Müslümanlar olarak ilk firavundan bu yana bütün dönemlerin firavunlarının hiç yabancısı değiliz.
Rabbimiz sembolik olarak Musa’nın firavununu en ince noktasına kadar bize anlatmış, bundan sonraki her dönemde ve her yerde firavunların zuhur edebileceğini, zuhur etmekten de öte mantar gibi kaynayacağını haber vermişti.
Bu yüzden o mel’unun ismini peygamberlerden daha çok dile getirmiş, karakterini, sıfatlarını, gidişatını ve hile yollarını en ince detayına kadar bizim gözlerimizin önüne sermiştir ki, bu Rabbimizin inananlara ayrı bir lütfu ve iyiliğidir.
Biz de Musa’nın firavunuyla birlikte her dönemin ve özellikle kendi dönemimizin firavununu tanımışız ve insanımıza tanıtmaya çalışmışızdır.
Ne gariptir ki Musa’nın firavunu gibi günümüzün en önemli firavunlarından birisi olan Sisi de aynı karakterle, aynı özelliklerle aynı memlekette zuhur etmiştir.
Musa’nın firavunu gibi o da ümmetin gençlerini, erkeklerini katlederek sürdürüyor görevini. Hatta daha da alçaklaşarak ümmetin bayanlarından da idamlıkların sırada beklediğini, hamileliklerin sonunda infaz edilecekleri söyleniyor. Yani bu şerefsiz Sisi, Musa’nın firavununu da sollayacak bu gidişle.
Müslümanlar için daha acı olanı, İslam coğrafyasının dört bir yanında aynı anda firavunların ortaya çıkması, her birinin firavunluklarını icra ediyor olmasıdır. Körfez ve civarında mantar gibi firavun kaynadığına şahitlik ediyoruz.
Ve bu firavunların birbirleriyle planlı ve paralel bir şekilde hareket ettiklerine de şahitlik ediyoruz.
Geçmiş dönemlerde her firavun kendi beldesinde icra ederdi firavunluğunu. Bizim dönemimizin firavunları oldukça koordineli, dayanışma halinde, biri birini destekler durumdalar.
Ayrıca ümmetin başına çöreklenmiş bu firavunlar dünya çapındaki öteki firavunların maşası ve taşeronu olarak çalışıyorlar.
Bu da yetmiyor, şu anda Mısır’da olduğu gibi içerinin ve dışarının bütün firavunları bir araya gelmiş durumda.
Artık hiç birisi maske kullanmaya gerek duymadan, katilliklerini gizleme yoluna gitmeden, uyanmakta olan İslam ümmetine karşı yürüttükleri savaşı kamufle etmeden işte orta yerde dikilmekteler.
Bu durumda ne yapabiliriz? Firavun Sisi’yle birlikte Körfezin bütün firavunları, onların yanında da emperyalist batının bütün zalim liderleri saf tutmuş durumda.
Benim çizmeye çalıştığım ve sizin de zaten izlediğiniz bu resim belki bütün yollarımızı tıkıyor, bütün ümitlerimizi kırıyor gibi. Rabbim bizleri ümitsizlikten muhafaza buyursun.
Fakat öbür taraftan da bize öyle bir ümit veriyor ki; Bu ümmet toptan uyanacaksa eğer ancak böyle net ve berrak bir resim karşısında uyanabilir.
Şu sahnelere bir bakar mısınız; bir yanda söz konusu bütün firavunlar tek safta buluşmuş sırıtıp duruyorlar.
Öbür yanda da son olarak şehadete yürüyen nur yüzlü dokuz güzel Müslüman genç.
Daha da önemlisi bu nur yüzlü şehitlerin anneleri, eşleri ve minnacık çocuklarının tarihin vicdanını uyandıracak görüntüleri.
Allah’ın izniyle bu ümmet bundan kesinlikle bir netice alacaktır.