• DOLAR 32.339
  • EURO 34.891
  • ALTIN 2393.414
  • ...

Tunus Yüksek Seçim Kurulu, Cumartesi gecesi yaptığı açıklamada seçimde katılım oranının yüzde 8,8’de kaldığını açıkladı. Ülkede kayıtlı yaklaşık 9 milyon seçmen bulunuyor.

Bu, mevcut cumhurbaşkanı Kays Said’e ve diktatörlüğe varan uygulamalarına karşılık halkın verdiği önemli bir cevap olarak okunmalı.

Seçimler öncesinde körfez ülkelerinin ve Fransa’nın desteğini arkasına alarak Tunus’ta geriye dönüşü başlatmak istedi Kays Said. Halkı sandıklara şu sözlerle çağırdı: “Tüm zorlukların bilincinde olarak gelin el ele ülkemiz için yeni bir tarih yazalım.”

Bir önceki seçimde muhalefet partilerinin de desteklemesi sonucunda yüzde 77’lik oy oranıyla seçildiğinde hemen her kesimi rahatlatacak mesajlar vermişti.

Komşu ülkelerle sorunların çözüleceğini söyleyen Said, şu ifadeleri kullanmıştı: Cezayir ilk yurt dışı durağım olacak. Libya'yı da ziyaret etmeyi temenni ederim. Filistin'in evlatlarına selamlarımı iletirim. Tunus devrimi bir insanlık devrimidir. Arap dünyası ve İslam ümmetindeki her yerde bulunan kardeşlerimize ve dünyadaki tüm özgür insanlara teşekkür ederiz. Halkların birçoğu Tunus'taki özgür insanlardan alışılagelmiş çerçevenin dışında organize gücü konusunda ilham almıştır."

Söyledikleri ile bilge bir siyasetçi profili çizmeye gayret eden Said, siyaseti de rahatlatan şu ifadeleri kullanmıştı: “Bana oy vermemiş olanlara da teşekkür ederim. Tavırları ne olursa olsun düşünce ve ifade özgürlüğüne saygılıyım.”

Ancak kısa süre içerisinde tavırları tümüyle değişti.

Partilerin destek kararı alarak seçime girmesi sonucunda aldığı oy oranını “kendisine destek” olarak kabul eden Kays Said, hükümeti dağıttı, meclisi feshetti.

Çok sayıda bakan ve milletvekiline asılsız suçlar isnad ederek yargılanma ve hapishane yolunu açtı.

Uygulamalarını eleştiren bazı eski bakanları “devlete komplo kurmak” suçlamasıyla mahkemeye çıkardı.

En büyük düşmanlığı ise İslami Yöneliş Hareketine (NAHDA) ve lideri Raşid Gannuşi’ye yaptı. Meclis Başkanı Gannuşi’yi gözaltına aldırdı, sorgulattı.

Meclisi feshetmesi, yetkilerini artırması, tüm kurumları kendisine bağlaması ile şekil değiştirmiş bir diktatörlüğe doğru giderken laik ve sol partilerin, sendika ve STK’ların desteğini almayı umuyordu.

İslami hareketi hedefine alınca, Körfez’in ve Fransa’nın desteği de yanında olacaktı.

Süreci başlattı.

"Şahsının ve ülkenin ulusal güvenliğinin tehdit altında olduğu" yönünde birtakım komplolar olduğunu söyleyerek, ülkede İslam'ı referans gösteren siyasi partilerin suikast, kan akıtma ve devleti vurma hedefiyle hareket ettiklerini iddia etti.

NAHDA’nın temsilciliklerine saldırılar yapıldı, yönetici ve üyelerine yönelik tutuklamalar gerçekleştirildi.

Kays Said, ülkenin tehlikede olduğu sırada kendisine olağanüstü yetkiler tanıyan Anayasa'nın 80'inci maddesini hayata geçirdiğini duyurdu.

Meclisin çalışmalarını 30 gün boyunca durdurdu, tüm milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırdı, başbakanı azletti ve yeni bir başbakan atayacağını söyledi, ayrıca yolsuzluk dosyaları için kendisini başsavcı olarak görevlendirdiğini açıkladı.

Fransa güdümündeki laik görüşlü Özgür Tunus Partisi ve Zeynel Abidin bin Ali dönemi artıklarının desteği ile diktatörlüğünü pekiştirdiği “Yeni Anayasa”yı yüzde 96 ile kabul ettirdi.

Oy kullanma oranlarının yüzde 30’un altında kalması da çok önemli değildi.

Ama bu son seçimlerde diktatörün herkese zarar verdiği ve sadece kendisi ve efendilerinin çıkarlarını düşündüğü ortaya çıkınca sandık sonuçları daha bir ilgiyle izlendi.

Özgür Tunus Partisi de desteğini çekince “eski dönemin artıklarından” başka pek kimse kalmadı.

Artık solcu sendika ve kuruluşlar da Said’e karşıydı.

Tunus Genel İşçi sendikalarından Nureddin Tabubi, çok sert açıklamalar yaparak “Tunus’un Fransa’nın bir eyaleti olmadığını herkesin bilmesi gerekiyor” ifadelerini kullanmıştı kısa bir süre önce.

Partiler ve kuruluşlar “seçimi boykot etme” kararı almışlardı.

Şimdi çıkan sonuçlar karşısında Tunus ordusunun nasıl bir tutum sergileyeceği merak ediliyor.

Halk desteği kalmamış bir dikta rejimi özentisinin peşinde mi gidecekler yoksa halkın ve siyasi partilerin “Kays Said istifa etsin” çağrılarına destek mi verecekler?

Kays’tan memnun olup seçim sonuçlarından memnun olmayanların ülkede kaosa kapı açması ve askeri darbeye zemin hazırlanması da ihtimal dahilindedir.

Yazarın Diğer Yazıları