14 aydır soykırım devam ediyor Gazze’de. İnsanlıktan nasipsiz işgalci güruh vahşi yöntemler kullanarak kardeşlerimizi katletmeyi sürdürüyor. Maalesef ki İslam ülkeleri tarafından katliamlara karşı gerçek anlamda bir duruş sergilenmedi şimdiye dek. Harabeye çevrildi güzel şehir Gazze, her taraf enkaza döndü şirin memleket Gazze’de. Vahşi düşman topyekûn bir saldırıya geçmiş durumdadır. Askeri anlamda bir başarı elde edemeyen düşman, sivil asker demeden, kadın çocuk ayrımı yapmadan, hastane, okul, üniversite ayırımı gözetmeden, her tarafı gözü dönmüş bir şekilde bombalıyor. Suçları her geçen gün kabaran düşman, Gazze’de soykırım yapmayı sürdürürken, Lübnan’ı da Gazze gibi bombalamaya devam ediyor.
İlk zamanlarda toplumun gündeminde daha fazla yer ediniyordu Gazze. Şimdilik ise tam anlamıyla gündemde değil. Düşman saldırı ve katliamlarını devam ettirirken sivil tepkiler ne yazık ki azalmış durumdadır. 7 Ekim sonrasında yaşanan soykırıma karşı dünyanın farklı coğrafyalarında insanlar meydanlara inerek ve işgalci katillerin yapmış olduğu saldırıları telin ederek bu saldırıların bir an evvel durması için çağrıda bulunuyorlardı. Türkiye’de de hemen birçok şehirde Gazze ile ilgili etkinlikler, mitingler, programlar tertip ediliyordu. Ama şimdilerde ise tepkiler çok azalmış durumdadır.
Bilinmeli ki Gazze’de yaşanan hakkın ve batılın savaşıdır. Bir tarafta toprağı için, kutsalları için ve ümmetin namusu için mücadele eden direniş hareketleri; diğer taraftan ise tüm batı ülkelerinin desteğini almış, ABD gibi bir emperyal ülkenin bütün imkânlarını kullanır hale gelmiş ve sözde ordusunu son teknolojilerle donatmış bir işgalci çete. Gazze’de tarafların şartları kesinlikle eşit değildir. Direniş hareketleri imkânsızlıklar içerisinde mücadelelerini aralıksız bir şekilde sürdürüyorlar ancak imkânları o kadar kıt ki, şartları o kadar zor ki. Buna rağmen beyaz bayrak çekmeden, zalim düşmana diz çökmeden Bedir ashabı gibi direniyorlar.
Bundan eminiz, Gazze’de mücahitlere yardım eden Allah’tır. Gazze’de mücahitleri ayakta tutan sahip oldukları sarsılmaz imandır. İmanları direnişlerini daha da kavî ve kuvvetli hale getiriyor. Allah direniş hareketlerinin yar ve yardımcısı olsun, attıklarının tümünü isabet ettirsin. Onlar Allah’a tam bir teslimiyetle iman etmiş Müslümanlardır, onlar şehadeti bir kazanç olarak gören cihat meydanlardaki korkusuz mücahitlerdir. Onların ortaya koymuş olduğu mücadele ve verdikleri bedel Filistin davasının kurtuluşunu yakınlaştıracak ve büyük suçlar işleyen işgal çetesinin yok olup tarihe gömülmesine vesile olacaktır.
Zulmedenler hiçbir zaman gerçek anlamda başarı elde edememişler, muvaffak olamamışlardır. Tarih buna şahittir. Zalimler er ya da geç yaptıklarının bedelini ödeyeceklerdir. Zira biliyoruz ki Allah hiçbir zaman ihmal etmez ancak imhal eder. Evet, Gazze’de süren mücadele büyük bedellerin ödenmesine sebebiyet vermektedir. Zaman geçtikçe direniş hareketlerinin şartları da zor hale gelmektedir ancak buna yakinen iman ediyoruz ki Gazze’de kazanan mücahitler olacaktır. İman etmiş Filistinli Müslümanlar insanlığın yüzkarası siyonistlere karşı galip gelecektir. Kassam Sözcüsü Ebu Ubeyde’nin her konuşmasının sonunda dile getirmiş olduğu gibi; bu bir zafer ya da şehadet cihadıdır. Her iki neticede de kazançlı çıkacak olan mücahitler olacaktır.
Düşmana karşı sarsılmaz bir imanla direnen mücahitlerin ortaya koymuş olduğu emsalsiz kahramanlıklar tarihe altın harflerle yazılmıştır. Tarih Yahya Sinvarları, İsmail Heniyyeleri, Salih Arurileri ve yaşayan şehitler Muhammed Daif ve Ebu Ubeydeleri asla unutmayacaktır. Bugünün gerçek kahramanları onlardır, unutulmayacaklar onlardır. Tarih onları unutmayacağı gibi onları yalnız bırakan İslam ülkelerini ve yöneticilerini de unutmayacaktır.