• DOLAR 32.246
  • EURO 34.818
  • ALTIN 2446.69
  • ...

Sezgin Tanrıkulu, CHP milletvekili olan bir hukukçu.

Hakkını teslim etmek lazım kendi dünya görüşüne yakın insanlar için çabalıyor, didiniyor, iyi bir performans sergiliyor.

FETÖ elemanlarına olan desteği üzerinden “dünya görüşüne yakın” sözüme eleştiri getirmeyin, çünkü o konuda bağlantı farklı yerlerden gerçekleşiyor.

Tanrıkulu için “Örgüt üyesi” diye fezleke düzenlenmiş.

Tabii kendisi itiraz ediyor buna. Meclis`te bir açıklama yaparak şikâyetini dile getirdi Sezgin Tanrıkulu. Bunu da ilginç kelimelerle ifade etti:

Tanrıkulu, Diyarbakır`da 25 yıl avukatlık ve çeşitli insan hakları örgütlerinin kuruculuğunu yaptığını belirterek şunları söyledi: “Türkiye`de örgüt üyesi olamadım; ama beş yıldır CHP milletvekiliyim, Diyarbakır`da bir cumhuriyet başsavcısı vekili hakkımda örgüt üyeliğinden fezleke düzenleyerek Meclis`e gönderdi. 25 yıl boyunca avukatlık yaptım, serbest avukatlık yaptım örgüt üyesi olamadım, Adalet ve Kalkınma Partisi`nin bu iktidarı döneminde örgüt üyesi oldum.

Altı çizili kelime dikkatinizi çekti mi?

Sezgin Tanrıkulu, “Türkiye`de” örgüt üyesi olamadığını söylüyor.

Doğru olabilir tabii. Yani kendileri en karmaşık zamanlarda bile Türkiye`de “örgüt üyesi” olmamış olabilir; ama bu “örgüt üyesi olmadığı” anlamına gelmez.

Biliyorsunuz kendisi bir STRATFOR üyesidir.

Hayır, bunu ben değil CHP eski milletvekili Dilek Akagün Yılmaz söylüyor.

Bakın milletvekilliği yaptığı dönemde ne demiş Dilek Akagün Yılmaz:

 “Kapalı grup toplantısında Sezgin Tanrıkulu`na basında sıkça yer alan ve her yerde karşımıza çıkan Gölge CIA olarak bilinen Stratfor belgelerinde TR 705 kod adının verilmesini hatırlatarak bunu sorgulamam ve açıklama istememin suç olarak değerlendirilmesi kabul edilemez. Grup iç yönetmeliği çerçevesinde her milletvekilinin özgürce söz ve oy hakkı olmasına rağmen, bu hakkımı basına kapalı olan bir grup toplantısında kullanmamdan dolayı suçlanmam parti hukukuna aykırıdır.

Herkesin rahatlıkla ulaşabileceği 60 civarında Wikileaks belgesinde ABD Adana Konsolosluğu`nun ABD Ankara Büyükelçiliği`ne gönderdiği kriptolarda Sezgin Tanrıkulu için, ‘Uzun zamandır konsolosluğumuzun kontak kişisi` deniyorsa, yine bir başka kriptoda ABD işgali altındaki Irak`ta Abu Garib hapishanesindeki işkence fotoğraflarının tekrar Türk basınında yayınlanmasından ve ABD`nin Müslümanlar üzerindeki olumlu imajının zedelemesinden Sezgin Tanrıkulu`nun endişe duyduğundan söz ediliyorsa CHP`nin bu belgeleri görmezden gelmesi mümkün değildir.”

Eğer fezlekeyi düzenleyen savcı, meseleyi STRATFOR üzerinden götürüyorsa tamam, yok eğer FETÖ ya da PKK gibi örgüt isimleri üzerinden bir düzenleme yapıyorsa boşa çalışıyor demektir.

İLLA EDEP!

Uzun zamandır Türkiye`de adam gibi adam bir Diyanet işleri başkanı var ve bu da maalesef “dinden geçinen” bazılarını rahatsız ediyor.

Vasat duruşu, ümmetin sorunları karşısındaki hassasiyeti, yerinde çıkışları ile iyi işler yapıyor Mehmet Görmez. Çocukların, gençlerin camiye teşvik edilmesi konusunda kafa yoruyor. Şu sözleri duyarlığını göstermesi açısından güzel bir örnek:

Çocukların hafızasında kötü iz bırakacak şekilde müdahale edecekseniz teravihinizi evinizde kılın diyorum. Camiye gelen çocuklar ister oynasın, ister koşuştursun. Onların hafızasında kötü iz bırakan müdahale kabul edilemez. Biz secdeye eğildiğinde çocuk sırtına bindiği için secdesini uzatan Peygamber`in ümmetiyiz. Bunu öğretmemiz gerekiyor

Bu da Osman Ünlü adında bir “hoca”yı rahatsız etmiş ve o hoca haddini aşan şu sözleri sarf etmiş:

"Cemaat orada namaz kılıyor, çocuklar burada oyun oynuyor. Caiz mi; Değil... Kitaplarda bu aynı şekilde caiz olmadığı yazılıdır. Bunu söyleyince; "Adam etkinlik yapıyor, neden müdahale ediyorsun!"... Senin etkinliğin batsın ya! Ne etkinliği! Bu yaptığın iş camiyi bozmak... Camiyi affedersin, yarın ……. haline getirmektir, namazı bozmaktır aynı zamanda."

Cami ve o iğrenç sözleri yan yana getirmemek için o kısmı boş bıraktık.

Peki, bu sözleri sarf eden Osman Ünlü kim biliyor musunuz?

TGRT grubunun hocalarından biri.

Camiyi “kirli sözcükleriyle” kirletme yolunda mesafe kat eden bu “adam kılıklı”nın düşüncelerini kendi sözleriyle öğrenelim:

"Cemalettin Afgani, Abduh'u yetiştirdi. O da 33. dereceden masondu. Kahire müftüsüydü. Abduh'un talebesi de Reşit Rıza. Reşit Rıza'nın kitabını da Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki yaptırdı.

"Önümüze konan isimlerin mutlaka bir tarafı bizim Anadolu`da bir tabir var tahtası kırık diye. Mesela sağduyulu diye öne konmuş Mehmet Akif olsun Said Nursi olsun buna benzer Elmalılı Hamdi olsun bunların her birine baktığınız zaman bunlar İttihad ve Terakkici. Mehmet Akif Ersoy da Said Nursi de Elmalı da.

“Aynı şekilde babam bir zamanlar Said Nursi'nin çeşitli grupları vardı o grupların içerisindeydi. Biz o risaleleri evde, samanlıkta saklardık. O dönemleri iyi hatırlıyorum. O dönemlerde okuyordum. İmam Hatip'te de savunurduk. Sonra okudukça, okudukça bakıyorsun fıkıh bilgisi diye bir şey yok kitapta. Okudukça İslamiyet`ten uzaklaştım. Elmalılı'nın kitabını okuyarak namazı terk edenlere şahit oldum. Bunları yerli yerine koymak gerekir. Din adamı diye veya ilim adamı diye ortaya çıktığı zaman o tehlikeli. Dinleyenler bunlar hakkında araştırma yapsınlar.”

Evet, sizin de gördüğünüz gibi Merhum Akif`e, Said Nursi`ye, Elmalılı`ya hakaret eden haddini bilmezin biri Osman Ünlü.

Dinihaberler.com adlı sitede Ünlü için şunlar yazılıyor:

“TGRT televizyonundaki Gündem Özel`de hurafeci Osman Ünlü`nün Mursi`nin darbe ile iktidardan indirilmesi sürecinde 3 bin 533 şehit veren İhvan-ı Müslimin`e “İngilizler geldiler, mezhepleri kaldırdılar. İhvanı Müslimin`i kurdular. İhvan-ı Müslimin bu yüzden başarısız oldu…” sözlerine kamuoyundan yoğun tepki geldi.” (…)

“Osman Ünlü`nün ekranlara çıktığı kanal malumdur ki Kur`an ile açılır, Kur`an ile kapanırdı. Kur`an ile aldatılan Müslümanlar arada oynatılan dansözlerle seküler hayata alıştırılırdı.

İhvan-ı Müslimin fakir fukaranın elinden tutar, ücretsiz sağlık hizmetleri verirken Osman Ünlü'nün içinde yer aldığı grup ise Manken ve sanatçılara milyarlar akıtıp onların gayri meşru hayatını Müslümanlara normal gösterirken Osman Ünlü`nün İhvan-ı Müslimin`e dil uzatması edepsizlikten başka ne olabilir ki…

Osman Ünlü faizli banka açma ve faizli banka reklamları yapmanın hangi mezhebe göre meşru olduğunu bize anlatabilir mi?

Ya da ölülerden medet bekleme, ölülere rabıta yapma, arş-ı alada gezinme, insanlara bu dünyada iken makam ve mevkiler biçme, elinde ayet ve hadis olmadan önüne geleni tekfir etme gibi görüş ve fetvaları Osman Ünlü hangi mezhebe dayandırmaktadır?

Evet, Osman Ünlü!

İhvanı Müslimin`in İngilizlerle hiçbir işbirliği olmadığı bilinirken Müslümanların paralarıyla İslam'a hizmet adı altında açılan Müslüman kanalı Murdoch'a tüm yayın haklarını satmak hangi mezhebin kitabında yazmaktadır?”

Sanırım bunun üzerine daha fazla söz söylemeye gerek yok.

İlla edep, illa edep!

Sadece dikkatimi çeken şu konuyu sizinle paylaşmak istiyorum:

Her Ramazan bir ya da birkaç şarlatan çıkartılır ve gündemi meşgul edecek şeyler söyletilirdi.

Eskiden bunun “planlı” bir şey olduğunu düşünmezdik; ama sonra şok edici şeyler öğrendik.

Acaba diyorum bu sene de ihaleyi bu adamlar mı aldı?