Önümüzdeki hafta Çarşamba günü miladi takvime göre yeni bir yıla gireceğiz. Ne güzel bir tevafuktur ki gireceğimiz yeni yılın ilk günü aynı zamanda üç ayların başlangıcıdır.
Yeni yıla girmekle sevinmekle beraber ömrümüzden bir yılın eksilmiş olmasıyla hüzünlüyüz. Bir yandan sevinç diğer yandan hüzün ile beraber doğru olan geçmiş bir yılın muhasebesini yapmaktır. Geçirmiş olduğumuz yılda hangi günahlara bulaştıysak onlardan pişmanlık duymak, yeni yılı vesile kılarak işlemiş olduğumuz günahlardan arınmaya çalışmaktır.
Yeni yıla üç ayları da vesile kılarak yeni bir başlangıç yapmak, tertemiz bir sayfa açarak ilk günden itibaren kâmil bir imanla sâlih ameller işlemek, güzel ve düzgün bir ahlaka sahip olmak için gayret etmek ve muamelatımızda yanlışlıklar varsa -ki mutlaka vardır- bu yanlışlıkları düzeltmeye çalışmaktır.
Üç ayların yeni yılın başına denk gelmesi başlı başına bir hayır ve güzelliktir. Bu hayır ve güzelliğe halel getirecek davranışlara yeltenmek doğru değildir. Hıristiyanların kimisi Hz. İsa’nın (a.s.) doğumunu bahane ederek eğlenceler düzenleyecek, içki âlemleri yapacak, milli piyango ve benzeri çekilişler yaparak kumar oynayacaktır. Bunlar onların dinlerinin aslında olmayan bir şey olduğu gibi İslam’da da yeri asla olmayan kötü amel ve davranışlardır. Müslüman kişiye yakışan bu tarz kötü ve günah amellerden ve farklı dinlerden olan kişilere benzemekten sakınmaktır.
Üç aylar Recep ayı ile başlar ki Recep ayı aynı zamanda haram aylardan biridir. Hz. Peygamber’den (s.a.s.) önceki cahiliye toplumu dahi haram aylarda savaşmaz kan dökmezlerdi. Bu aylar girdiğinde herkes rahat bir nefes alır, ticaretini, dünyalık her türlü işi ile beraber ibadetlerini rahatlıkla yapardı. Üç aylar ve hasseten Recep ayı ile birlikte diğer haram aylara en fazla değer vermek diğer insanlara nazaran biz Müslümanlara daha çok yakışır. Üç aylar ve Recep ayı münasebetiyle Müslüman şahsın diğer Müslüman kardeşlerine karşı duyduğu kin ve adavetten vazgeçmesi, kalbinde Müslümanlara karşı zerre miktarı kin ve adavet beslememesi en doğru şeydir.
Yeni yılın üç aylarla başlaması başlı başına bir hayırdır ve berekettir ve inşallah yılın tamamı hayırlı ve bereketli olur. Müslümanların uyanışına, vahdetine, günah ve kirlerden arınmasına vesile olur. Darda ve sıkıntıda olan başta Gazze ve Filistin’deki kardeşlerimizin darlık ve sıkıntılarından kurtulmalarına, ruhen azad oldukları gibi bedenen de azad olmalarına vesile olur.
Recep ayı Ramazan ayından sonra Hz. Peygamber’in (s.a.s.) çokça oruç tuttuğu aydır. Bu vesile ile bizler de Recep ayında çokça oruç tutacağız. Oruç tutmak için seher vaktinde sahura kalktığımızda iki rekât teheccüd namazı kılarak ümmetin vahdeti, Kudüs ve Gazze’nin kurtuluşu için dua edeceğiz. Bu vakitte edilen dualar bir de iftar vakti yapılan dualar makbuldür. İftar vakitlerinde iftarımızı açarken dualarımıza devam edeceğiz. Oruç tutarken hissettiğimiz açlık ve susuzluk ile birlikte aç ve susuz kardeşlerimizi hatırlayacağız. Onların yardımına imkânlarımız dâhilinde ulaşmaya çalışacağız inşallah.
Dilerim Mevla’mdan! 2025 yılı hüzün ve gözyaşı, darlık ve sıkıntı ile geçen bir yıl değil Müslümanların vahdet ve kardeşlikleri ile esenliğe kavuştuğu bir yıl olsun. Mevla’m yeni yılımızı hayırlı ve bereketli kılsın, kardeşliğimizi güçlendirsin inşallah.