• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Arap Baharıyla devrilen Kaddafi’den bu yana sürekli bir iç çatışmanın içinde bırakılmak istenen Libya’da tekrar sular ısınmaya başladı.

Devrim sonrası gruplar arasında çıkan çatışmaya çözüm bulmak için geçici hükümet kurulmuş ve seçimler yapılıncaya kadar çatışmalar azalmış neticesinde seçimler yapılmış ama koalisyon hükümeti kurulamamıştı. İki hükümetin ve bölgesel güçlerin hakimiyeti söz konusu olunca geçmişi CIA ile anılan karanlık kişiliğiyle, ismiyle de sanki özel seçilmiş gibi; Halife Hafter tarafından darbe yapıldı ve Libya’nın bir kısmını, özellikle petrol bölgelerini ele geçirdi. İtalya ve Fransa tarafından sabote edilen barış görüşmelerine yeni bir aktör eklenmiş oldu. Bu aktör Yemen’i kana bulayan ABD, Suudi, BAE ve Mısır tarafından desteklenmektedir. Suriye’de PYD için alan açma görevini iyi yöneten ve profesyonelleşen IŞİD, Libya’da da Hafter’e alan açarak Libya’nın büyük bir kısmını ele geçirmesine sebep oldu.

Uluslararası toplum tarafından başkent Trablus’taki Ulusal Meclis Hükümeti meşru görülürken, Libya’da Batılı güçler tarafından dengeyi ‘karışıklık’ üzerine kurmak amaçlı darbeyle gelen Hafter’e göz yumulmaktadır.

Trump’ın Libya versiyonu bir kişiliğe sahip Hafter; Kasım ayında İtalya Palermo’da yapılan Libya konferansına UMH yerine davet edilmiş ve muhatap alınmıştı. Ardından seçimlere kadar Trablus Hükümetinin devam etmesi garantisi vermişti. Ancak ülkeye döner dönmez saldırıya başlamıştı.

Trablus hükümeti Katar, Türkiye ve İngiltere tarafından desteklenmektedir. Türkiye, Palermo’da Hafter ve Mısır tarafından dışlanmış ve bu durumu protesto etmişti. Mevcut yerel seçim problemleri sürüyorken Libya’da alevlenen yeni çatışmaları da sessizce seyretmek zorunda kalmaktadır. Palermo’da Türkiye ve Katar’ın dahil edilmediği İtalya, Mısır, Tunus, Cezayir, Rusya, Fransa, AB temsilcileri ve Hafter ile Akdeniz konulu gayri resmi toplantı yapılmıştı.

AB ve BM tarafından garip bir şekilde itidal çağrısı yapılan Trablus Hükümetinin elindeki bölgelerin adeta katliamdan geçirilmesi bekleniyor. 14-16 Nisan’da BM tarafından Libya’daki anlaşmazlığı çözmek için ulusal diyalog konferansı yapılması planlanıyordu. Konferanstan önce Hafter Suudi’yi ziyaret etmiş ve kral ile görüşmüştü ve hemen akabinde saldırıyı başlattı. Saldırı konferansın iptalini söz konusu yapacaktır. Bir hatırlatma, Hafter Bingazi’yi ele geçirince muhalif bırakmamak için kenti yakıp yıkmıştır.

Akdeniz İslam ülkelerinde yeni bir dizayn söz konusu; Libya, Cezayir, Sudan (Kızıldeniz)

Libya’da iç karışıklığı fırsat bilen Yunanistan; Libya’nın Akdeniz MEB dağılımında kıta sahanlığını sessiz bir şekilde işgal etmiştir. Avrupa’ya Doğu Akdeniz enerji kaynaklarını taşıyacak olan EASTMED boru hattının güzergahında Libya kıta sahanlığı söz konusu fakat projeye dahil edilmek istenmemektedir. Netice olarak Yunanistan’ın despotluğuna yol açmaktadır. Türkiye için Libya Akdeniz’de önemli bir ortak fakat Suudi, BAE ve ABD tarafından desteklenen Hafter ile yapılması imkânsız bir durumdur. Akdeniz’deki dengenin oluşumu için UMH desteklenmeli ve mevcudiyeti devam ettirilmelidir. Hafter’in Sisi benzeri diktatörlüğünün başlayacak olması demek Akdeniz’de aleyhe bir sonucu ortaya çıkacaktır.