• DOLAR 34.664
  • EURO 36.331
  • ALTIN 2938.881
  • ...

Ülke seçim meşgalesiyle uğraşırken Suriye’de bölgesel kabul yönünde adımlar atılmaktadır. 15 Mart 2011 tarihinde başlayan iç savaş yine Beşar Esad liderliğinde sonlandırılmaya çalışılıyor. Ülke içinde oluşan bölgeler bölgesel ve Batılı güçlerin kontrolünde hayatta kalma mücadelesiyle devam etmektedirler. İç savaşla yüz binleri geçen ölü sayısı ve milyonlarla ifade edilen mülteciler hem Suriye için hem bölge ülkeleri için büyük bir sorun teşkil etmektedir. Bölge ülkelerinin demografik değişikliğine varan göçleri ve Avrupa’yı tedirgin eden göç dalgası sorunun başında geliyor.

İç savaşla ülkeye çöken batılı kara bulutlar, barışı da ihtiyaçlar çerçevesinde değil, kendi kontrolünde yapma gayretindeler. ABD, ekonomik krize rağmen PYD-YPG diyaloğunu ve ona desteğini devam ettirmektedir. Suudi Arabistan, muhtemelen Çin desteğini de alarak Suriye’yi Arap Birliğine davet ederek Heyet-i Tahriri Şam ve dindar Kürtleri kendisi finanse ederek Şam hükümetine entegre etmek istemektedir. İran, seküler Kürtlerle diyalog kurma gayretinde. Türkiye ise bölgeye “Güvenlik Sorunu” olarak yaklaştığından bazı bölgeleri ele geçirmiştir. Bununla birlikte Suriye’de etkin olmaya çalışan güçler Türkiye’yi saf dışı bırakmaya çalışmaktadır. Türkiye ise bölgede kurulmaya çalışılan oyunu Rusya ile dengelemek istemektedir. Rusya’nın buna cevabı Suriye’de olmayabilir, fakat çok stratejik bir bölgede alan kapma olarak geri dönecektir. Türkiye’nin Suriye politikasında ciddi bir revize şart görünüyor.

ABD’nin, Rojava’da bir egemenlik kurma gayreti aşikâr bir durum, eğer bu fikre Rusya ve Çin’de destek olursa bölgede ciddi bir yapılanma kaçınılmaz olacaktır. Rusya’nın bu fikre kapılması Türkiye’de iç siyasetin Rusya’yı hedefe koymasıyla kolaylaşır.

Suriye’de Türkiye’nin desteklediği paramiliter durumdaki guruplar, bölgeye huzuru getirmekten çok uzaklar. Ayrıca kontrol kabul etmeyen ama koruma isteyen guruplar da mevcuttur. Bunlarla Suriye’de herhangi bir ilerleme olmayacağı gibi devamı bile mümkün olmamaktadır. Ayrıca Rojava’da, bu gurupların kontrolüne verilen bölgelerde keyfi uygulamaları bölge halkını Türkiye’ye düşman etmektedir

Seçimden sonra Suriye politikası değişikliği muhtemel görünüyor. Geçen hafta Moskova’da düzenlenen dörtlü zirvede bunun işaretlerini gördük. Hükümetin, Suriye rejimiyle bir diyalog başlatmak istemesi Suriye’de destek olduğu gurupların bir gelecek vaat etmemesinden de kaynaklanıyor olabilir. Ama mevcut realite, bölgenin halen savaş bölgesi olduğuna ve bölge halkının huzura, güvenliğe ve barınmaya ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor.