Kendisini “Kendini analiz edebilen, yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti” olarak nitelendiren AK Parti, seçim sonuçlarını derinlemesine analiz etmek için bir anket yaptırmış. Seçmenin AK Parti’den uzaklaşmasının sebeplerini araştırmış. Sandığa gitmeyen seçmene, sandığa gitmemelerinin nedenlerini sormuş. AK Parti’nin işine yarayabilir diye biz de bir anket, bir araştırma yaptırdık ve şu sonuçlara vardık:
AK Parti artık ruhsuzdur, ruhsuz olunca ziruh değildir, zişuur da değildir. İsteyen bunu Erdoğan olarak da nitelendirebilir artık bir beynin kontrolünde hareket etmiyor, kumanda ediliyormuş gibi bir hali vardır.
AK Parti, “Aslımıza, köklerimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız” demiştir ama sarılmanın ziruhun, ruh sahibinin özelliklerinden olduğunu unutmuş gibidir.
Ziruh ve zişuur olmadığı için yarıştığı son seçimde “Çıkmışın yenmiş, çıkmışın yenmiş, çıkmışın yenmiş” halkasının kırılmış olmasından hala habersizdir.
AK Parti, artık ruhsuz olduğu için son seçimde hem sahasında hem de deplasmanda yediği gollerden habersizdir. Haberdar olsaydı sahasında “ıstakoz” gezinmezdi.
AK Parti, artık ruhsuz olduğu için, emeklinin açlıktan emeklediğinden, farelerin emeklilerin evlerini terk ettiğinden habersizdir.
Yine ruhsuz olduğu için vatandaşın sabrının bir sınırının olduğunu, uysal seçmenin çiftesinin pek olduğunu anlamamıştır.
AK Parti: “Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan muhasebe ve murakabe merceklerini partinin her noktasına tutacağız” demiştir ama Türkiye’de Dicle ve Fırat’tan sonra İsraf Nehri’nin de akmaya başladığını, bunu görmek için merceğe ihtiyaç duyulmadan çıplak gözle de görülebileceğini anlayamamış, bu nehrin sularının altında çok kişinin kalabileceğini kestirememiştir.
AK Parti, ruhunu kaybettiği için genel başkan yardımcısı, yani Erdoğan’ın yardımcısı sıfatını taşıyan Mustafa Şen’in; “Biz hayvanların memleketine geldik. Bu gezegen onlarındı. Onlara evlerinde yaşayacak imkân bırakmadık. 200 köpek arkadaşım var. Arabamın bagajında mama taşıyıp onları besliyorum” sözünün seçmeni bırakıp oy kullanma salahiyetlerinin olmadığı köpeklerden oy istemek anlamına geldiğini, yanlış arkadaş seçimi yapıldığını ve bunun kötü sonuçları olacağını kestirememiştir.
AK Parti, Kürtlerin AK Parti’nin “AK”ını işittiklerinde kendilerinden “bin ah” işitildiğinden habersizdir.
AK Parti, resmen olmasa da hükmen, azınlığın iktidarı olarak, ikinci parti olarak iktidarda olduğundan habersizdir.
AK Parti için söylenen “Fabrika ayarlarına dönmesi lazım” sözü yersizdir. Çünkü fabrikanın kendisi bozulmuştur.
Yine ruhsuz olduğu için artan fuhşiyattan haberdar olmadığı gibi artan fahiş fiyat vakalarından da habersizdir.
Neden böyle ruhsuz oldu? Çünkü seçimlerin Azrail’i olan seçmen, geçen seçimde şah damarından yakalamış ruhunu kabzetmiştir.
AK Parti’nin şaşaalı dönemlerine dönmesinin tek bir yolu vardır o da ruh naklidir. Tıbben ruh nakli mümkün olmasa da siyaseten bu mümkündür. AK Parti’de böylesi siyasi bir doktor var mıdır ondan da biz habersiziz.