Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.
Çarşıda yürüyorsunuz, aniden önünüze bir kâğıt uzatılıyor. Kâğıdı nezaketen alıyorsunuz ama yetmiyor, bir yere buyur ediliyorsunuz. Kabul etmediğiniz zaman da “Hadi n’olur, hatırım için bir çıkalım yukarı. Bak küserim.” demeler falan… Kızcağız önünüzü kesiyor, “Yukarı çıkarsan prim alırım.” diyor. “Sen prim alırsın ama ben edebimden olurum.” diyemiyor insan. Cazip fiyatlar, indirimler var… Ayaküstü her hizmetin fiyatını öğreniyorsunuz. Başka bir şeyi daha öğreniyorsunuz. Meğer o yarım tesettürlü yahut ojeli, mini etekli kız fakihmiş de haberiniz yokmuş. “Caizdir abla caizdir.” diyor. “Bizim epilasyon merkezine bir sürü çarşaflı ablamız geliyor.”
Kusura bakmayın kıymetli okur ancak bunu yazmalıydım. Hocalar hiçbir ihtilaf olmaksızın söylüyorlar. Lazer epilasyonun caiz olması için, alınacak ve gösterilecek yerlerin caiz olması gerekir. Ancak gel gelelim Müslüman hanımlar birbirlerine ziyarete gittiklerinde bile bu merkezlerden bahsetmekteler. Epilasyonun en büyüğü edeplerine yapılıyor haberleri yok. Gidiyorsunuz, bari gizleyin. İnsanları günahınıza şahit etmeyin. Gizlemiyorsunuz, bari avret yerini açmanın caiz olmadığını söyleyenlere ortamdaki birkaç kişi birleşip karşı gelmeyin.
“Bu bir gereksinim!” diyor bacımız. Neyin gereksinimi sahi? Çamaşır makinesi, elektrikli süpürge gibi aletler bir gereksinimdir. Çağın ihtiyaçlarına baktığımızda telefon bir gereksinimdir. Ancak geçmişten bugüne insan vücudunda ne değişti de lazer epilasyon, harama girmeyi gerektirecek kadar bir gereksinim oldu? Zannedersiniz Afrika’da susuz, Yemen’de aç kalmış.
Böyle böyle darbe yedi edep… Helal yolunu bulanlara bir şey demiyoruz ancak işlediği haramı ballandıra ballandıra anlatıp, müşteri götürdüğü firmadan indirim alan Müslüman kadınlara da tahammülümüz yok.
Telefon çalıyor, sorular bunun üzerine… Artık o kadar soru alıyorsunuz ki, “Acaba!” diyorsunuz. Koca koca hoca efendilerin fetva sitelerinde bunu yazıp bunu konuşmaları, biz Müslüman kadınların en büyük ayıbı değil midir?
Kardeşim! Edebini dünyalık herhangi bir şeye değişme! Yüzünü namahremden saklayıp en mahrem yerlerini başkalarına açma. Unutma ki edep, bütün zorluklar için en güzel şefaat ve bütün korkular için en güzel şecaattir. İlimden önce bile edep gelir. Edep, açılması mümkün olmayan bütün kapılara uyan en güzel anahtardır. Hatta edep, kapıların yaratılmasına vesile olandır.
Rabbim bizi, edebini hiçbir şeye değişmeyenlerden, edeple yol alan, edeple yaşayan ve edeple huzura ulaşanlardan eylesin. Edebi en büyük yol azığımız kılsın.
M.Emin Özmen
Abdullah Aslan
Hasan Sabaz
Mehmet Zülfi Tan
