• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

Teknolojinin hızlı ve etkili bir şekilde gelişmesi kolaylıklarla birlikte beraberinde tedirgin ve hatta tehdit edici durumların oluşması kaçınılmazdır.

Geçen hafta Foreignaffairs sitesinde Nicholas Wright tarafından kaleme alınan dijital devlet ve liberal demokrasi hakkındaki yazısı son zamanların açıklayıcı makalelerindendi.

Yapay zekânın gelişimiyle N. Wright`a göre iki sonucundan söz edilebilir. İlki yapay zekânın, insan zekâsını geçmesi, insanı kontrol altına alması, singularity hayat tarzı ve kurulu düzenlerin rejim değişikliklerine sebebiyet vermesidir. Diğeri ise savunmadan eğitime, ekonomiden sağlığa her iş sahasında insanın yerini almasıdır.

Hemen hemen her gün yapay zekâ ile ilgili ya bir gelişme ya da haber duyar olduk ve her yeni haber eski haberi gölgede bırakan bir ilerlemeyle devam etmektedir. Yapay zekâ teknolojisinde ciddi adımlarla dünya liderliğini elinde bulunduran ülke; haliyle teknolojiyi %80 elinde bulunduran Çin`dir.

Çin`de uygulanmaya koyulan ‘yüz tanıma sistemi` daha önce istihbarat alanlarında kullanılırken şimdi güvenlik bahane edilerek tüm vatandaşlar üzerinde terörist(!) saldırılara karşı kullanılıyor. Özellikle Doğu Türkistan`da sıkı bir şekilde kullanılan sistem anında müdahaleyi kolaylaştırmaktır. Birçok ülkede havaalanlarında sistemi kullanmaya hazırlanıyor.

Sisteme entegre edilen veya edilecek olan sistem ise niyet okuma sistemidir. Sistemin henüz ismi oturmamış fakat bu isimle tanımlamayı uygun gördüm. İslami hassasiyetten dolayı Doğu Türkistan`da oldukça pirim yapabilecek bir uygulamadır. Yasak olan tüm dini vecibeler ufak mimiklerle ortaya çıkarılacak ve istenilmeyen davranışları semptomlarıyla tanımak olacaktır sonuç olarak dijital otoriter bir devlet meydana gelmektedir. Tüm bireyler aynı fabrikanın ürünü gibi benzer davranışları göstermek zorunda kalacaktır. İnsanlar davranış taklidine zorlanacaktır.

Otosensör uygulamayı sağlık alanında kullanmak devrim olacağı gibi birçok hastalığı önceden teşhis ile tedavisini kolaylaştıracaktır.

Bu sonuçlar hükümetlerin alacağı önlemler ile birlikte yapay zekânın kendisinin alabileceği önlemler ve kendisine karşı bir tehdit algıladığında alacağı önlemleri daha temkinli ve derinden düşünmek gerekecektir. Nesnelerin interneti olarak adlandırılan 4.0 sanayi devrimi birçok kolaylıkla birlikte zorlukları da düşünmemiz ve önlem almamız gerekmektedir. Akıllı olan bir ev düşünelim; cep telefonu, buzdolabı, fırın, TV, kahve makinesi, vs aletlerin hepsinin smart olması halinde bir senaryo düşünelim; cep telefonunda kişisel izleme sistemiyle ev sahibinin yaklaştığını gören kahve makinası; kahveyi hazırlayacak, akıllı olan ev; evin ısısını ayarlayacak, TV; en çok izlenen programı açacak, domatesin bittiğini gören buzdolabı market ile iletişime geçip tedarik edecek ve ücretini kripto para ile ödeyecektir. Maalesef bunlar paranoyak düşünceler değil… Kişisel izleme sistemini operatörler aracılığıyla ‘ilimize hoş geldiniz` mesajlarını gönderen belediye başkanları güncel bir örnektir.

Savunma alanında farklı bir senaryo düşünmek bile insanı ürperten bir durumdur.

Oligopolistik teknoloji, devletleri şirketleştirmeye çalışmaktadır. Bunun önlemi teknolojik alanlarda ileri adımlar atmaktadır. Bu konuda yeni MEB Bakanı Ziya Selçuk`un ‘‘kodlama, yazılım, yapay zekâ, blockchain`` ile ilgili açıklamaları heyecan vericiydi.