Bildiğiniz gibi hafta içinde İran, israili birçoğumuzun ismini ilk kez duyduğu ses hızının beş katı hızla hareket edebilen, hızı saatte altı bin kilometreyi aşabilen hipersonik füzelerle vurdu. Ve ardından binlerce yorum…
Danışıklı dövüş diyen oldu, tiyatro diyen oldu, füzeleri teneke olarak nitelendiren oldu, içleri boş diyen oldu, harp başlığı olmayan füzelerle saldırdılar diyen oldu, bu füzeler etrafa zarar vermedi sadece çukur açtı diyenler oldu, zarar vermeyecek şekilde ayarlanmışlardı diyen oldu, klasik gösteri diyen oldu, tarlaya boş arazilere düştü diyen oldu, MOSSAD karargâhına düştü diyen oldu, hangarlara düştü çok sayıda F-15, F-16, F-22’lerin isabet aldığını söyleyenler oldu. Aklınıza ne geldiyse söylendi.
Müslümanlar, yetmemiş olacak ki, amip gibi sosyal medyada da İran’a arka çıkan ve İran’ı alaya alan Müslümanlar olarak bir parça daha bölündüler. Olayları böyle bir özet geçtikten sonra size bir fıkra anlatalım.
Sıcak bir yaz gününde bir ayı, büyük bir kayanın dibinde dinleniyormuş. Yukarıdan onu gören tilkinin aklına bir şeytanlık gelmiş. Öldürmek kastıyla büyük bir taşı yukarıdan ayının üzerine bırakıvermiş. Ancak taş isabet almamış, ayının hemen yanı başına düşmüş. Yeni uykuya dalmış olan ayı korkudan altını kirletmiş. Kafasını kaldırdığında tilkiyi görmüş. Onun işi olduğunu hemen tahmin etmiş ve onu kovalamaya başlamış. Uzun bir kovalamacadan sonra ayı tilkiyi yakalamış. Tilki ifadesini hazırlamıştı. Tilki ne söylerse beğenirsiniz: “Vallahi sana şaka yaptım. O kayayı şakacıktan, sana takılmak amacıyla attım.” demiş.
Ayı hiç sesini etmemiş, tilkinin kulağından tuttuğu gibi olay mahalline/dinlenmiş olduğu ve altına yaptığı yere getirmiş. Tilkinin kafasını korkudan yaptığı pisliğinin içine sokup sormuş: “Bu şaka işi mi he! Bu şakacıktan yapılır mı?”
İran’ı beğenmeyebilirsiniz, mezhepçi diyebilirsiniz, yayılmacı diyebilirsiniz, her şeyi diyebilirsiniz ama şakacıktan yaptı diyemezsiniz…
Yoksa İran kulağınızdan tutup sizi olay mahalline götürecek, başınızı 15 metre derinliğindeki çukurlara sokup ayının sorusunu soracak.
Vakti zamanında ne demişti AK Partili Ali İhsan Yavuz: “Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu”…
Biz de oradan esinlenerek bir şey söyleyelim: “Hiçbir şey olmasa bile İran yerlerde sürünen prestijini bir nebze dahi olsa kurtarmış oldu.