• DOLAR 32.339
  • EURO 34.891
  • ALTIN 2393.529
  • ...

ABD ve Rusya arasında Suriye konusunda 27 Şubat Cumartesi gece yarısından itibaren uygulamaya girmek üzere anlaşmaya varıldığı duyuruldu.

Anlaşmanın yürürlülüğe girip girmeyeceği henüz meçhul. Yürürlüğe girdikten sonra, tarafların ne kadar anlaşma şartlarına uyacağı da belli değil.

Suriye`de bir anlaşmaya varmak, savaşın durması, artık insanların öldürülmemesi, silahların susması ve sonrasında ülkenin imar edilmesi, mülteci konumuna düşenlerin ülkelerine dönmesi ve herkese maksimum hakların verilmesi en büyük temennimizdir. Ancak sömürgeci ülkeler karşılıksız bir ülkeye girmez, karşılıksız da çıkmaz.

ABD ve Rusya bir masada buluşuyor, kimi şartlarda anlaşıyor ve ateşkes ilan ediliyor. Bu bir dönem sömürgeci ülkelerin bir araya gelip Osmanlı Devletini kendi aralarında paylaşmalarına benziyor. O zaman sömürge ülkelerinin sayısı daha fazla idi ve Osmanlı haritasını önlerine koyarak kalemle aralarında böldüler.

Suriye toprakları hem harita üzerinden bölünecek, hem de gelirleri ABD ve Rusya arasında bölüştürülecek. Ülke gelirlerinin % 80`nine ipotek konulacak ve belki yüz yıllık anlaşmalarla yer altı ve yer üstü zenginlikleri emilecek.

Savaş giderleri komple tazmin edilecek. İmarı, kendilerinin ihale verdiği şirketler tarafından yapacak. İran fiili bir şekilde savaşa müdahil olmuş ise de kazanımı kaybettiği askerleri ve İslam dünyasında kaybettiği prestiji olacak. Suudi Arabistan son dönemde fiili bir şekilde savaşa müdahil olmak istemişse de bir kazanımı olmayacak.

Türkiye başından beri Suriye ile olan en uzun sınırları nedeniyle, savaşın seyrinde aktif rol almak istediyse de yapılan anlaşmada ülkenin toprak ve gelirlerinin sömürülmesinde kendisine hiç bir pay verilmeyecek. Zaten anlaşma denkleminde muhaliflere yer verilmemiş ve bunlarla savaşın devam ettiği belirtiliyor. Şu anki durum itibariyle muhaliflerin başarıya ulaşma şansları da görünmüyor.

YPG`ye Kuzey Irak`taki Kürt Yönetimi benzeri bir rol verilecek. Bu özerklik şeklinde değil, öz yönetim ve kanton bölgeler şeklinde olacak. Kürtlerin yaşadığı topraklar da birinci dereceden sömürge olacak. Bu toprakların yer altı ve yer üstü tüm gelirlerinin % 80`ninden fazlası Rusya ve ABD`ye akacak. Hiç bir zaman bu topraklar siyasal ve ekonomik açıdan refah yüzü görmeyecek. Harabeye dönüşmüş şehir ve beldelerin yeniden imarı yıllar alacak.

Kuzey Irak Kürt yönetiminin hali ortada, ekonomik dar boğazın içinde kıvranıyor. Ekonomisi çöktü çökecek.

YPG gibi İslami bir anlayıştan uzak, İslam`a tamamen düşman bu oluşum, sömürge ülkelerinin arayıp da bulamadıkları bir oluşumdur. Bunun bir örneği Çeçenistan`daki Kadirov yönetimidir. YPG`nin Suriye Kürt topraklarında öz yönetim ve kanton bölge şeklinde bile yönetimde kalması durumunda, Allah adının söylenmesine bile müsaade etmeyecektir. Kısacası YPG`nin sömürge ülkelerinden hiç bir farkı olmayacaktır. Tek fark Kürt olması olacak, bunun da bir anlamı olmayacaktır.

Tabi ki bu, şu an görünen haldir. Sömürge ülkelerinin planlarının görünen yüzüdür. Ancak her şey gerçekten onlar gibi mi olacak. Bunu zaman gösterecektir. Planları tutacak mı? Dilerim Mevlamdan planları tutmaz. Onların bir planı varsa, elbet Allah`ın da bir planı vardır.

Çok kere haçlılar İslam topraklarında hâkimiyet kurmak istemiş, İslam topraklarını sömürmek istemiş,  ancak muvaffak olamamışlardır. Selahattin çıkmış ve haçlıları bozguna uğratmıştır.

Dilerim Mevla`mdan tekrar bir Selahattin çıkar ve haçlı güçlerini hezimete uğratır. Dilerim Mevla`mdan bu millet uyanır ve içinden bir Selahattin çıkarır. Dilerim Mevla`mdan tüm milliyetler millet olarak birleşir ve haçlı zihniyete karşı savaşır ve yine dilerim Mevla`mdan İslam toprakları üzerinde dalgalanan sömürge güçlerinin bayrakları değil İslam bayrağı olur diyor ve sizi Allah`a emanet ediyorum.