Baltık`ın sinir uçları
Ortadoğu`da kurulan hatlar, yapılan siperler, çirkefleşen ittifaklar karşılığını diğer bir kırılgan hat olan Orta Avrupa`ya sınır Baltık Denizinde göstermektedir.
NATO güçlerinin Baltık denizi etrafında mevzilenmesi olası Rus saldırısına karşı önlem almak amacıyla Baltık Ülkelerine yığınak yapmaktır. Gürcistan`da bazı bölgelerin işgalinden sonra Ukrayna`da başlayan savaş, Kırım`ın elden çıkmasına sebep olmuştu ve halen devam etmekte olan savaş Ukrayna`yı yıpratacaktır. ABD-Avrupa ve Rusya`nın çekişme alanı olan Baltık ülkeleri hattı, iki taraf için sinir damarlarını zorlamak olarak görebilir. ABD; NATO üzerinden bölgeye yığınak, tatbikat ve tacizlerle Rusya tarafının sinir uçlarına dokunmaktadır. Rusya Baltık denizinde yakaladığı pozisyonu güçlendirme ve Baltık`ı hinterlandı yapmaya çalışmaktır. Sıcak suya inmesi Baltık denizi ve Karadeniz ile mümkündür. Avrupa Birliğinin etkin ülkelerinden Almanya ile Kuzey Akım 2 Projesi, sadece Almanya`yı değil aynı zamanda enerjiden faydalanacak ülkeleri de susturmaktadır sorunu görmemelerini sebep olmuştur. Rusya, Enerji kozunu Tüm Avrupa`ya karşı tehdit ve şantaj olarak kullanmaktadır.
Avrupa enerjide Rusya`ya bağlı olmaktan kurtulmak için İsrail ve Rum doğalgazı büyük önem taşımaktadır fakat Kıbrıs görüşmelerinin sekteye uğraması enerjideki bağlılığı devam ettirmekle beraber ayrıca ABD, Kuzey Akım 2 projesinin sabote etmeye çalışmaktadır.
Baltık Denizi ülkelerinden Estonya`dan başlayan Karadeniz`e kadar inen ve Avrupa`ya korumak için çizilen sınır hattı Ukrayna ve Kırım ile yara almış durumdadır. Batı, Rusya`ya karşı sınırı korumaktan aciz görünmektedir. Olası bir savaşta ise; küçük devletler tamamen çaresiz durumda kalacaklardır.
ABD, Rusya`nın sinir damarlarıyla sadece Batlık Denizinde oynamamaktadır aynı zamanda Suriye ve Kafkas ülkelerinde, Afganistan`dan İran`a kadar sorunlu bölgelerin yaralarını kaşımaya çalışmaktadır. Bu güzergahın aynı zamanda İpek Yolu üzerinde olması hem Çin`i hem de güzergah üzerinde olan ülkeleri uzak veya yakın ilgilendirmektedir. ABD hem Baltık ülkelerinde hem de Orta Asya`da çatışma ortamında Rusya`nın hakkından gelemeyeceği bir sorun olarak görmektedir ve istemektedir.
Suriye`de savaşan Kafkas kökenli guruplar en çok Rusya`yı tedirgin etmektedir ve bunu Kafkas Bölgesi için fırsata çevirmeye çalışan ABD, Rakka`dan ve Musul`dan DAİŞ için açılan koridorlara yön vermeyi ihtimale bırakmayacaktır. Rusya etkisinde olan bölgelerden Suriye`ye giden savaşçı sayısı 20-25 bin dolayında olduğu tahmin ediliyor ve Rusya ‘Yalnız Kurt` saldırıları konusunda tedirgin olmaktadır. Avrupa`da yapılan saldırıların kendisine dönmemesi için katı önlemler alması muhtemeldir.
ABD saldırgan politikası sadece iki ülkenin etki alanlarında kendini göstermemektedir, aynı durum diplomatik ilişkilerde de kendini göstermektedir. ABD`nin, Rus konsolosluklarını kapatması, Rus diplomatlarına hareket alanı bırakmamasıyla yeni bir çekişme alanı oluşturmuştur. Rusya, kendi hinterlandına saldırı olma ihtimalini refleks tepkiyle savunma ve bazen saldırı ile cevap verirken; ABD`ye karşı çok daha temkinli davranarak oluşabilecek savaş ortamına mesafeli davranmaktadır. Kastedilen durum ise ABD- Rusya savaşı değildir. NATO ülkelerin yaptırımları ve ambargoları sınır hattındaki ülkeler ile oluşacak savaşlarla örgütler üzerinden olan vekalet savaşlarını, Rusya`ya karşı küçük devlet üzerinden devam ettirmeye çalışacaktır. Rusya ise ayrılıkçı gurupları destekleyerek Baltık ülkelerini tedirgin etmektedir.
ABD`nin saldırgan politikaları Rusya`yı masum yapmadığı gibi özellikle Suriye`de oynadığı oyunlar ve sebep olduğu katliamlar da unutulmamalıdır. Savunmasını güçlendirmek için Suriye`de denemesini yaptığı silah sayısı azımsanmayacak boyuttadır. Rusya zulüm ve katliamın aktörlerindendir.