• DOLAR 32.34
  • EURO 34.879
  • ALTIN 2393.529
  • ...

Senin kimliğinin sorgulandığı ve tanımının yapıldığı şu günlerde, zihinleri bulandıran binlerce soruya yanıt aranıyor.

Kimdir Müslüman kadın, toplumda konumu ve yeri nedir?

Örnek ve model alma açısından değişik coğrafyalarda Müslüman kadının fotoğraf kareleri önümüzde sergileniyor.

Benim hayallerimi süsleyen ne çocukluğumda okuyup etkisinde kaldığım Meral Maruf`un  “Dullar Kampı”  ne “Güller Ağlar Ülkemde”dir.

Ne de Afgan,  ne de Cezayir`deki kadın karakterleridir.

Kendi ülkemde, kendi coğrafyamda içimizde bulunan kahraman ve fedakâr kadın karakterlerini ‘öz yurdunda garip` bir demet gül misali, gelecek nesillere sunmak isterim.

İşte o fedakâr kadın kardeşlerimizden sadece biri, Rümeysa kardeşimiz ve annesidir. Sevgili Rümeysa kardeşim!

Mektubun, bir nevi seninle aynı kaderi paylaşan kardeşlerimizin düşüncelerine, hislerine, duygularına ve içinde oldukları duruma tercüman oldu.

Her ne kadar mektubun Hicretleri, Tubaları, Şehadetleri, Meryemleri, Zeynepleri, Sümeyyeleri hüzünlendirse de onların parlayan gözlerinde geleceğe ait bir umut ışığı gördüm.

Kardeşim Rümeysa!

Senin gibi kardeşlerimizin varlığı ve her birinizin ilimde, irfanda bir pay kazandığını görmek bizi umutlandırıyor, gururlandırıyor.  Zaman zaman, gizli gizli sizi seyretmek, dinlemek, katılaşan kalbimizi yumuşatıyor.

Kurak çöllerde ekilen tohumlar misali yeşerdiğinizi görmek, bu süreçte yaşananlar açısından en büyük teselli olsa gerek.

Kardeşim Rümeysa!  Başarı demek; herkesin yapabileceği şeyleri başarmak demek değildir.

Başarı; şartların ve mekânların zorluğuna rağmen bir şeyler yapabilmektir.

Seninle aynı süreçten geçen; cezaevi cezaevi büyüyen Sümeyye adında hafızlık okuyan bir kardeşimizi tanımıştım.

Bu kardeşimiz tam babasına kavuşmuşken ikinci ayrılığı yaşıyor.

Henüz bu olanlara bir anlam vermemişken Kur`an kursu hocası, kursu terk etmesini söylüyor.

Küçük kardeşimiz bize örnek bir biçimde annesiyle birlikte bu olanları atlatmayı başardı ve kardeşimiz, şu an bizim küçük hafızımızdır.

Geçtiğiniz yollardan geçen ve çocuklarıyla her türlü zorluğu aşan bir ablamız vardı.  Tam rahata kavuştum derken muharecata mecbur bırakılınca, ağlayan gözlerimize bakarak “Bu bizim kaderimiz, alın yazımızdır” demişti.

Belki de Allah Resulünün şu hadis-i şerifi üzerimize tecelli ediyor:

“İstediğini sev. Gerçekte ondan ayrı kalacaksın.”

Allah Resulü ne kadar doğru buyurmuş. Anneden, babadan, kardeşten, eşten, dosttan ayrı kalmak...

Geriye dönüp baktığımızda çocukluğumuzda, gençliğimizde beraber yürüdüğümüz, koştuğumuz; umutlarımızı, hayallerimizi, sevgimizi, üzüntümüzü paylaştığımız dostlarımızı, arkadaşlarımızı aramızda görmemek, onlardan ayrı kalmak…

Bağrı yanık annelerinin, babalarının simalarını bile hatırlamayan siz genç kızlarımızın bahtı, hayırlara gebedir inşaallah…

Tüm bu yaşananlara rağmen sizin ve annelerinizin bu üstün gayretlerini görmek, bizi geleceğe dair umutlandırıyor.

Bu dağdağalı dünyada kimliğimizi, kim olduğumuzu unuttuğumuz bir zamanda, senin gibi kardeşlerimizin bu gibi mektuplarına kalplerimizin yumuşaması için ihtiyacımız var.

Rümeysa kardeşim!

Seninle aynı kaderi paylaşan kardeşlerimizin anneleri, elleri öpülesi annelerdir.

Gelecek nesillere canlı bir örnek olan siz kızlarımızı yetiştirdikleri için…

Sabırlar diliyor, dualarına ihtiyacımızı belirtiyoruz.

 

Yazarın Diğer Yazıları