Orta Doğu’nun tam göbeğinde yer alan Kudüs ve civarı, üzerinde farklı dinlerin ve medeniyetlerin yaşandığı bölge olduğu için aynı zamanda insanlığın çekişme ve çatışma alanı olmuştur. İnsanlık tarihi boyunca yeryüzünün en iddialı en kanlı ve kavgalı toprağı olmuştur. Ancak bu topraklar tevhid ehlinin dışında kimseye yar olmamıştır.
Nice büyük ordular, oraya girmiş, nice medeniyetler oraya hükmetmiş, ama kısa bir sürede çökmüş, bir daha sağlam oradan geri çıkamamıştır. Babilliler, Romalılar, Bizanslılar/Haçlılar, İngilizler ve Siyonistler… Hepsi büyük hayallerle girmiş, ama hiçbirisi umduğuna eremeden terk etmek, çekip gitmek zorunda kalmıştır.
Şimdi bu ham hayallerle yaşayan Siyonistler de gün sayıyor. Onların da yakında güneşi batacaktır. Şimdiden söylüyorum! Onlar da bir gün pılını pırtısını toplayıp gideceklerdir. Şu an terör şebekesi israil ordusu, bütün aveneleriyle, yandaşları ile birlikte büyük bir çıkmaza girmiş bulunmaktadır. Gazze’de bir adım ileri, iki adım geri dansı yapmaktadır.
Kendi iç ihtilafı şiddetlenmiş, dış baskılar artmış, cepheden hiçbir olumlu haber alamama çıkmazına girmiştir. Bugüne kadar sadece dört esirini kurtarabildi, ama onlarcasını kurban verdi. Gazze diye bir yer kalmayacaktı, şimdi ise yaktı yıktı ise de geri çekilmek zorunda kalmıştır. HAMAS diye bir yapı da kalmayacaktı. Şimdi onunla müzakere masasına oturmuş bulunmaktadır.
İşin Siyonistler açısından en acı ve en ilginç yanı ise, HAMAS’ın şartlarını tıpış tıpış kabul etmek zorunda kalmıştır. Bu nasıl bir çaresizlik ve ne müthiş bir çıkmaz… Siyonist şebeke hayatında böyle çıkmazı yaşamamış ve böyle bir kapana yakalanmamıştı. Eğer akıllanıp acil bir ateşkese yanaşmazsa bu kapan onu daha da yutacak, bu yeraltı tünelleri onun anasını ağlatacaktır.
Şu an Netanyahu, işi nasıl bırakıp kaçacağının hesabını yapıyor. Acaba bırakırsa akıbeti ne olacak… Uluslararası Adalet Divanında yargılanma süreci devam ediyor, yakalanma kararı bile çıkmıştır. Hükümetinin düşmesiyle yakalanması an meselesidir. İç muhalefet ise, bu şekilde faturanın tamamen onun adına kesilmesiyle bir nevi kurtulmak istiyor.
Gazze sadece Siyonistlerin değil, Amerikan’ın da uykusunu kaçıran kâbusu ve çıkmazıdır. Biden’in ilk başta koşar adımla israil’e yetişip Netanyahu’nun sırtını sıvazlayarak arka çıkması, akıllı zekâdan, en ağır mühimmatlara kadar koşulsuz desteğini açıklaması, onu bin pişman etmiştir. Şimdi işlediği suçu üzerinden atmak için ateşkes havarisi olarak görünüyor. Ama heyhat! İçine girdiği bu çamurdan sağlam çıkamayacaktır.
Tabi ki, Avrupa devletleri ve özellikle İngilizler de israil’e verdikleri koşulsuz desteklerinden dolayı aynı sancıyı çekiyor. Fransa’daki son seçimlerin sonuçları Makron’u şok etmiştir. Aynı akıbet Birleşik Krallık ve Almanya’yı bekliyor. Bunlar bir çıkmaza girdiklerinin farkında, ama israil’e diyet borçları olduğu için katlanmak zorundalar.
Aynı şekilde Müslüman ülkelerin bir kısım yöneticileri de bu krizden payını almış bulunuyor. İsrail ile normalleşme sürecini daha tamamlamadan HAMAS denilen bir örgüt, bütün hayallerini yıktı bitirdi. Bunlar HAMAS’ın kısa sürede yok olacağını beklerken şimdi ateşkes ve arkasından Filistin bağımsız devletinin kuruluşu gündemde.
Hey Allah’ım! Bu nasıl bir çıkmaz, bir krizdir! Kral efendileri ansızın yakalayan… Hemen yanı başlarında İslam şeriatını referans alan Filistin’de bir İslami devletin kurulması onların hesaplarını altüst eder. Zaten halklarında içten içe kaynayan bir öfke var. Şayet bir yerde kıvılcım çaksa, seri halinde rejim değişikliği kaçınılmaz olur. Mevla akıbeti Müslümanların hayrına olacak şekilde gelişmeler nasip ve müyesser eylesin.