Hüseyin Kaya

ATATÜRK TESTİ

16.11.2017 07:25:00 / Hüseyin Kaya

Bu seneki 10 Kasım, geçen senelere göre hayli farklı geçti.

Erdoğan`ın ilk adımı atması sonrası Ak parti teşkilatları seferberlik halinde “Atatürk`ü anma ve anlama” yolunda adımlar attılar ve projeler geliştirdiler. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bundan sonraki sürecin bu minvalde olacağının ipuçlarını da verdi:

"Birileri çıkmış biz Atatürk'e Atatürk dedik diye bir sürü senaryolar yazıyor. Adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise bizim bunu ifade etmemizden daha doğal ne olabilir. Ruhu faşist, söylemi Marksist çevrelerin tekeline mi bırakacağız?"

Kemalist çevreler Ak partililere, “Yolunu tam bulamamış tevbekarlar” muamelesi yapsa da bu kimsenin hızını kesemiyor. Erdoğan`ın ifadesinden yola çıkarak “Atatürk`ü Atatürkçülerin tekelinde bırakmama” amacıyla her gün yeni adımlar atıyor.

Perinçek ve taifesi bu konuda Erdoğan`ı destekliyor. Hem ulusalcı hem de Marksist bir söyleme sahip olanlar da bunlar. Peki, buna rağmen Erdoğan “Ruhu faşist, söylemi Marksist çevreler” derken kimleri kastetti dersiniz?

***

Atatürk ile ilgili tartışmalara pek tabii olarak Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizim dışımızda dünyanın da ortak değeridir. Zaman zaman eleştiriler yapıldı. Camileri kapattılar, bir sürü laf. Bunlar rivayetler, yok böyle bir şeyler. Kızgınlıklarını bu rivayetlerle götürmeye çalışıyorlar.

Emin olun şunu merak ediyorum; Siz tarih de mi bilmiyorsunuz? Tarihi de mi okumuyorsunuz? Nasıl oluyor da siz bunları ifade edebiliyorsunuz? Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları olmasaydı bizim minarelerimizde 5 vakit ezan okunur muydu? Bu gerçeği herkesin bilmesi lazım.”

Önce şu ezan meselesine kısaca değinelim.

Ortada bir saptırma var. İşgallerde ezanlar susturulmadı ki. Ama cumhuriyetin batıcı zihniyeti ezanın ruhunu ortadan kaldırarak “Türkçe ezan” rezaletini dayattı. Buna karşı çıkanlar işkenceye uğradı, hapse atıldı.

Gelelim camiler meselesine…

Camilerin bir kısmına askeri amaçlarla el konulduğuna, bir kısmının satıldığına ve başka amaçlarla kullanıldığına, bir kısmının yıkıldığına dair o kadar çok belge ve bilgi var ki hangi birini sayacağınızı bilemiyorsunuz. Merak edenler ve belge görmek isteyenler için bir internet linki vereyim: http://belgelerlegercektarih.com/tag/ataturk-cami-kapatti-mi/

Buna rağmen nasıl oluyor da Kemal Kılıçdaroğlu bunları söyleyebiliyor?

Sanırım bu soruyu “Atatürk`ü ortak değer” olarak sunanlara sormak lazım.

***

 Halk TV canlı yayınına katılan gazeteci Yılmaz Özdil, kimsenin aklına gelmeyen bir öneride bulundu:

"Atatürkçüleri nasıl anlayacağız diye çok sevdiğim bir tarif var. Paranın gerçek olup olmadığını anlamak için ışığa tutuyoruz. İçinde Atatürk varsa o para gerçektir. Dolayısıyla insanları da ışığa tutmamız lazım. İçinde Atatürk geçmeyenler..."

Önce Yılmaz`a şunu söylemek istiyorum: “Bizim öyle bir sorunumuz yok, çünkü Atatürkçü değiliz. Senin testinden bu nevzuhur Atatürkçüler korksun.”

Tabii bu arada herkes, Atatürkçülere yaranmak isteyenlerle ya da “biz haklı çıktık” havasındaki Atatürkçülerle ilgileniyor da bir şey gözden kaçıyor. Duası, ritüelleri ve tevbesiyle belirgin bir din olan Kemalizmin diğer dinlerde bulunmayan keskin özelliği…

Mesela İslam`a göre iman için aslolan söz ve kimi davranışlardır. Hatta bazıları davranışları bile bir tarafa bırakıp iman için sözün yeterli olduğunu söylemişlerdir.

İslam, Müslüman olmayanları Müslüman gibi davranmaya zorlamıyor; ama kimi “insani” sınırlamalar getiriyor. Yani “insan” olmak, şeriatın yaptırımlarından emin olmak için yeterlidir.

Ama Kemalizm öyle değil.

Herkesi Kemalist olmaya söz ve fiillerle zorluyor. Mesela bir dinin 1400 yıllık geleneğini reddedip insanları “Türkçe ezan” ve “Türkçe Kur`an”a zorlayabiliyor. Uymayanları idam edebiliyor, zindana atabiliyor.

Sadece bu da değil.

İşte Y. Özdil`in sözlerinde gördüğünüz gibi “insanların içlerinde ne gizlediğini öğrenmek” için ışığa tutulması gerektiğini söyleyenler de çıkabiliyor.

Bu kadar yani…

 

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları

Diğer Yazarlar

Tüm Yazarlar