• DOLAR 32.607
  • EURO 34.745
  • ALTIN 2497.519
  • ...
Kitap okumak bir tutku, bir aşk, bir sevda-dır. Okurken insan adeta ruhunun kanat-larının açıldığını hissediyor.
Okuyan pek çok güzelliklere, ferahlıkla-ra, zenginliklere kavuşur. Dertlerinin, hastalık-larının azaldığını hisseder. Eğer hasta ve ger-ginseniz kitap okumak, sorunlarınıza Lokman  Hekim gibi şifa olur. Müşkilli, sıkıntılı iseniz Hı-zır (a.s) misali imdadınıza yetişir.

Kitap okuma zevkini ve lezzetini tadan bir  kimse, bir nehir misali coşar ve önündeki tüm engelleri aşar.  Yeter ki bizler okumaya; ye-mek, içmek ve uyku gibi ciddi bir ihtiyaç oldu-ğunu düşünerek yaklaşalım.

Şöyle bir hayatımızı sorgulayalım: Günlük bir ihtiyaç listesi hazırladığımızda kitap oku-mak, bu listenin kaçıncı sırasında yer alıyor veya önem taşıyor.

Yaklaşık iki yıl önce bayanlar olarak ara-mızda okuma kampı misali bir girişime karar verdik. Bu girişime katılanların arasında kendi imkânlarıyla okuma ve yazmayı öğrenen altı çocuk sahibi ayrıca yirmi günlük bebeği olan bir ablamız da vardı. İlk etapta bu iki ablamıza umutsuz vaka olarak bakıyorduk. Bu girişim süresince herkes düzenli olarak kitabını oku-yor, özetini çıkarıyor ve kırk dakikalık bir ko-nuşma yapıyordu. Sonunda içimizde başarı-lı olan bu iki ablamız oldu. Daha sonraları öğ-rendik ki altı çocuk sahibi olan ablamız, oku-masının yanısıra geceleri kalkıp sabah nama-zına kadar eşinin işine katkıda bulunuyormuş.

Onun okumaya karşı olan sevgisi, önündeki tüm engelleri kaldırdığına şahit olduk.

Önümüzde tatil var. Kitap okumak ve oku-ma kamplarını aile içi veya arkadaşlar arasın-da düzenlemek için  tatili iyi bir fırsat olmalı  diye düşünüyorum.

Öğrenci kardeşleri-miz kışkırtıcı ve yorucu  olan sınavlardan son-ra kitapların sıcaklığın-da ısınan biri olmak is-ter misiniz?

Okuma kampı-na girmeniz ve okuma alışkanlığı kazanma-nız sizlere neler mi ka-zandırır?

Genel kültürümü-zü geliştirir, kelime hazineniz çoğalır, kompo-zisyon, makale,  şiir,  öykü, hikâye gibi yete-neklerinizi edebi yönden büyük bir başarı ka-zandırır. En önemlisi,  kendimizi ifade edebili-riz. Kimbilir belkide geleceğin en büyük hatip-leri de olabiliriz.

Sesiniz duyar gibiyim. Bizler zaten okuyo-ruz. Böyle okuma kamplarına neden ihtiyacı-mız olsun ki? Haklısınız, okuyor olabilirsiniz,   belki ilerde güzel bir kariyer sahibi olabilirsi-niz. Sizlere üniversitede okuyan bir kardeşimi-zin anlattıklarını paylaşmak istiyorum: ‘Üniver-sitede Prof.olan hocamız genel olarak biz öğ-rencilere büyük bir salonda seminer veriyor-du. Masanın üstünde kitabı vardı. Hep o kita-ba bağlıydı,  adeta kitaptan uzaklaşmaktan korkuyordu. Bir ara öğrencilerin arasına karı-şıp anlatmak istedi. Ama kendine güveni ol-mayınca tekrar kitabın başına döndü. Bugü-vensizliği hepimiz fark etmiştik.`
Yine bir öğrenci kardeşimiz üniversite-de son yıllarda bir sunum yapması gerekiyor-muş, bunu kürsüde  veya arkadaşlarının karşı-sına geçip yapması gerekiyormuş. Sürekli ho-casına ‘beni oraya kaldırırsanız bayılırım` di-yormuş. Hoca kendisini dinlemeyip sunumu-nu yapması için kaldırmış. Ama öğrenci ger-çekten heyecandan bayılmış.

Bizler ezbere dayalı bir eğitim istemiyor-sak kitap okumaya önem vermemiz gerekir ve  bu konuda ciddi adımlar atmamız, fırsatları iyi değerlendirmemiz gerekir.

Bu yolda bize gereken azık, güven, hedef istikrarlı bir program ve bunları uygulamak için sabır... Ben tüm bu özellikleri Doğruhaber okuyucusunun yabancı olduğuna inanmıyo-rum. Benim ki sadece bir hatırlatma. Öyleyse haydi okuma kamplarına…
 

Yazarın Diğer Yazıları