Mürvet Okur

Sırat-ı Mustakim

17.12.2024 01:00:32 / Mürvet Okur

 “İşte böylece biz sizi insanlara şahit olmanız için orta bir ümmet kıldık...”

(Bakara 143). Ayetten anlaşılacağı gibi İslam tam ve dosdoğru, aşırılık ya da eksiklik barındırmayan, güncelleme ya da kavram eksikliği sebebiyle yeni kavramlara ihtiyaç duymayan ya da bazı hükümleri artık işlevini yitirdiği için gereksiz hüküm ve yargı barındırmayan mükemmel bir dindir.

Özellikle muhafazakârlık kavramının dindarlığın yerine kullanılmaya başlandığı zamandan beri ılıman Müslümanlar çoğalıyor.  Her yere uyabilen, her ortama ayak uydurabilen, helal sınırları olabildiğince mekruha ve harama yaklaştırıp hatta şüphelileri helal sayacak kadar ileri gidenler var. Nihayetinde kesin olarak haram olan hükümleri bile tartışma konusu yapacak kadar elastiki bir Müslümanlık anlayışını benimseyenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.

Milliyetçiliği İslam’la eşdeğer görecek kadar işi cıvıtmak gaflettir. Genç dimağları İslam ile buluşturmak varken bu tarz gayri İslami argümanlar ile beyinleri karıştıran malum kesimin yetiştirdiği nesil, maalesef İslami değerler ile alay eden, tesettür namına tesettür olmayan kıyafetler üretip giyerek genç neslin tesettür anlayışını dinamitliyorlar. Başı kapalı ama önden saçın bir bölünü dışarda, başı kapalı ama eğlence merkezlerinde dans etmekte bir beis görmüyor, kapalı fakat erkekli kızlı müstehcen görüntüler sergileyebiliyorlar rahatlıkla.

Bu kesim bir an başlıyorlar mukaddesatı övmeye, hamasi söylemlere, heyecanlanıyorsunuz fakat beş dakika sonra İslam ile bağdaşmayan davranışlar sergileyebiliyorlar. Kimi kötü bir projenin bir parçası olarak yapıyor kimi de bilinçsizce pasif kalarak sonradan bu oyuna kurban gidebiliyor. İşin vahim yanı da nefsi hiç sıkmaması sebebiyle gençlere cazip gelen tarafıdır.

Özellikle sevilen, sayılan ve örnek alınan Müslüman görünümlü gafil ya da art niyetli kişiler eliyle başlatılan İslam'ı esnetme akımı korkunç bir hal almaya başladı. Sadece başı kapatmaktan ibaret görünen bir tesettür anlayışının yozlaştırılma serüveni tam gaz, felakete doğru gidiyor. Belki hala içinde bir nebze olsun İslami hassasiyet bulunan bu tarz Müslümanlara sesleniyoruz. Ilıman, muhafazakâr ya da köktenci İslam diye bir şey yoktur. İslam İslam’dır. Tevile ihtiyaç bırakmayan emir ve yasakları vardır. Tesettür bu açık emirlerden bir tanesidir. Başlattığınız bu akımın sonu tamamen İslam’sız bir Müslümanlığa dönüşecektir.

Başı örtme yeterli dediniz, başörtüsünün hayatı kısıtlamayacağını ve her alana girilebileceğini dediniz ama gençler bir zaman sonra teker teker başlarını da açmaya başladı maalesef. Çünkü tesettürün şahsiyet kazandıran ayrıcalıklı bir yaşantı gerektirdiğini ya anlamadınız ya da nefsinize uydunuz. Böylelikle yanlış anlaşılmasının önünü açtınız.

Özellikle dindar diye güven duyulan eğitimci ve yönetici kesimi başta olmak üzere anne ve babalar dahil tesettür anlayışının nasıl bir toplumu dönüştürdüğünü, doğru anlaşıldığında nasıl ihya ettiğini, yozlaştırıldığında da toplumun nasıl çürüdüğünü anlamaya ve üzerinde kafa yormaya davet ediyoruz. Ailelerin ve fertlerin selameti, toplumun kurtuluşu için tesettürün hayati bir fonsiyonu vardır. Feraset sahibi her kesimi bu konuda hassasiyete davet ediyoruz.

Yıllarca başı kapalı olmuş ama bir anda başını açanların rol model oluşturması tehlikesinden evlatlarımızı muhafaza etmeliyiz. Yoksa bu mutasyona uğramış garip akımlarla uğraşır dururuz. Sanat ve edebiyat adı altında içerik olarak İslam’la bağdaşmayan hatta tamamen zıt film, tiyatro ve festivallere, sergilere sadece başını kapatıp giden kişi bir zaman sonra başındakini garipser ve lüzumsuz görür.

Vahyin ışığında Peygamber(s.a.v)’i metoda başvurarak tesettür anlayışımızı yeniden tesis etmeli ve bu kirli akımlara karşı toplumu bir set gibi muhafaza etmeliyiz. Aksi halde her geçen gün yozlaşmaya devam ederiz.

 

 

 

 

 

 

 

                                 

             

       

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar