• DOLAR 32.35
  • EURO 34.574
  • ALTIN 2382.65
  • ...

Afganistan’da bir yıl önce iktidarı ele geçiren Taliban, kukla rejimi yıkarak yerine İslam Emirliğini kurduktan sonraki müspet çağrıları devam ediyor.  En son Taliban yönetimi, rejim değişikliğinden dolayı kaçan kişilere ülkelerine dönme çağrısı yaptı. Bunlara üst düzey siyasi isimlerinin de dönüşünü kapsayan bir “Uzlaşma Komisyonu” kurdu.  Hiçbir şey talep etmeden  “Geri dönün hayatınızı garanti ediyoruz”  şeklinde özetlenebilecek bir genelge yayınladılar.  Bunun neticesinde 150 üst düzey kişi döndü ve şu an üst kademelerde görevler almış durumdalar. Aslında bu tür adımlar Taliban’ın ne kadar geniş düşündüğü ve geçmişten bir o kadar ders çıkardıkları şeklinde de özetlenebilir.

              Geçen hafta İTTİHADÜL ULEMA’nın düzenlemiş olduğu “Âlimler Buluşmasına” Afganistan adına katılan Taliban sözcüsü Mevlevi Zebihullah Mücahid yapmış olduğu açıklamalarda ümmetçi yaklaşımı göze çarpıyordu. Program sonrasın da başta HÜDA PAR olmak üzere birçok siyasi temaslarda dile getirdiği ve en çok zorlandıkları noktanın; hiçbir devletin henüz resmi olarak onları tanımadıklarını vurgulamasıydı.

Evet, Afganistan’a gayri resmi temaslar ve kısmi olarak ülkeye yapılan yardımlar var fakat bu çok yetersizdir. Zebihullah Mücahidin çağrısı da Müslüman ülkelere bu yöndeydi.  Şu an Afganistan’ın fonları Dünya Bankasında dondurulmuş durumda ve ülke şu an büyük bir ekonomik durgunluk ve yoksulluk içerisindedir.  Jeopolitik olarak başarılı olan Taliban şimdilik jeoekonomik sıkıntıyı aşmak için mücadele ediyor. Bunu da Müslüman Asya ülkeleriyle aşmak istiyor ve yatırım için tüm Müslüman ülkelerini davet ediyor.

 Komşularıyla yakınlaşmaya çalışan Afganistan İslam Emirliği, Batı ülkelerinden uzaklaşıyor. Bu uzaklaşma kendi tercihlerinden ziyade kendilerine dayatılan “Batı sistem gömleğini” kabul etmediklerindendir.  Yirmi yıla aşkındır “Batı işgali” altında olan Afganistan’ın, Batının değerler sistemine uymak zorunda olmadığını söylüyor. Kendi değer sistemlerini yaşamak istediklerini ve bunun İslam olduğunu söylüyor.  Bu doğrultuda Batı ülkelerinin kısa sürede onları tanıması ve yatırım alanı açması beklenemez. Bu konuda Batının düşmanca tavrına karşı Asya ülkeleri olan Müslüman devletlerine düşen görev;  ekonomik olarak onları kalkındırmak, hem de onları kalkındırırken kendi ekonomilerine kazanç sağlamaktır.  

              Bu konuda Taliban’ın en çok Türkiye’den beklentisi vardır. Birçok açıklamalarında da bu niyetlerini beyan ediyorlar. Türkiye’deki siyasi irade, geldiği gelenekten dolayı ve kardeşlik hukuku içerisinde bu içten taleplerini karşılamak ve batı karşıtlığı pozisyonlarını okumakla mükelleftir. Fakat hükûmette şu an buna yönelik bir niyet beyanı gözükmüyor. Şu anda bu duyarlılığı gösteren tek siyasi parti HÜDA PAR olarak göze çarpıyor. Bu konuda Zebihullah Mücahidin, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nu ziyaret etmesi ve bu istekleri karşısında Yapıcıoğlu’nun şu ifadeleri çok anlamlıydı: “Bütün İslam ülkelerine çağrıda bulunuyoruz. Siyasi, kültürel her türlü ilişkiyi oradaki kardeşlerimizle kurmak ve onların elinden tutmak hepimizin boynunun borcudur” diyordu. Umarız ki HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun yapmış olduğu bu anlamlı çağrıyı başta Türkiye iktidarı olmak üzere diğer tüm Müslüman ülkeler dikkate alır ve bu erdemliği gösterir.