Pakistan Gwadar`da Üs
Afrika merkezli edinilmeye çalışılan üs yarışı, geleceğin önemli merkezleri, ticaret ve enerji güzergâhları ile konumlandırılmaktadır.
Yeni yıla İran`daki olaylar ile girdik. Batının yeni heyecanı ile gerçekleşen protestolar marjinal örgütlerle beslenilmeye çalışıldı fakat ekonomik krizden bunalan halk yeni bir krizi göze alacak takati kalmayacağından protestolara halk desteği yetersiz gibi görünmektedir. ABD, İran`daki protestoları desteklemekle birlikte Pakistan`ı da sorunun içine katmaya çalışmaktadır. Trump ve yönetici kadrosunda yapılan Pakistan`ı teröre destek verdiğine yönelik suçlamalar ve Pakistan`a durdurulan yardımla gündemde tutmaya çalışmaktadırlar. Bu suçlamalar Afganistan savaşından bu yana devam eden bir suçlama fakat Trump`ın gelmesiyle suçlama sık sık gündeme getirilerek istikrarsızlık oluşturulmaya çalışılmaktadır. Başbakan Navaz Şerifin görevden alınması ve sonrasında Navaz Şerif`in kendi politikasının devamı olacak bir düzenleme ile cevap vermesi yine ABD`yi rahatsız eden bir hamleydi.
ABD; Afganistan, Pakistan ve İran`dan vazgeçmeyecektir, üç ülkenin ortak noktası Yeni İpek Yoludur.
Afganistan`ın İpek Yolu için çok önemli bir konumda olması, Uzak Asya için karakol durumunda olması, Çin için dünyaya açılan kapı durumunda olması.
Pakistan`ın yine Çin için hem kapı hem de enerji koridorunda olması ayrıca Ortadoğu`da ABD`ye muhalif yapıya yakın olması, Çin- Pakistan ekonomik koridoru.
İran`ın ise enerji koridorunda bulunması, enerji tedarikçisi olması, İpek Yolu güzergâhında olması ve Ortadoğu`da hem etkin bir yapıda olması hem de muhalif kesime yakın olması üç devleti de hedef durumuna getirmektedir.
(Azerbaycan`da bu durumdan uzak değildir. Eylül ayında The Guardian gazetesinin ortaya attığı rüşvet iddiasını bu olaylarda zincirin halkası olarak düşünmek gerekiyor.)
ABD, İran`daki durumu israil ve marjinal örgütler üzerinden idare etmeye çalışırken, Afganistan`a gönderilen IŞİD elemanları ve asker takviyesiyle pozisyonunu güçlendirmeye çalışmaktadır. IŞİD`in saldırıları artmakta ve saldırılar hükümet askerleriyle sınırlı olmayacağı muhakkak, geliş amaçları Suriye`de yaptıkları gibi Taliban`ı zor duruma koyup elindeki bölgeleri almaktır. İlk saldırıların hükümet ve NATO askerlerine yapılması Afgan halkının desteğini toplamak amaçlıdır. Ayrıca Şii kurumlara yapılan saldırı; %20 Şii nüfus için mezhep savaşına malzeme olması demek olur.
Pakistan`da ise ortam hazırlanmaktadır. Pakistan, tavizsiz duruşu ve kendi menfaatleri gereği jeostratejik noktaları desteklemek amacıyla sahaya inmeye başlayan Çin ile nefes almıştır. Bu saldırlar Çin`in yayılma politikasını değiştirmek zorunda bırakabilir. İran`da olayların büyümesi Pakistan için çok zorlu günlerin başlangıcı ve çatışmaların patlak vermesi demek olur.
ABD ‘ye karşı İran`ı İngiltere ve Rusya desteklerken, Pakistan`ı ise Çin desteklemektedir. Çin`in desteğini ve Pakistan`ın Çine yanaşmasına karşı ABD geri adım atmış ve teröre karşı daha ciddi önlemler alınması durumunda maddi desteğin devam edebileceği açıklaması gelmiştir.
Türkiye, İran`daki olaylara Tebriz`deki Azeri aşiret liderleriyle görüşerek müdahil olmaya çalıştığı basına yansıdı. Bu olaylarda işin büyüğü İran`a düşmektedir olaylardan ders alıp kalkıp kendini yeniden kurması gerekmektedir; Pakistan`ın kıyı kenti olan Umman Denizi`ne açılan Gwadar` kentinde Pakistan`dan üs istemelidir. Gwadar Sincan`a kadar uzanan bir ticaret yoluna sahip, Basra körfezine de en yakın noktada, Çin için de önemli bir kenttir. Pakistan`a da, Akdeniz`de Eastmed enerji koridoruna yakın bir noktada üs verilebilir. Küresel güçleri oldukça rahatsız edecek ve beraberinde birçok olay getirecek bir hamle olur fakat özellikle ülke güvenliği (Katar`da olduğu gibi) küresel bir özellik kazanır. İslam ülkelerinin üslerle yakınlaşması güvenliği artırabilir.