Bu iki ruh halinin aynı insanda bulunması ne kadar mümkün? Ama aynı insanda değil de bu ülkede yaşayan insanların bir kısmında fetih ruhu bir kısmında beka kaygısı olabilir.
Diyeceksiniz ki ebedilik, devamlılık anlamındaki beka kelimesi nasıl olur da kaygı olabilir? Unutmayalım ki olumlu anlama sahip olan bu kelime aynı anda içinde zıddını da barındırır. Yani siz bekadan, baki olmaktan bahsediyorsanız yıkılıp yok olma ihtimalinin de söz konusu olduğunu akla getirir.
Sonra, yıkılıp yok olmanın birinci aşaması olarak da bölünüp parçalanma gündeme gelir. Yani bir yanda fetih ruhuyla birlikte beka, öbür yanda bölünme korkusu.
Dikkat ederseniz bizim ülkemizde bu iki duygu da yaşanmaktadır.
Yıkılmak, zevale ermek bireyler için geçerli olduğu gibi ülkeler için, medeniyetler için de geçerlidir.
İstanbul’un fethini idrak ettiğimiz şu günde bunlardan ağırlıklı olarak hangi ruhu taşıdığımıza dikkat etmeliyiz.
Eğer dışımızdaki mağdurları, mazlumları, kanları ve alın terleri sömürülenleri düşünüyorsak, onların dertlerini kendimize dert ediniyorsak müjdeler olsun bizlerde fetih ruhu vardır.
Yok eğer; yarın ne yapacağız ne yiyeceğiz ne içeceğiz, halimiz ne olacak düşüncelerine gömülmüşsek iyi bilelim ki bizim bir beka sorunumuz vardır. Allah korusun artık bölünmeyi de bekleyebilirsiniz, tarih sahnesinden silinip gitmeyi de.
Seçimin neticelerinden de bu anlamda bir şeyler çıkarabilirsiniz.
Acı olan nedir biliyor musunuz? Dünyada ve özellikle yakın çevremizde mazlumlar gözünü bize çevirip bizden bir şeyler beklediği bir günde bizim beka sorunu yaşamamız, bölünme sendromu yaşamamızdır.
Önceki gün Diyarbakır’ın fethi bugün İstanbul’un fethini bu anlamda düşünüp değerlendirmemiz ne güzel olur.
Mübarek olsun koca İstanbul’umuzun fethi, ruhları şâd olsun fetheden Kumandanın da o Kumandanın ordusunun da.