir. Bütün kâfir güçlerin birleşip bu çocuk katliamını sınırsız bir şekilde desteklemesi ve Müslüman idarecilerin ise korkakça bu katliamı sadece kınaması ise yüzyılımızın utancı olarak bütün sorumluluk sahiplerinin yüzlerinde kara bir leke olarak kazındı. Tarih, dünyadaki bütün idarecileri, Müslüman kâfir fark etmez, bu lanetli utanç ile anacaktır.

Yahudi teröristler, Gazze soykırımında iki atom bombasından daha fazla patlayıcı kullandılar. 35 bin tondan fazla bomba ve füze bu Gazzeli Müslümanların başına yağdırıldı. 11 bine yakın insan öldürüldü. 30 binden fazla insan yaralandı, çoğu kalıcı şekilde sakatlandı veya uzuvlarını kaybetti. 200 binden fazla konut yerle bir edildi. 1 milyon 700 binden fazla mazlum Müslüman yerlerinden edildi. Ve bu yıkım her dakika lanetli Yahudiler tarafından sürdürülmektedir.

Gazze soykırımı birçok şeyi açık hale getirdi. Kâfirler; siyonist terörü desteklemek, katliam ve işgalini daha alçakça yapmasına sınırsız destek vermek için ABD öncülüğünde birleşmiş ve Gazze önlerinde hazır kıta beklemektedirler. Uçak gemileriyle, katil askerleriyle, nükleer bombalarıyla ve füze bataryalarıyla Gazze'yi ve bütün Müslümanları tehdit etmekte, katil siyonistlerin Müslümanları soykırıma uğratırken işini kolaylaştırmaktadırlar. Bütün bunlardan destek alan katil siyonistler de Gazze'de insanlık dışı katliamlarını kesintisiz sürdürmektedirler.

Kâfir cephenin birlikteliği, bu kadar açık bir şekilde meydanda iken; Müslümanların acziyeti, korkaklığı ve ölü taklidi yapma onursuzluğu, bizi daha yakıcı bir şekilde kahretmektedir. Bütün kâfirler, sınırsız bir şekilde melun siyonistleri desteklerken; Müslüman idareciler ise bombalar altında açlık, susuzluk ve ilaçsızlıktan ölen Müslüman çocuklarına bir kamyon yardımı dahi ulaştıramayacak kadar acziyet ve korkaklık içerisinde bulunmaktadırlar.

Ebu Ubeyde'nin sözüyle; "savaşlarda su, ilaç ve tedavi işlerini kadınlar yapmaktadır. Ey İslam ümmeti! Siz bunu da yapamayacak kadar aciz misiniz?" diyerek, Müslümanları onurlu olmaya, inançlarına ve kardeşlerine sahip çıkmaya davet etmektedir. Gazze kan ağlıyor. Yahudiler melunlar her dakika ölüm kusuyor. Çocukların feryatları, annelerin çığlıkları ve yaşlıların çaresiz bakışları yeryüzünü titretiyor. Ama hâlâ Müslüman idareciler kör, sağır ve ölü taklidi yapıyor.