Bismillah…
Yaratılmış olan tüm varlıkların bir yaradılış amacı olduğunu ve her bir varlığın bu amaca göre hayatını idame ettiğini yazmıştım.
Kendisine “akıl ve irade” verilen ve buna binaen nasıl yaşayacağına hür iradesiyle karar veren ve tercih eden, bu sebeple de ciddi bir sorumluluk yüklenen insanoğlunun bir amacı var mıdır?
Öncelikle hayatta insanın bir amacının olması değerlidir.
İnsan, yaşamının amacını belirlerken dünya hayatı ve ötesini başka bir deyişle ölümü ve sonrasını göz ardı etmemelidir.
İnsanın muhatap olduğu bu realite doğruya, güzele ve hakikate ulaşma hususunda hayati öneme sahiptir.
Dünya, ölüm ve ötesini dikkate almak, insanın karar alımında ve davranışlarında müthiş bir hassasiyet ve motivasyon oluşturur.
Tüm bunlara binaen en değerli ve önemli olan husus ise insanın asıl ve nihai amacının ne olması gerektiğidir?
Amaç, ona varmak için yürüdüğümüz yol ve takındığımız tavırlardır.
Bugün attığımız her adım, bizim yarınki yaşamımızdır.
Bundan dolayı bizim neyi, nerede, ne zaman, kiminle, nasıl ve hangi amaçla yapmamız gerektiği bilincinde olmamız gerekir.
Yarın nerede ve hangi durumda olmak istiyorsak, bugün neyi amaç edinmiş olarak gösterdiğimiz davranış ve gayret önemlidir.
Gideceğimiz yeri bilmiyorsak bulunduğumuz yerin önemi yoktur.
Çevremizde birçok insan ve en önemlisi de bizatihi kendimiz bu dünya hayatında ne yapmak ve nereye varmak istediğimizi bilmeden zamanımızı ve yeteneklerimizi şuursuzca israf ve zayi etmekteyiz.
Bu belirsizliğin sebebi geleceğimiz hakkında yeteri kadar düşünmememizdir.
Birkaç ay veya birkaç yıl kullanmak için almak istediğimiz bir telefonun özellikleri hususunda düşündüğümüz ve kafa yorduğumuz kadar geleceğimiz hususunda da bu denli kafa yorup hassas davranıyor muyuz?
Mevcut durum sizce vahim değil midir?
Geçmişte gerekli olan araçlara ve bilgiye ulaşmak zor ve zahmetli ancak kişilerin ulaşmak istedikleri amaçlar belirgin ve net idi. Ama şimdi ise tam tersi yaşanmakta.
Albert Einstein bu konuda ‘kanımca çağımızın bir özelliği de, araçların kusursuzluğu yanında amaçların belirsizliğidir’ der.
Bizim referansımız ve beslendiğimiz temel kaynak İslam’dır.
Peki İslam’a göre insanın yaratılışının ana gayesi nedir?
Başka bir deyişle İslami eğitim sisteminde kâmil insan yetiştirme sürecinde gözetilen asıl amaç nedir?
İslam’ın eğitim felsefesi, yaratılmışların en üstünü olan insanoğlunun herhangi bir amaç olmaksızın sadece yaşamak için yaşama fikrini kesinlikle kabul etmez.
Başta kapitalizm olmak üzere birçok beşeri ideolojide olduğu şekliyle sadece maddeye, tüketime, çıkara ve hazza dayalı bir hedefi de benimsemez.
Hıristiyanlıkta olduğu gibi bu dünyadan tamamen ve büsbütün soyutlanarak salt maneviyatı savunan ruhbanlığa da karşıdır.
Öyleyse İslam’ın, insanı yetiştirirken varmak istediği asıl hedefi nedir?
Cevabı bir sonraki yazıya inşallah.
Selam ve dua ile…