Mehmet Zülfi Tan

DAYIN VAR MI?

12.12.2013 09:05:00 / Mehmet Zülfi Tan
Bugün meydana gelen bazı tahliyeleri görünce bundan on üç yıl ötesine gittim.

Yıl ikibin. Aylardan Ocak. Türkiye`nin her tarafı karla kaplı. Hava buz gibi. Ama bizim kanımız kaynıyor. Kalbimiz son hızla çarpıyor. Bir kulağımız televizyonda, bir kulağımız kapının zilinde. Bir gözümüz kapıda, diğer gözümüz sokakta. Ha geldi ha gelecekler. Türkiye genelinde Hizbullah operasyonları var.

Her birimiz ülkenin değişik yerlerinde normal hayatını idame ederken, İstanbul Beykoz`da yapılan bir operasyonun sonucunda hayatımız altüst oluyor. Bir anda kendimizi operasyonların içinde ve gözaltında buluyoruz.

Eve yapılan operasyon, evin altını üstüne getirmeleri, evin sobasındaki küllere varıncaya dek halıya dökmeye kadar olanları geçtik. İlçedeki karakolda yapılan işlemden sonra, doğru il terörle mücadele birimine.

Gözlerimiz kapalı sıra sıra dizilmişiz, hücrelere götürülüyoruz. Sorgu sırasını bekliyoruz. Nihayet demir kapının sürgüsü açılıyor ve anadan üryan soyup sorguya götürüyorlar.

En çok merak ettiğimiz mesele acaba bizim hakkımızda ne türlü bilgilere sahipler. Arkadaşlarımızdan kimleri bilip kimleri bilmiyorlar. Bizlere neler soracaklar. Aklımızdan bu gibi bin bir türlü sorular geçe dursun sorgucu ilk sorusunu soruyor.
-Dayın var mı?

-Var abi. Dört dayım var.

-Ankara`da dayın var mı oğlum?

-Hayır abi. İkisi İstanbul`da ikisi köyde kalıyorlar.

-Onları sormuyorum oğlum, Ankara`da tanıdığın Milletvekili, bürokrat, asker var mı?

-Yok abi.

- Götürün bunu işkence odasına!

Allah`ım sen yardım et.

Bu ülkede eğer dayın varsa o zaman her suçu işleyebilirsin.

Bu ülkede eğer dayın varsa, sen kanunlar üstüsün. Çünkü bu ülkede üstünlerin hukuku var.

Bu ülkede dayın yoksa o zaman senin var olan hakların da elinden alınır. Sen haksız bir adamsın. Çünkü dayın yok.

Bu ülkede dayın yoksa sen bir hiçsin.

Bu ülkede dayın varsa mahkemeler sadece göstermeliktir.

Bu ülkede dayın varsa her türlü yolsuzluk senin için yol olur.

Bu ülkede dayın varsa yaşadın. Yoksa ölümlerden ölüm, işkencelerden işkence beğen. Anadan doğduğuna pişman olursun.
Ne yazık ki on üç yıl aradan geçti hala aynı mantığın izleri devam ediyor.

Dayısı olanlar hükümeti devirmek için çalışmışlar, binlerce adamı öldürmeye karar vermişler. Adam öldürmüşler darbeye zemin hazırlamak için. Bu işin plan ve programını yapmışlar, onlar darbeyi yapamadan hükümet onlara darbeyi indirmiş. Adamların dayıları olduğu için daha beş yıl geçmeden çıkmaya başladılar. Yahu hani bunlar on, yirmi, otuz yıl ceza almışlardı? Hani bunlar mahkeme başkanlarını öldürmüşlerdi, darbe yapacaklardı?

Sen ne diyorsun kardeşim bunların Ankara`da dayıları var. Bunların derinlerde dayıları var. Bırak Türkiye`yi, bunların Amerika`da İsrail`de dayıları var.

İşte, hala hal aynı hal. Dayın varsa kanunlar seni bağlamaz. Çünkü bu ülkede dayıların hukuku geçerli.

Tabi bizim de dayımız olmayınca camide kuran dersi vermek, evlerde dini sohbetler yapmak, dini kitap bulundurmak, böylece laik anayasal düzeni yıkıp yerine şeri esaslara dayalı bir düzen kurmaktan her birimize 12.5 yıl ceza verdiler. Çektiğimiz işkenceler ise yılların yanında vız gelir.

Yıl oldu 2008, biz hala dayısızız, bir operasyon daha, yine aynı suçtan, yine dayısızlıktan, tekrar aynı cezayı bir daha verdiler. Ne diyelim dayısızlığın gözü kör olsun.

Ah dayı neredesin? Gözaltında yetişemedi ise, savcılıkta yetişir, olmadı hakime ulaşır, o da olmadı özel yetkili mahkemede halleder, olmadı Yargıtay`da işi bitirir. Hadi oda olmadı diyelim canım Anayasa Mahkemesi ne güne duruyor. Bak daha cumhurbaşkanına çıkmadım! Okyanus ötesine ulaşmadım. Birde o var.

Ah dayı sen nelere kadirmişsin?
 
Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar