Yıllarca bilim kurgu filmlerinde konuşan,
anlayabilen, sinirlenebilen ve hatta
insanoğluyla savaşan bilgisayarlar, robotlar
izledik. Geçmişte bir filmdi belki ancak
günümüz teknolojisinde imkansız değil
diyebilmekteyiz. Hem robot teknolojisinde
hem de yapay zeka konusunda bilim
insanları yaptıkları ar-ge, akıllı teknoloji
çalışmaları sayesinde bilgisayarların akıllanabilir,
öğrenebilir olabileceğini gösterdi.
Bir test sürümü olarak düşünebileceğimiz
akıllı telefonlarda bulunan “Siri”
yapay zeka uygulamasına verilebilecek
en güzel örnektir. Apple`ın 2010 yılında
kullanıcılara sunduğu bu uygulama sesi
yazıya çeviren ve sorulan sorulara akıllı
cevaplar vermeyi hedefleyen bir bilgisayar
yazılımıdır. “Siri”nin geleceğe bir yatırım
olarak algılamak gerekir. Yapay zeka
konusunda yapılan çalışmaların temelinde
test yatmaktadır. Bu yüzden kullanıcıların
sürekli kullandığı “Siri” bir nevi kendini
test ediyor. Bilgi topluyor ve kendini ona
göre geliştiriyor.
“Siri” kullanıcıların ona sorduğu sorulara
cevap vermesi, isteklerini yerine getirmeye
çalışması akıllı telefon kullanıcılarının
da merakını arttırıyor. Bundan dolayıdır
ki, “Siri”ye milyonlarca soru soruluyor
ve bir karşılık bekleniyor. Sorulan her soru
“Siri” uygulamasının gelişmesi demektir.
Aynı soruyu sürekli sorsanız dahi farklı
cevaplar alabilecek şekilde bir algoritma
üzerine kurulu. Bilgisayarların öğrenebilir
olduğunu gösteren bir algoritma işleniyor.
Örneğin siz Siri`ye “Babamı ara” dediğinizde
ilk yaptığı şey rehbere bakmak ve
bu isimde birinin olup olmadığını kontrol
etmek olacaktır. Diyelim ki bu isimde
birini bulamadı. Sizin daha önceki konuşmalarınızı
kontrol edecektir ve babanızla
ilgili söylediğiniz herhangi bir şey olup
olmadığına bakacaktır. Eğer daha önceki
konuşmalarınızda babanızın ismini söylemişseniz
rehberde o ismi bulup arayacaktır.
Bunu saniyeler içerisinde milyonlarca
işlem yapabilen bir bilgisayarın yaptığını
düşününce insan ister istemez robot
teknolojisinde bir beklentiye giriyor ve
gelecekte insanların birçok işinde yardımcı
olabilecek mekanik yardımcılara sahip bir
yaşam düşünüyor.
“Siri”nin en son geldiği noktayı kavramak
ve yapay zeka konusunda nasıl bir
yol izlendiğini anlayabilmemiz açısından
bir örnek vereyim. Bir kullanıcı Siri`nin
küstüğü şikâyetiyle teknik servise başvurmuş
ve uzmanları dahi şaşırtmıştı.
Komik gibi görünen bir olayda aslında bu
yapay zekâ programının insan özelliklerini
yansıtabildiği gerçeğini de gözler önüne
seriyordu. Uzmanlar bunun nedenini
araştırırken, kullanıcının “Siri” ile küfürlü
konuştuğu ve kötü sorular sorduğunu
fark ettiler. Bunun sonucunda “Siri” sesli
cevap verme özelliğini kendi aldığı bir
kararla kapatıyor. Konuşmama kararı alabilen
bir yapay zekâ uygulaması ile karşı
karşıyayız. Olay ilginç; ama düşündürücü…
Yapay zekâ ile yapılan uygulamalar
genellikle kullanıcıların testleri sonucu
gelişen uygulamalardır. “Siri” milyonlarca
insanın test etme süreci sonucu
sürekli güncellenen ve gün geçtikçe daha
akıllı ve mantıklı cevaplar verebilen bir
yazılıma dönüşüyor. Bir taraftan gelişen
robot teknolojisi diğer taraftan yapay
zekâ teknolojisi belli bir aşamadan sonra
birleştirilerek amaçlanan asıl hedefe ulaşılmış
olacak. “Siri”nin gelişmiş hali robot
teknolojisine entegre edilerek kullanılabilir.
Böylece gelecekte düşünebilen, kendi
kendine karar alabilen, gerektiğinde tepki
koyabilen robotlar görmek mümkün olabilecek.
Teknolojinin gidebileceği son noktayı
kestirmek oldukça güç… Ancak şu unutulmamalıdır
ki bilgisayarlar ya da robotlar
ne kadar akıllandırılırsa akıllandırılsın insanüstü
bir varlık olamayacağı bilinmelidir.
Teknolojiyi yapanın da kullananın da insanın
kendisi olduğu ve bu gerçeğin hiçbir
zaman değişmeyeceğini bilmek gerek.
Tüm bu teknolojiyi üretenin insanın kendisi
olduğu unutulmamalıdır.