• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Ortadoğu’nun çatışma ve patlamalarla, Afrika’nın açlık ve yoklukla gündemden düşmediği bir dünya düzenine yeni bir Afrika yapılmaya çalışılan özellikle Güney Amerika bölgesi olan diğer bir ifade ile lithium zones (Lityum bölgeler) devletler saldırı ve kuşatma altındadır.

Lityumun, BP 2019 Dünya Enerji İstatistik Görünümü Raporu’nda yapılan araştırmaya göre dünyada yaklaşık 14 milyon ton rezervi bulunmaktadır. Lityum, pil ve batarya üretiminde, elektrikli araçlarda, roketlerde itici kuvvet, ilaç sektöründe ve nükleer santralde soğutucu olarak kullanılmaktadır. Geleceğin araçların elektrikli olması, portatif cihazlar ve yapay zeka için pil bataryalarının hayati derecede önemli olmasını göz önünde bulundurursak çok değerli bir maden olduğu anlaşılır.

Madenler güçlü devletler için zenginlik, diğer devletler için ıstırap anlamı taşımaktadır. Lityumun en çok bulunduğu bölge Güney Amerika yani ABD’nin arka bahçesi ve sürekli anti-emperyalist sol hükümetlerin yönetimiyle muhalif bir bölge olma özelliği taşımış ve Güney Komutanlığı (SouthCom) ve CIA tarafından finanse ve organize edilen darbelerle adını duyurmuştur. Şu an Bolivya, Şili, Brezilya, Arjantin hem lityum madenlerinin hem de darbelerin ve protestoların merkezi durumundadır. ABD, Çin karşısında zayıfladıkça saldırganlaşıyor ve bu devletlerin hükümetlerini çeşitli entrikalarla yıkmaya çalışacaktır.

Bu madenler silah sanayiinde ABD’yi geçemeyen Çin için teknoloji ve yapay zekâ üretiminde geçmesi için fırsat oluşturmaktadır. Darbelerin ve huzursuzlukların dolaylı kaynağını Çin oluşturmaktadır. Çin bu bölgelere devasa yatırımlar yapmaktadır. Brezilya’da elektrik sektörünün yaklaşık 1/3’ünü satın aldı. Şili’den Çin’e uzanan dijital bağlantıyı kurmak için Trans-Pasifik fiber optik kablo döşemek, Şili’de okyanus tüneli yapmak, Trans-Amazon karayolunu üstlenmek, Peru’dan Brezilya’ya uzanan demir yolu yaptırmak önemli yatırımlarındandır. Yatırımlar bunlardan ibaret değil çılgın proje olarak ifade edilebilecek ve Panama Kanalına alternatif olacak olan Nikaragua’da, Büyük Okyanus ile Atlantik Okyanusunu birbirine bağlayacak olan büyük bir projeyi yapmak için Çin oldukça iştahlı görünmektedir.

Arka bahçesinde Çin’i istemeyen ABD, yönetimleri ya iç karışıklıklarla ya darbe ile devirmekte ya da ambargo uygulamaktadır. Arjantin’de protestoların yapılması, Şili’de metroya yapılan zamların dev protestolara neden olması, Brezilya’da yönetim değişikliği, Bolivya’da yapılan darbeler, Venezüella’da yapılan başarısız darbe ve uygulanan ambargo henüz Ortadoğululaşma ya da Afrikalılaşmanın başlangıç seviyesidir.

Çin, bölgede bulunması doğal kaynaklara ulaşım ve enerjide çektiği sıkıntıları en aza indirerek çeşitlilik kazanmak, ürettiği teknolojik ve özellikle silah sanayi için pazar bulmak ayrıca ABD’ye karşı politik bir başarı sağlamak için tek kutuplu dünyada çok kutupluluğun propagandasını yapmak istemektedir. Çin, doğudan gelen emperyalizmin sessiz ve sakin halidir.