Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasulüne olsun.
Bir atasözümüz var, bilen bilir: “Dün yediğin hurmalar…” diye başlıyor. Dün yaptığın öyle şeyler vardır ki bugün onun cezasını çekersin. Dünkü hataların bugün başına bela oluverir. Bu hatalar hele de yüz kızartıcı işlerse, işte o zaman insan bunların hiç ortaya çıkmamasını, ahirete kadar gizlenmesini ister.
Bugün Gazze’nin çektiği sıkıntı, Filistin’e yardım gitmemesi, israille ticaretin bitmemesi, israile hiçbir yaptırım uygulanmaması, bebekler katledilirken kuru nutuktan öteye geçilmemesi, İslam ülkelerinin liderlerinin ‘yediği hurmalar’ın sonucudur.
Bizler sıradan vatandaşlar olarak bile biri bizi herhangi bir işi yapmamamız için tehdit etse, bize şantaj çekse biz o işi inadına yaparız. O iş bir maslahat için olmasa da yaparız. Yapabildiğimizi göstermek, karşıdakinin baskılarına boyun eğmediğimizi göstermek için. Ancak bir ülkenin evlatlarının, kadınlarının canı söz konusu iken dahi İslam ülkesi dediğimiz ülkelerin liderlerine bakıyoruz. Koca bir hiç.
Netanyahu 2023 Kasım ayında Arap liderleri tehdit ederek demişti ki: “İktidarınızı korumak istiyorsanız, Gazze’ye destek olmayın, ağzınızı kapayın!” Bu bir manada da “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit!” tarzında bir uyarıydı ve tuttu da. Hiçbir liderden karşı tepki görmedi. Bir tanesi de çıkıp “Eyy Netanyahu, sen kim oluyorsun da bizi tehdit ediyorsun? Senin tehditlerin bize sökmez. Senin de ülkenin de seninle yapılan ticaretin de canı cehenneme!” diyemedi.
Gazze’de 7 Ekim’de olaylar başladığında Şeyh Ahmed Yasin’in konuşması aklımıza gelmiş ve “Şeyh’in söylediği tarihe kalmaz, bu direniş başarıya ulaşır.” diye düşünmüştük. Bu düşüncenin mutluluğu, bir büyüğün sözünün tam olarak doğru çıkmamasının sıkıntısını fazlasıyla gidermişti kalplerimizde. Gazze’deki Aksa Tufanı’na her İslam ülkesi bir kova nispetinde yardımla eşlik etse, israil çok kısa sürede yerle bir olurdu. Ancak maalesef -işte o atasözündeki gibi- dün yenilen hurmalar bugün Gazze’ye yardım gönderilmesine mani oldu.
Ülke lideri Beyler! Biz sizin geçmişte ne tür ‘hurmalar’ yediğinizle ilgilenmiyoruz. İsterseniz dünyanın en kötü işini yapmış olun, isterse dünyadaki bütün saygınlığınız yerle bir olacak olsun bizi ilgilendirmiyor. Hiçbir itibar, yetim kalan çocuklardan önemli değildir. Düşen hiçbir makam, toprağa düşen bebeklerden değerli değildir.
Menderes’in de gayrimeşru birtakım işleri olmuş. Bugün biz bunları konuşmuyoruz. Ezanı aslına çevirdiğinden dolayı Menderes’i hürmetle anıyoruz. Siz de yarın o masum yavrucaklarla aynı toprağa girdiğinizde, arkanızdan “Bırak mazlumlara destek olmayı, zalimlerle ilişiğini bile kesmedi.” dememizi istemiyorsanız, şu andan tezi yok harekete geçin. Artık nutuklar ve hayali vaatler, ‘kırmızıçizgi’ beyanları, bizi zerre kadar tatmin etmiyor; bilin isteriz.
