İki gün önce Kafkas kartalı Şeyh Şamil’in 150. vefat yıl dönümüydü. Rabbim mekânını cennet eylesin ve yolunu takip eden müminlere de selam olsun.
Vefatının 150. sene-i devriyesi vesileyle Şeyh Şamil, sosyal medya platformları başta olmak üzere medyada ciddi gündem konusu oldu.
Twitter’da açılan #ŞeyhŞamil Hashtag çalışmasına; Cumhurbaşkanlığı yetkililerinden muhtelif siyasi parti Genel Başkanlarına, Bakanlardan Milletvekillerine, Öğretim Görevlilerden STK temsilcilerine varana kadar birçok kişi ve kurumdan destek geldi.
Doğrusu bu destek takdire şayandır ve olması gereken de budur. Çünkü Şeyh Şamil; izzetin sembolü, direnişin lideri ve Rus zulmü altında inleyen Müslüman Kafkas halkının şeyhiydi.
Tıpkı Filistin’deki mücahitlerin lideri İzzettin el Kassam, Libya’daki Çöl Arslanı Ömer Muhtar ve Kürdistan’daki kıyamın lideri Şeyh Said gibi.
Evet, Kafkas kartalı Şeyh Şamil’i anmak, anlamaya çalışmak ve gündeme getirmek çok değerli bir adımdır. Ancak onunla aynı davayı paylaşan ve onun yolunda yürüdüğü için şehit edilen yanı başımızdaki Şeyh Said’i görmezlikten gelmek aynı zamanda Şeyh Şamil’e de büyük bir ihanettir.
Hele bir de Kemalist tayfanın diliyle Şeyh Said’in mücadelesini ve kıyamını dillendirmek sadece Şeyh Şamil’e değil bütün kıyam önderlerine büyük bir hakaret ve saygısızlıktır.
Çünkü Şeyh Said’in davası Şeyh Şamil’in davasıydı.
Zaten her iki kıyam liderinin beslendiği memba da aynı değil midir?
Hatırlayın 1800’lü yıllarda Şeyh Şamil ve Şeyh Ali Septi (Şeyh Said’in dedesi) Şam’da meşhur Kürt mutasavvıf Mevlana Halit-i Bağdadi’nin medresesinde beraber okumuşlar. Bu medresede tasavvuf ve İslami İlimler başta olmak üzere uzun süre mantık, matematik, felsefe gibi dallarda özel eğitimler almış ve sonunda Mevlana Halit hazretleri tarafından birer Nakşibendi şeyhi olarak muhtelif coğrafyalara gönderilmişler.
İşte bu dergâhın bir şeyhi olan Kafkas Kartalı Şeyh Şamil Rus zulmüne karşı kıyam etmiş. Diğer şeyhin elinde yetişen torunu Şeyh Said’de Türkiye’de Halifelik başta olmak üzere İslami değerler yasaklanınca kıyam etmiştir.
Şeyh Said Efendi 1800’lü yıllarda yaşamış olsaydı Şeyh Şamil’in mücadelesini verirdi. Şeyh Şamil’de 1900’lü yıllarda yaşamış olsaydı Şeyh Said gibi zulme karşı kıyam edeceğinden şüphemiz yoktur.
Rabbim ikisine de rahmet etsin ve bizleri onların yolundan ayırmasın.