• DOLAR 34.423
  • EURO 36.345
  • ALTIN 2836.855
  • ...

Doğanın kanunuymuş gibi, belli bir zaman diliminde tüm uluslararası sistemi kendi değerlerine göre yeniden biçimlendirecek kuvvet, irade, entelektüel bir güce sahip olan bir ülke ortaya çıkmaktadır. Soğuk savaş sonrası oluşan ABD hegemonya sisteminin sonuna doğru yaklaşıyoruz.

Çin ve Rusya’nın başını çektiği ve gün geçtikçe güçlenen çok kutuplu sistem ABD’ye meydan okur duruma gelmiştir. 1973 Arap- israil savaşıyla, Arap ülkeleri OPEC bünyesinde aldıkları petrol kısıtlama ile enerji krizi ortaya çıkmıştır. Petrol krizinden bu yana ABD karşıtı küresel güçler, ABD’ye meydan okumayı bu denli ilerletememişlerdir. ABD kaynaklı yaşanan küresel krizde bu duruma yardımcı olmuştur. ABD’deki kriz bankalara sıçramasıyla binlerce küçük banka kredilerini azaltmış durumda. Yine 1973’ten bu yana yaşanan en büyük kredi daralması yaşanmaktadır. Haftalık bazda 100 milyar dolar üzerinde bir daralma söz konusudur ve bu resesyonun ayak sesleri olarak bilinmektedir.

Ekonomik bir savaş olarak adlandırılabilecek, ülkelerin yeni bloklara kayması veya ABD karşıtı kararlarda yer alması gibi veriler yarınları bize göstermektedir. Uluslararası sistem boşluk kaldırmadığından sadece geçen hafta oluşan ve ABD’nin dolar hakimiyetini sarsan olayların bir kısmı şunlardır:

  • Suudi Arabistan, Irak, Cezayir, Umman ve BAE, Mayıs ayından itibaren petrol üretimini kısma kararı aldı.
  • Fransız Total şirketi, Çin’e Yuan üzerinden doğalgaz sattı.
  • Malezya, dolara bağımlı olmamız için sebep yok dedi.
  • Brezilya, Yuan ile ticaret kararı aldı.
  • Rusya’nın Yuan ile ticaret hacmi, ilk kez doları geçti.
  • 18 ülke, Hint rupisi ile ticarette anlaştı.
  • Suudi Arabistan, ABD ve israil’e rağmen Çin aracılığıyla İran ile görüşmelere başladı.
  • Türkiye’nin, Rusya ve Çin ile yerel para birimlerini kullanma isteği ise sürekli dile getirilen bir durumdur.

Kriz ile birlikte devam eden Ukrayna Savaşı özellikle Avrupa’yı bezdirmiş durumdadır. Avrupa’nın küresel dengede alacağı karar doğrultusunda Ukrayna savaşı anormal bir şekilde daha geniş bir alana yayılabilir. ABD’nin savaş için önayak olmak istememesi, Çin fırsat olarak kullanarak barış söylemini daha yüksek bir sesle dile getirerek Avrupa’yı arkasına almak istemektedir. Çin’in Ukrayna savaşı için barış söylemi geliştirmesi ve Suudi-İran yakınlaşmasıyla barış görüşmeleri başlayan Yemen’deki savaşın arkasında yine Çin’in olması uluslararası kamuoyunun takdir ve desteğini güçlendirecektir.

İspanya Başbakanının ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Çin'e gitmesi ayrıca AB komisyonu başkanının Çin’e gidecek olması, küresel çekişmede AB dengeleri bozmaya yönelik karar almaya çalışmaktadır. Ayrıca AB’nin ortak pazar olması Çin için kaçırılmayacak bir fırsattır.

Tüm dünyada bunlar olurken ABD çaresiz bir şekilde Trump’ı tutuklama derdine düşmüş durumdadır. ABD’nin sonu, başladığı yer olan 1823 Monroe doktrini olması mümkündür. Monroe Doktrini; ABD AB'deki güç kavgasına karışmaması ve AB'nin de ABD'ye karışmaması olarak ilan edilmiştir. Yeni doktrin ile Çin ve Rusya’nın ABD’ye karışmaması olarak düşünülebilir.