Rim, Arapçada küçük ceylan anlamına gelir. Araplar bu ismi küçük kız çocuklarına verir. Bizim çocuklarımıza Xezal, ceylan isimlerini verdiğimiz gibi. Ama biz 3 yaşındaki küçük şehide Rim’i, dedesi Halid Nebha’nın ona “Ruhumun ruhu” diye seslenirken, gözlerinden öpüp küçük şehidesi ile vedalaşırken tanıdık. Rim, bu yönüyle Gazze katliamının sembol isimlerinden oldu.
Katliamın sembol isimlerinden biri de ZİM idi. ZİM kelimesi son günlerde en çok duyduğumuz kelimelerden biri oldu. O da İbranice’de “Gemiler” anlamına geliyormuş. Gazze soykırımı başladığında şirket bütün gücü ve imkânlarıyla israilin arkasında duracağına dair açıklama yapmıştı.
Türkiye’den israile mal taşımakla gündemimizi işgal eden dünyanın en büyük ve en kirli 20 konteynır taşımacılığı yapan şirketinden biri ZİM.
Genel Merkezi Hayfa olan bu şirket, 1945 yılında Yahudi Ajansı, Histadrut İşçi Federasyonu ve israil Denizcilik Birliği tarafından kurulmuş. Bugün, israilin uluslararası kargo nakliyat şirketi olan ZİM, kurulduktan sonra ilk işi gemileriyle Avrupa’dan Filistin’e Yahudi taşımak olmuş. 1948 yılında Filistin toprakları işgal edildiğinde de gemileriyle gerekli malzemeleri taşımış. Bir dönem bütün çalışanlarının israil terör çetesinin yedek subaylarından müteşekkil olduğu bir şirket ZİM. Kirini bütün okyanusların temizleyemeyeceği bir şirket ZİM.
Bizdeki şirket tanımı: “Şirket, iki veya daha fazla kişinin bir araya gelerek mallarını müşterek bir amaçla birleştirmeleri sonucu ortaya çıkan ticari işletme” şeklindedir. Buradan hareketle ZİM, çok sayıda siyonistin mallarını siyonistlerin amaçları doğrultusunda seferber etmiş olduğu bir şirkettir.
Kısacası ZİM demek, israil demek, ZİM demek, katliam şebekesinin finansörü demek, ZİM demek kan ve barut demek, ZİM demek kardeşlerimizin katili demek…
Bizim gördüğümüze göre israile mal taşıyor. Öte yandan bize anlatılanlara göre de Filistin’e mal taşıyor. Allah aşkına sicili böyle olan bir şirket, Filistin’e, Müslümanlara mal taşır mı?
ZİM’e tepki gösteren vatandaşlara karşı hükümete yakın çevreler Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın: “Türkiye’nin israil ile ticarete yönelik olarak gümrük sistemi tamamen kapalıdır” sözünü ve sözün devamını protestoculara göstererek, israil ile ticaretin olmadığına, malların Filistin’e gittiğine dair delil olarak sunuyorlar. “Boşa düştüler” diyerek ya kendilerini ya da bizi kandırmaya çalışmaktadırlar. ZİM’i perdeleyecek açıklamalar yapmaktadırlar.
Filistin’e mal girişinin Mısır ve Ürdün üzerinden o da terör çetesinin istediği miktarda ve istediği şekilde olduğunu biliyoruz. Mersin’den kalkıp Hayfa limanına mal taşıyan geçmişini bildiğimiz, siyonistlerin hamuruyla yoğrulmuş ZİM şirketinin gemilerinin Filistinlilere gıda, erzak taşıdığını söylemenin aklımızla alay etmek olduğunu bu aklı evveller bilmiyor mu?
Şu bilinmelidir ki, ZİM’den yana tavır koymak, Türkiye’de çalışmasına alan açmak, ZİM’e göz yummak, küçük şehidemiz Rim’in şahsında bütün Filistinlilere, Gazze direnişine, İsmail Heniyye’ye, Yahya Sinvar’a, katledilen çocuk ve kadınlara kısaca bütün Müslümanlara hakarettir. Bu vebali kimse taşıyamaz. Böylesi kirli bir leke ile kimse tarihe geçmemelidir.
Öyle zannediyorum ki, kamuoyunun bu ciddi tepkisinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla ilgili tatmin edici bir açıklama yapar. Allah’tan dileğim: “Devlette devamlılık esastır, biz burada devlet yönetiyoruz devlet! Devletler duygularıyla hareket etmez, menfaatleriyle hareket eder. Ekonomik çıkarlarımız her şeyin üstündedir” türü bir açıklama yapmaz.
Rahmetli Abdurrahim Karakoç’u anarak bitirelim:
Beden ölür çürür cana bakın siz
Kim kiminle yürür ona bakın siz
Bırakın dönsün dönme dolaplar
Haktan, hakikatten yana bakın siz.