M.Şerif Durmaz

HÜDA PAR’ın Siyaset Anlayışı - 3

23.12.2022 05:00:25 / M.Şerif Durmaz

Türkiye şartlarında siyaset yapmanın zor olduğu bir süreçte, önüne konulmak istenen engellere takılmadan ve hiçbir bahane üretmeden insan ve adalet merkezli siyasi yürüyüşünü sürdüren HÜDA PAR, memleket meseleleriyle alakalı olarak dile getirdiği hususlarla önemli çözümler ortaya koymaktadır.

HÜDA PAR’ın kuruluşundan bugüne üzerinde durduğu önemli konuların başında “adalet” vurgusu gelmektedir. HÜDA PAR, adaletin hiçbir şeye feda edilemeyeceğini ve herkese lazım olduğunu ifade etmektedir. Adaletin tesisini birinci öncelik olarak belirleyen HÜDA PAR, bu sebeple adaleti her meselede merkeze alınmasını gereken bir husus olduğunu söyler. HÜDA PAR, milletin öncelikli ihtiyacının adalet olduğunu vurgularken aslında önemli bir noktaya da temas eder. Çünkü bugün toplum yaşanan adaletsizliklerden çok ciddi manada şekva etmektedir.

Toplumda adaletsizliklerin artış göstermesi, nitelikli ve değerlerine bağlı bir neslin yetişmesinin önündeki en büyük engeldir. Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır. Adaletin olmadığı yerde insanların birbirlerine güveni azdır. Adaletin hâkim olmadığı toplumlarda nesil değerlerinden uzaktır. Bundan sebep bugün toplumun en büyük ihtiyacı adalettir. Bu açıdan HÜDA PAR’ın adalet vurgusu ehemmiyet arz etmektedir.

HÜDA PAR’ın adalet anlayışının toplumda hâkim olması demek, zulmün ortadan kalkması demektir. HÜDA PAR’ın adalet anlayışının ülkede hâkim olması demek, itibarı azalan siyaset kurumunun aslî fonksiyonuna dönmesi demektir. HÜDA PAR’ın adalet anlayışının toplumda ve idarecilerde hayat bulması demek, milletin selamete ermesi, haksızlıkların sona ermesi ve huzur ve refah ortamının oluşması demektir. Bu açıdan milletin ve memleketin aydınlık geleceği için bir bütün olarak tüm insanlık ailesinin HÜDA PAR’ın adalet anlayışına ihtiyacı vardır.

HÜDA PAR’ın kuruluşundan bugüne sürekli dile getirdiği ve parti programının girişinde yer verdiği diğer bir husus da, “insan” vurgusudur. HÜDA PAR her şart ve her ortamda insanın merkeze alınması ve her meselede insanın öncelenmesi gerektiğini savunur. HÜDA PAR’ın anlayışına göre dünya ve içindeki her şey Allah tarafından insanoğlunun ihtiyaçları için var edilmiştir. Ve Allah bu güzellikleri, bu nimetleri insanoğlunun hizmetine sunmuştur.

HÜDA PAR’a göre siyaset ahlaklıysa insanidir, dürüst bir şekilde yapılırsa insana hizmet eder. Bu konuda Genel Başkan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’nun dile getirdiği şu hakikatler çok önemlidir: “Ahlaktan soyutlanmış siyasetin insana ve topluma hizmet etmesi mümkün değildir. Seküler ahlak, temelsiz bina gibidir. Din ile siyaset arasına kalın duvarlar örenler, siyaseti ahlaktan mahrum bıraktıklarının farkına varmalıdır. Dini siyasetin emrine verenler de insanları dinden soğuttuklarını görmelidir. Bezm-i Elest’te verdiği sözü unutanlar, insanlara verdikleri sözü de unutmaya daha yatkındır.”

HÜDA PAR’ın üzerinde önemli durduğu diğer bir konu ise ailenin korunması, evliliğin teşvik edilmesi ve anneliğe hak ettiği değerin verilmesi konusudur. Topluma yönelik ifsat edici projelerin uygulanmasıyla birlikte aile kurumuna savaş açılmıştır. Toplumun aile yapısı ifsat edicilerin ortaya koyduğu düşünce ve mülahazalarla bozulmak istenmektedir. HÜDA PAR bu konuda çok önemli bir mücadele ortaya koymaktadır. Ailesiz bir toplumun oluşması için imkânlarını seferber eden şer güçlere karşı HÜDA PAR yaptıklarıyla ve dile getirdiği hakikatlerle karşı gelmektedir.

HÜDA PAR ailesiz bir toplumun oluşmasını isteyenlerin projelerine karşı şunları dile getirmektedir: “Bir yandan aileyi değersizleştiren çalışmalar hız kazanırken diğer yandan da sapkın ilişkileri meşrulaştırmaya yönelik propagandalar serbest bir şekilde yapılabilmektedir. Aileyi ve toplumu ifsat ederek yeniden dizayn etme hakkını kendinde gören batılı güçlere karşı durmak, insanlığımızın ve inancımızın bize yüklediği bir sorumluluktur. Bu sebeple batı menşeli yasalardan bir an önce kurtulmamız elzem hale gelmiştir. Örneğin, sözde kadını koruma bahanesiyle imzalanan İstanbul Sözleşmesi yürürlükte kaldığı süre içerisinde boşanmaları, kadına yönelik şiddet ve cinayetleri artırdı. Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında cinsel sapkınlıklar normalleştirilmeye çalışıldı. Geç de olsa zararı anlaşılan ve vazgeçilen bu sözleşmenin yansımaları halen devam etmektedir.”

HÜDA PAR ifsat edici sözleşme ve projelere karşı duruşunu sürdürmeye devam etmeli, toplumun aydın insanları, yazar ve çizerleri de iktidardaki inançlı yöneticiler de HÜDA PAR’ı takip etmeli, dile getirdiği hakikatleri dinlemeye devam etmelidir.

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar