Günlük hayatta, her şeyden vazgeçip ancak kendisinden vaz geçemediğimiz, hastalık diyebileceğimiz boyutta müptela olduğumuz ve çoğumuzun kullanımda ölçüsünü kaçırdığı sanal âlem…
Öyle ki, kendi telefonumuzu kimsenin görmediği, duymadığı evimiz gibi mahrem bir mecra olarak görme büyüsüne kapılarak hipnotize olmuşuz.
An’lık mesajlaşma platformu olan Whatsapp’ın kullanım koşulları ve özellikle gizlilik ilkelerinde bir takım değişikliğe gitmesi sonucu yoğun tepkiler göstererek uyanır göründük.
Ancak; halimizin, uyurgezer bir hal olmaktan öteye geçmediği aşikâr…
Birçok kullanıcı başka an’lık mesajlaşma platformlarına geçiş yaparak bir bakıma alınan kararı protesto ettiler.
Adeta yüzme bilmeyen birinin okyanusun derinliklerinde bir yılanı bırakıp başka bir yılana sarılması gibi…
Bu tepkilerin altında yatan sebep neydi?
Ülkemizde en çok kullanılan Whatsapp, İnstagram ve Messenger uygulamalarını bünyesinde barındıran ve başta ABD olmak üzere birçok ülkenin devlet başkanlığı seçimine dahi müdahale eden ABD teknoloji şirketi Facebook’un güvenli ve yaptığı sözleşmeye sadık kalınacağı mı düşünülmekte…
Neredeyse günlük yaşantımızın her an’ını ve ayrıntısını, hiçbir şekilde güvenilir olmayan çeşitli sosyal medya platformlarında paylaştığımız halde gizli-saklı neyimiz kaldı ki, böyle bir tepki gösterildi?
Sebep; sadece bilgi paylaşımına izin vererek resmi bir boyut kazandırılması mı?
“Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.” (Araf 27)
İslami öğretide ve insan fıtratında, salt yasaklamanın çözüm olmadığını; şeytani odakların ürettiklerine karşılık rahmani nitelikte alternatifler ortaya koyarak ve bilinçlendirerek mümkün olabileceğini bilmemiz gerekir.
Pandemiden dolayı uygulanan uzaktan eğitim, MEB tarafından tanzim edilmiş EBA üzerinden gerçekleştirilmekte…
Ancak; idare, öğretmen, veli ve en önemlisi de öğrenci ile iletişimde Whatsapp üzerinden gruplar oluşturularak sağlanmakta...
Bundan dolayı, mevzu bahis bileşenlere ait kişisel veriler ve iletiler çok kolay bir şekilde kapitalist şirketlerin eline geçebilmekte...
Kapitalist baronlar, kendilerine sunulan bilgilerle, geleceğimiz olan çocuklarımızın ve eğitim kurumlarımızın aleyhinde bir takım yıkıcı projeler çerçevesinde kullanabilirler ve kullanacaklardır.
Teknolojiyi elinde bir güç olarak kullanan kapitalist şirketler; ürettikleri ürünler ile toplumların gönül ve zihin dünyalarını tahrip ve işgal ederek, ülkeler üzerinde hegemonya kurmaktadırlar.
Bu işgalden ve hegemonyadan kurtulmanın tek çaresi herhangi bir alanda vaki olan ihtiyaca cevap verecek üretimde bulunmaktır.
Bu nedenle;
Başta MEB olmak üzere, diğer bakanlıklar bünyelerinde bulunan kurum ve kuruluşlarının kullanımına sunmak için, güvenilir platformlar oluşturmalıdırlar.
MEB, EBA’da olduğu gibi, içeriğini eğitime uygun olarak hazırladığı; güvenlik önlemlerini en üst düzeyde temin ettiği ve kendisi dışında üçüncü şahıslarla bilgi paylaşımı yapmadığı, an’lık mesajlaşma platformu tanzim etmelidir.
Ayrıca öğrencilerin internet ve sosyal medyayı bilinçli ve faydalı bir şekilde kullanmalarını sağlayacak; bu sanal dünyanın tehlikelerini görmelerini temin ederek, kendilerini nasıl koruyacaklarını öğretmek için, haftalık ders programına 1 saatlik internet ve sosyal medya ile ilgili ders konulmalıdır.
Allah(cc)’a emanet olunuz.