• DOLAR 34.442
  • EURO 36.285
  • ALTIN 2836.029
  • ...

Şafak sökmeden yapılacak olan seçim tartışması, içeride  tartışılırken Suudi Arabistan`da oyuncak droneden dolayı çatışmalar çıktığı iddia ediliyor veya ABD basını tarafından darbe söylentileri dillendiriliyor. İleriki saatler gerçekleri ortaya çıkaracaktır fakat bir hareketlilik olduğu gözlenmektedir.

Yıllardır süre gelen teamüllerin aksine veliaht prensin değişikliğiyle hız kazanan bir süreçten söz edebiliriz. Prens Muhammed bin Selman, Savunma Bakanı olarak Yemen`de kurtarıcı pozları, İslam ordusu söylemi ve tatbikatı ardından Arap NATO`su çevirmeleriyle popülist olması sağlanmış ve sonrasında Veliaht prens olan Muhammed Bin Nayıf yerine veliaht olmuş ya da yaptırılmıştır.

‘Yolsuzlukla mücadele` propagandasıyla bütün muhaliflerini sindirmeye çalışmış, gözaltına alarak 100 milyarlarca rüşvet cezasıyla serbest bırakmıştı. Veliaht çömezin asırlardır süregelen Arap geleneğiyle, dini yapısını iki basit demokratik hamle(!) ve şark kurnazlığıyla halledebileceğini sanmıştır.

Ilımlı İslam ile İslami muhalefeti, yolsuzluk söylemiyle siyasi muhalefeti sindirmeye çalışmıştır. İçeriden oluşan tepkilerin boyutu, Yemen sorunu ve atılan füzelerle güvenlik problemi, ekonomik sıkıntılar; en büyük gelir kaynağı petrolün ekonomik açıdan yetersizliği ve buna ara ara ABD`nin Ortadoğu`da devamı için ödemek zorunda kaldıkları haraçlar, Suudi`yi düşündüren ciddi problemlerdir.

Veliaht Prensin dile getirdiği diğer projeler; ‘2030 vizyonu adı altında petrole bağımlılığı azaltacak kapsamlı bir reform yanı sıra Kızıldeniz kenarında 500 milyarlık şehir kurmayı planlamaktadır. İsrail ile ilişkileri geliştirmekte buna dâhildir; hava sahasını açmasının yanı sıra, petrolü Avrupa`ya ulaştırmak için Prensin ifadesiyle ‘alternatif yollar` aranmasında ki, alternatif; Akabe Körfezinden Eilat`a oradan da Akdeniz üzerinden Avrupa`ya ulaştırmaktır. Bu durum israil`i enerjide güvenli liman yapmaya hizmettir. İsrail ile sıcak ilişkiler İslam âleminin öfkesini toplamakta haliyle bu politika ümit edilen durum birlik düşüncesini baltalamaktadır.

Yine bölgede İran korkusuyla ABD hayranlığı ve ödemek zorunda kaldığı maddi bedele birde askerini ABD askeri yerine Suriye`ye gönderme düşüncesidir. BEA bu konuda biraz daha kurnaz davranmış Uganda gibi Afrika ülkelerinden 10 bin paralı asker toplayarak 8 binini Suriye`ye 2 binini Somali`ye gönderme kararı almıştır.

Suriye`ye gönderilecek Arap askerinin kiminle mücadele edeceği merak konusu…

Mezhep ve etnik kökenli çatışmaların hazırlığı olabilir mi?

İçeriden ve dışarıdan bu kadar huzursuzluğun olduğu Suudi Arabistan`da muhalif güçler olanları kabullenmeyeceklerdir. Pazar gecesi yaşananların basit bir drone meselesi olmadığı muhakkak, eğer darbe girişimi ise ve başarısız olması durumunda ‘1979 Kâbe baskını darbesi` gibi saklı tutmaya çalışacaklardır. Kral ve Prensi zor günler beklemektedir. Bunların çıkarcı, fırsatçı ve ferasetsiz siyasetlerinin bedelini maalesef Arabistan halkı ödeyecektir. Muhalefetin dışarıdan aldığı destek ile mukabelede bulunma zamanıdır. Arabistan çatışmalarda Ortadoğu`ya dâhil edilmek istenmektedir.