Mürvet Okur

SAFLARI NETLEŞTİRELİM

24.11.2020 02:30:28 / Mürvet Okur

Bizi kendisine muhatap kılan, yeryüzünün halifesi olarak seçen, iyiyi ve kötüyü ayırt edebilecek aklı bahşeden dilediği yolu seçebilecek iradeyi vererek sonsuz lütuflarda bulunan Rabbimize ne kadar hamd etsek ve şükür etsek yetersiz kalır. Tüm bu lütufların üstünde kendisine nankör olan inkârcı, asi ve sapkınlardan değil, hidayete, doğru yola tâbi olmayı nasip ettiği için; yine Zatını tahlil, tekbir ve tahmid ediyorum. Evet yüce Rabbimiz’in bunca nimetleri ve bize bahşettiği ikramları her hatırlayışta böyle duygulara kapılıyor insan.

Ama işin beşeriyet yönüne baktığımız zaman insanda günahlara meyil, unutkanlık, gaflet ve rehavet gibi hallerin de zaman zaman insana galebe ettiğini, şeytan ve dostlarını sevindirecek amellerde bulunduğu durumlar da olmaktadır maalesef. Günahlarının ve gafletinin farkına varan mümin hemen silkelenerek tövbe eder, taşıdığı emanetin farkına varır, ahdini hatırlayıp pişmanlık duyar hatalarından. Esasen Rabbimize gereği gibi kulluk yapamamanın mahcubiyeti sürekli içimizi kemirir, hüzünlendirir. Tüm hayatımızı gözden geçirdiğimiz anlarda kayda değer bir amelimizin olmayışı, ellerimizin bomboş oluşu, günahlarımızın çokluğu, Allah’ın huzurunda hesap verirken kendimizi hayal edişimiz pişmanlık ve nedametimizi katmerleştirir. Hayatımızı, kalbimizi, duygularımızı yeniden gözden geçirerek bize umut olacak teselli bulacağımız, onunla affa layık olabileceğimiz bir amel arar dururuz iç alemimizde.

Şahsen kendi adıma söyleyeyim bir tek amelime bile güvenmiyorum. Çünkü amellerime farklı duygu ve niyetler karışmış olma ihtimali var. Ama Allah'a hamd olsun ümitsiz de değilim, O’nun sonsuz Rahmetinden. Bir tane teselli pınarı vardır ki; ab-ı hayat bir umut, bir muştu gibi kalbimi yatıştırıp bir nebze olsun ferahlatıyor. Evet amelsiz ve pür kusur olan şu ömrümde diyorum ki; Allah’ım! Günahlara batmış, sana kulluğum hep kusurlu olsa da, ibadetim, hamdım hep eksik olsa da bir tek şeyden eminim ki; ben seni ve Resulünü çok ama çok seviyorum. Senin dinini ve davanı, Senin yolunda olan, Senin nurunu alnında taşıyan herkesi seviyorum ve ehlî kıble olan hiç kimseye karşı asla düşman olmadım. Senin sadık kullarını da lillah için çok seviyorum. Seni hatırlatan her alamet her işaret ve saygı duyulacak tüm mukaddesatına saygı duyuyorum. Senin “saygı duyma!” dediğin ne kadar kişi ve nesne varsa asla saygı duymuyorum. Sana ve dinine saygı duymayan hiç bir kişi ve kuruma zerre kadar saygı ve değer vermiyorum. Gözümüze soktukları tüm şirk unsurlarını red ediyorum. Ne ırkçılık ne asabiyet ve ne de memleketçilik davaları uğruna ardından gidilen kişi ve cemiyetleri asla meşru görmüyorum.

Ve yine sen şahit ol ki; bu kulun kendini bildi bileli sana ve Resul’üne(s.a.v) ‘canımız yoluna kurban olsun’, Onunla bize gönderdiğin dinine ve tüm mukaddesata karşı düşmanlık eden, aleyhinde çalışan, geçmişte gelecekte ya da şimdi yaşayan kim varsa düşmanlıkları sürdükçe hepsine düşmanlığım devam edecektir. Her kim eliyle ve diliyle Resulüne ve dinine zarar verirse asla onlara karşı bir muhabbet beslemeyeceğim. “Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a inanıncaya kadar ... sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır...” (Mümtehine:4) Ayetin açık ifadesiyle böylelerine karşı düşmanlık dini bir emirdir. Rabbim dostlarına dost, düşmanlarına düşmanlığımızı daim eylesin. Zaman ve şartlar değiştikçe inancında eksen kayması yaşayan, sekülerleşen, dün küfrettiklerine bugün alkış tutan, menfaat aşkına, siyaset aşkına din düşmanları ile iş tutan, batıla yaranma adına kişiliksizleşen, kimliksizleşen ve en nihayetinde cinsiyetsizleşmeye bile razı olan, ne inancı ne de karakteri bir türlü oturmayan şarlatanlardan bizleri uzak eylesin.

Safları net, gönülleri ve yaşantıları İslam ile şekillenmiş kullarından eylesin bizleri. Bir karınca misali senin yolunda olma şerefinden mahrum eylemesin. Senin sancağını taşıyan, iyiler topluluğunun içinde bulunan iyilerle birlikte hareket edelerden eylesin. Dininin ve kutlu Resul’ünün muhabbetini affımıza vesile eylesin inşallah. Selam doğru yola tâbi olanların üzerine olsun. Allah'ın gazabı da dinine ve Resul’üne düşmanlık besleyenlerin üzerine olsun.

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar