• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...

Rabbimiz sonsuz rahmeti ve engin şefkatiyle insanoğluna sayısız nimetler bahşetmiştir. Bazen bu nimetlerin farkındayız ama çoğu zaman değiliz. Bazen itiraf ediyor, çoğu kez unutuyoruz. Bazen şükrünü eda ediyor, yine çoğu kez nankörlük ediyoruz. Fakat bir gerçektir ki; adeta maddi-manevi nimetler içinde boğuluyoruz...


Şanı yüce Rabbimiz bazı kullarına özel ihsanlarda bulunmuştur. Mesela biz Müslümanlara İslam`ı, hikmet ve güzel öğütle hak yola davet eden Peygamberleri, yolumuzun ışığı kutsal kitapları, bahşetmesi gibi... Kendisine verilen iradeyi yanlış tercihlerle zayıflatabilme niteliği bulunan insanoğlunun önüne temiz, faydalı ve aydınlık yolunu sermiştir. Yılda bir kez kapımızı çalan ve bin aydan daha hayırlı eylediği Kadir gecesine bir otokontrol misyonu yükleyerek biz Müslümanlara fırsat olarak sunmuş;

adeta “siz isteyin ben vereyim, siz günah yükünüzü farkedip üzülün ben affedeyim, siz sorumluluk sahibi olun, ben işlerinizi yoluna koyayım” dercesine tüm kirlerden arınmamız için çeşitli imkânlar sağlamıştır.
Bununla birlikte Peygamber varisleri olan âlimlerimizi çağımızdan eksik etmemiş, ellerimizi uzatsak kolayca bulabileceğimiz salih - saliha çevreden, cemaatten bizleri mahrum etmeyerek yanlış yollarda yürümemizi engelleyecek nurlu eller var etmiştir.


Dolayısıyla Hz. Resulullah (a.s.m)`ın da ifade buyurduğu gibi “nimetlerin en büyüğü” olan İslam ile şereflenme, bizlerin şükrünü kat be kat arttırması için yeterli ve önemli bir sebeptir.
Ahlaksız ve insafsız yolları kullanıp nefsi tatmin etmek varken; edebi, hayâyı, dürüstlüğü ve adaleti seçmek...
Her türlü kötülüğü yapabilme imkânı dururken, her zaman iyiyi ve güzeli seçmek...


Zamanı hoyratça kullanıp ruhu kirletmek modayken, düzenli -tertipli bir şekilde ibadet ve kullukla temizlenmeyi seçmek...
Darlıkta, bela ve musibette kıvranıp isyan etmek yorarken; kanaat, sabır ve şükürle huzuru seçmek... vs... Bütün bunlar bizlere; “Müslüman`ım” diyenlere nasip olmuştur. Sizce bundan daha üstün ve güzel bir nimet olabilir mi?
Bundandır ki Rabbimiz “Kalbi imanla dolu olduğu halde zorlananların dışında her kim imanından sonra Allah`ı tanımayıp da küfre göğüs açarsa işte Allah`ın gazabı o gibilerin başınadır. Ve onlar için büyük bir azab vardır.” (Nahl-106) tehdidiyle irtidâdın çirkinliğini, bu nimeti taşımanın ciddiyetini belirtiyor.


Ve Ş.Seyyid Kutub bu ayetin tefsirinde, akidenin bir oyuncak, alınıp verilecek kadar gülünç bir alış-veriş metaı olmadığını, bundan çok daha yüce ve değerli olduğunu bildiriyor...


Ayrıca Rabbimiz en son nüzul olduğu söylenen ayette “nimetimi tamamladım” diyerek, bizler için seçip beğendiği İslam`ın bizler için bir lütuf ve ihsan olduğuna da vurgu yapıyor.
Evet, anlatmaktan aciz kaldığımız, çok yüce ve nimetlerden bir nimettir İslam... Bizleri bir eliyle anne kucağı gibi sarıp sarmalarken, diğer eliyle de cehennem alevini üzerimizden savıyor...


Bazen de o kucağın sıcaklığından -şeytan ve nefsi baskıların etkisiyle- sıyrılanlara da kızmıyor. Aksine onlara yüce bir ay, değerli bir gece hediye ediyor. Bizi bu hediyeyle tekrar tekrar çağırıyor huzur veren kucağına...
Öyle bir gece ki; en ağır ve utanç verici yükümüz olan günahlarımızı hafifletmeye söz vermiş olarak geliyor... Arındırıyor… Tüm inananları aynı saat ve dakikalarda bir araya, bir secdeye, bir kıbleye yöneltiyor. Bu hediyeyi sahiplenenler ve onun kıymetini bilenler için eşsiz bir gece oluveriyor.


Bizleri İslam nimetiyle şereflendiren, günahlardan arınmak için fırsatlar yaratan Allah`a, nimetleri adedince hamdolsun…
Kadir gecemiz, “kadrini” bildiğimiz en nadide gecemiz olsun. Tüm nefsi hastalıklardan ruhumuzu ve bedenimizi temizlesin… Tüm zorbalık ve zulme karşı aziz İslam ümmetini yekvücut halinde bir araya getirsin. İslam nimetinin farkına varıp bu nimet çatısı altında düşmana karşı zaferler ihsan etsin…
Dua`mız en güçlü silahımızdır. Özellikle Mısır`daki onurlu kardeşlerimizle, yusufi ve muhacir Müslümanlarla dualarda buluşalım inşaallah!
Mucib Olan`a emanet olun…